David Zwirner’la önceden kararlaştırılan detaylar ölümden sonra piyasa yönetimiyle ilgili ilk ikilemleri çözdü.

Rotaların dışında kalan ve bir günlük yürüyüşe sığdıramadığımız sanat galerilerini, İstanbul’un sunduğu güzellikler eşliğinde çabasız bir arayışla geziyoruz.

Mirasın Yankıları serisinin beşinci ve son yazısında müzelerdeki sanat eserlerini hedef alan aktivizm ve yeni bir tavır olarak ortaya çıkan artivizme odaklanıyoruz.

Saraybosna Film Festivali'nde öne çıkan başlıklardan yola çıkarak festival programına dair izlenimlerimizi sizler için derledik.

Getty, eylül ayında Güney California genelinde başlayacak bir sonraki programına hazırlanırken katılımcıların çevresel etkilerini azaltma çabalarını destekliyor.

Museum of Moving Image (Hareketli İmge Müzesi, MoMI) ve Tezos Vakfı bir araya gelerek halka, lobideki bir ekrana yansıtılan eserlerin bölümlerini ücretsiz bir şekilde edinme fırsatı tanıyor.

Bu yıl Türkiye’den Dirimart, Galerist, Galeri Nev ve Pi Artworks’ün de katıldığı The Armory Show, 30. yıldönümünde dünyanın dört bir yanından galerileri, sanatçıları, koleksiyoncuları ve sanatseverleri New York’ta bir araya getiriyor.

Fuar süresince Seul'de gezilebilecek sergileri ve şehir dışında ziyaret edilecek iki büyük bienali mercek altına alıyoruz.

Genel Yayın Yönetmeni Berrak Göçer'in The Art Newspaper Türkiye'nin eylül sayısında yer alan editör mektubu.

Yakın zamanda yayımlanan kitaplardan oluşan “Ayın Kitap Seçkisi” bölümümüze hoş geldiniz. Çoğunlukla sanat odaklı olsa da genel olarak radarımıza takılan kitaplar, yayınevlerinin anlatımıyla her ayın son çarşambası sizlerle olacak.

Dijital oyuncular, mecrayı “havalı” bulan daha genç kitlenin ilgisini çekmek için algoritmaya dayalı şeffaf analizlere yöneliyor. Ancak verilerin halen bilgi temelinde yorumlanması gerekiyor.

Müzelerin aksine, sanat fuarları yılda birkaç gün süren etkinliklere odaklanıyorlar; ama Facebook, Twitter, Instagram ve diğer platformlar sayesinde yıl boyunca görünürlük kazanıyorlar.

İngiliz sanatçı ve yönetmen Steve McQueen, Dia Beacon için hazırladığı yeni eserinde, ışık, renk ve sesten oluşan perdesiz bir kompozisyon aracılığıyla Afrika’nın kölelik travmasına ve Siyah Atlantik kültürünün yaratılmasına odaklanıyor.

Yakın zamanda yayımlanan kitaplardan oluşan “Ayın Kitap Seçkisi” bölümümüze hoş geldiniz. Çoğunlukla sanat odaklı olsa da genel olarak radarımıza takılan kitaplar, yayınevlerinin anlatımıyla her ayın son çarşambası sizlerle olacak.

2015’te V-A-C Vakfı öncülüğünde açılan GES-2, çağdaş sanatın yükselen şehirlerinden Moskova’da erişebilirlik, kültürel üretimi ve disiplinlerarasılık ilkelerini esas alan bir kültür evi.

Ece Vitrinel, İş Sanat Kibele Sanat Galerisi’nde açılan retrospektif sergi ve Yasemin Demirci’nin kısa filmi vesilesiyle Türkiye’nin önde gelen karikatüristlerinden Latif Demirci’yi anıyor.

Melike Abasıyanık Kurtiç’in Erimtan Müzesi’ndeki Bir Denizkestanesinin Anıları sergisi sanatçının doğaya bakışına dair izler taşıdığı gibi yaratım sürecine de ışık tutuyor.

Çağla Özbek’in kaleme aldığı Ses, Zift, Vitrin, edebiyata ait bir yöntemi görsel sanatlar bağlamında yeniden ele alarak iki disiplinin de aracılık ettiği çokseslilik ve özgürlük hayalini güvenilmez anlatıcıların doğurganlığı üzerinden inceliyor.

Vuslat’ın Tophane-i Amire’de Ebru Yetişkin küratörlüğünde açılan Emanet sergisi, yaşamın döngüselliği içinde birbirimizle olan ilişkimize, zamanın ötesine taşan toplumsal hafızamıza ışık tutuyor.

Boris Eldagsen’ın sanat fotoğrafçılığında metinden görsele modellerinin kullanımına dikkat çekmek üzere 2023’te kendisine verilen ödülü reddetmesi büyük yankı uyandırırken, şimdi de Londra’daki sergi tartışmaya farklı bir boyut katıyor.

Victoria&Albert Müzesi koleksiyonunda bulunan “Ayşe” imzalı nakışlı Osmanlı havlusunun, 1851 Büyük Londra Sergisi’nde sergilendiği düşünülüyor. Özgür Ceren Can, dönemi için sıra dışı olan bu imzanın peşine düşüyor ve adlarını tarihe yazdıran kadınların hikâyelerini araştırıyor.

Galeri Rotası’nın dördüncüsünde Kabataş’tan Karaköy’e yürüyor, sanat mekânlarını takip ederken İstanbul’un kayıp hafızasını arıyoruz.

Art for Tomorrow (Yarın İçin Sanat) konferansı sırasında açıklanan beş yıllık yenilenebilir anlaşma; kültürel miras, sanat yayınları ve Venedik ve İslam mimarisi arasındaki ilişkilerin diriltilmesi üzerine işbirliğini kapsıyor.

Bu ay Pacifico Yokohama'da bir araya gelecek olan 70 galeri, Japonya'nın "muazzam yerel servetine" ulaşabilmeyi umuyor.

Günümüzde bienallere yönelen ilgi sanatçıların gündemi yeniden belirlediği geçmiş zamanları gölgeliyor.

“Mirasın Yankıları” dizisinde geçen ay müzenin değişen tanımından bahsetmiş ve buna koşut olarak müzenin en önemli işlevlerinden biri olan eğitim verme rolünü işaret etmiştik. ICOM’un (Uluslararası Müzeler Konseyi) 1970’teki modern müze tanımına göre müzeler “koruyan”, “onaran”, “saklayan”, “sergileyen” kurumlardır. Bu tanımda müzenin kültür varlıklarına yönelik birincil görevleri varken aynı zamanda “bilgilendiren/eğitim veren” bir kurum da olması, bu kez kamu yararını birincil konuma yerleştiriyor. Dolayısıyla bu yazıda, “müze eğitimi” olarak tanımlayabileceğimiz işleve odaklanarak müzelerin toplumsal rolünü ve bunun belirleyiciliğini sorguluyor, yöntemlerin didaktik olmaktan başka ihtimalinin bulunup bulunmadığını soruyoruz.

Mavi gökyüzü, kumsal, ışıltılı sular, güneş tonları: Yaz tablosu deyince akla bunlar gelse de 1874 yazında Claude Monet’nin bahçesinde ünlü ressamlar arasında yaşanan çekişme, resmedilenlerin önüne geçiyor.

Onur Ayı vesilesiyle “Yakın Plan”a aldığımız performans sanatçıları Kübra Uzun ve Leman Sevda Darıcıoğlu işlerinde hem evrensel hem de Türkiye merkezli bir odakla queer varoluş, direniş ve görünürlük gibi konulara eğiliyorlar. Canlı, interaktif performans ve videolarında beden, mekân, zaman algılarını ve sınırları irdeleyen sanatçılar, silinen ya da kaybolan geçmiş ile günümüz ve gelecek arasında bir bağ kuruyorlar.

Yaz gelince boşluğa düşen ebeveynler için sanat kurumu ve belediyeler dopdolu atölyeler hazırladı. Buyurun çocuklarla eğlenceli ve öğretici etkinliklere…

Ersan Mondtag’ın, 60. Venedik Bienali’nin Alman Pavyonu’nda yer alan “Monument of an Unknown Man” adlı işi, seyirciyi yoğun endüstriyel “toz”un saf gerçekliğiyle baş başa bırakıyor.