Yaşadığımız dünya, durup nefes almamıza bile izin vermeyen bir hızla dönüşüyor. Kimliksiz kalabalıkların içinde neyin peşinde koştuğumuzu unutmuş bir halde sürükleniyoruz. Tanımadığımız yüzler, durmadan konuşan sesler ve sürekli akan görüntüler beklentilerini üzerimize yığıyor. Kendi benliğimizin izini kaybetmeye başlıyoruz. Kendimizi izole ettiğimiz küçük kovuklarda bile yalnız kaldığımızda, o tanımadığımız yüzlerden biri gibi hissediyoruz. Nihayetinde kendi içimizdeki yabancıya dönüşüyoruz.
Hızla değişen bu dünyada, kendimizle olan yabancılaşmayı durdurmak imkânsız gibi görünüyor. Ama belki bir gündoğumunda odanın içine süzülen ince bir güneş ışığında, şehrin betonla kaplı kaldırımları arasında, kendine yer bulan küçük bir ottan ya da saksıya hapsedilmiş köksüzleşen bir ev bitkisinin inadına açan çiçeklerinde, içimizdeki yalnızlıkları gidermenin yollarını bulabiliriz. Belki de bu küçük, doğal anlar bize yeniden insan olmanın, yeniden kendimiz olmanın yolunu gösterebilir.
Uzakta da olsa, modern dünyanın karmaşası ve hızına karşı bir nefes arayışını yansıtıyor. Sanatçıların eserleri, bu hızlı değişim içinde kaybolmuş benliklerimizi yeniden keşfetme ve doğayla, kendi iç dünyamızla yeniden bağ kurma çabamızı gözler önüne seriyor. Kimlik, cinsiyet, yabancılaşma ve toplumsal beklentiler gibi temalar etrafında şekillenen bu çalışmalar, şehir hayatının ve toplumsal baskıların arasında kaybolmuş benliklerimizi yeniden anlamlandırmak için bir umut ışığı sunuyor.
Uzakta da olsa, Öykü Demirci’nin küraö.rlüğünde Saliha Yılmaz, Baysan Yüksel, Beyza Boynudelik ve Ekinakis’in eserlerini bir araya getiriyor. Saliha Yılmaz, seramik heykel ve resimlerinde; kimlik meselelerini, cinsiyet ve yabancılaşma kavramlarını kent yaşamı ve doğayla ilişkilendiriyor.
Ekinakis, ağırlıklı olarak akrilik, suluboya ve dijital teknikler kullanıyor. Beyza Boynudelik, bireyin kent yaşamında yalnızlaşmasına odaklanarak kent insanının aidiyet, samimiyet duyguları ve gerçekliği için kostümler, maskeler, mekânlar ve kimlikler üzerinden önermelerde bulunuyor.
Baysan Yüksel ise, deneyselliği odak noktası alarak çizim, resim, kolaj, heykel, sanatçı kitapları gibi çokdisiplinli alanlarda rutinler, inançlar, gelenekler, popüler kültür ve tüketim kültürünü sorgulayan bakış açısıyla üretim yapıyor.