Roger Fry
İmgelem ve Tasarım: Sanat ve Estetik üzerine Yazılar
çev. Esra Ermert, Hayalperest Yayınevi, İstanbul, 2024
İngiliz sanatçı ve sanat eleştirmeni Roger Fry, yaşamı boyunca kaleme aldığı yazılardan bir seçki sunduğu İmgelem ve Tasarım kitabında, tanıklık ettiği dönemin sanatının yanı sıra Rönesans’tan Barok’a; Buşmanların, İnkaların ve Azteklerin sanatlarından İslam sanatına; modern mimariden adını da kendisinin koyduğu Ard-İzlenimciliğe dek pek çok konudaki bilgi birikimini şaşırtıcı bir ileri görüşlülükle harmanlayıp okuyucuyu, üzerinden yüz yıldan fazla geçmiş olmasına rağmen etkileyiciliğini hâlâ koruyan bir fikir dünyasına davet ediyor.
Modern estetik üzerine yazılmış en önemli metinlerden olan “Estetik Üzerine Deneme” dâhil olmak üzere yirmi beş makalesinin yer aldığı kitapta Fry, sanatı yalnızca estetik açıdan değil ekonomik, politik, bilimsel ve toplumsal açılardan ele alıyor ve tek bir döneme, konuya ve geleneğe bağlı kalmadan sanatı tüm bu yönleriyle irdeliyor. Giotto’dan Cézanne’a; Dürer’den William Blake’e; El Greco’dan van Gogh’a; Mantegna’dan Renoir’ya pek çok sanatçı ve eserleri üzerine kapsamlı incelemelerin yer aldığı İmgelem ve Tasarım, sanat ve hayat arasındaki ilişkiye ışık tutan, yalnızca yazıldığı dönemde değil günümüzde de hâlâ geçerliliğini koruyan bir sanat eleştirisi sunuyor.
küçük İskender
flu’es
Can Yayınları, İstanbul, 2024
“küçük İskender flu’es’da, içinde yaşadığı topluma alışılmışın, öğretilmişin dışında başka türlü bakıyor, kendince yeni bir dünya kurmak istiyor. Öfkesini, engellenen arzularını, saldırgan, kışkırtıcı, alaycı, radikal bir ‘zilletli dil’le metinleştiriyor. Son yıllarda evlerden sokaklara, günlük yaşamdan siyasetin en üst basamaklarına, medyaya toplumun tüm katmanlarında davranışsal ve dilsel şiddetin görülmemiş bir biçimde arttığı yakıcı bir gerçek. İskender, hem gündelik yaşamında hem de yazınsal metinlerinde iktidarın, egemen kültür ve sanatın baskıcı söylemine karşı başkaldırıyı bir yaşam biçimi olarak benimsemiştir…”
Gonca Özmen
Jacques Ranciere
Sanatın Yolculukları
çev. Zehra Cunillera, Metis Kitap, İstanbul, 2024
Sanat özerk bir deneyim alanı olarak kurulup müzelere veya konser salonlarına yerleştiği zaman, kendi dışına çıkma, yani sanattan başka bir şey olma zorunluluğunu da hissetmeye başladı.
Müzik, müzisyenlerin icra ettiği sanattan fazlası, ruhun dili olduğu iddiasında bulundu. Mimarlık binalar inşa etmek yerine yeni bir dünya kurmak istedi, bunun için göklere uçtu. Modern ve devrimci sanatçılar tablo yapmayı bırakıp “yeni hayat”ın biçimlerini üretmeye karar verdiler. Çağdaş sanatın performans ve yerleştirmeleri ise sanat ile siyaset arasındaki belirsiz alanda duruyor.
Bu yolculuklardan bazılarının izini süren Jacques Rancière, Kant ve Hegel gibi filozofların yoldaki kıvrımları, dönemeçleri anlamamızda bize yardımcı olabileceğini gösteriyor. Genç Marx’ın düşüncesi ile sanatın yolunun kesiştiği noktaya dikkat çekiyor özellikle. “Biçimci” diye suçlanan Sovyet sanatçılarının nasıl devrimi resmetmek yerine bizzat devrim olan bir sanat yaratmak istediklerini anlatıyor.
Nilüfer Şaşmazer
Maaria Wirkkala: Karaya Çıkmak Yasaktır
Arter Yayınları, İstanbul, 2024
Arter Yakın Plan dizisinin beşinci kitabı, Maaria Wirkkala’nın 2007 yılında 52. Venedik Bienali bağlamında ilk kez sergilediği ve aynı yıl Arter Koleksiyonu’na dahil edilen “Karaya Çıkmak Yasaktır” başlıklı yerleştirmesine derinlemesine bir bakış sunuyor. Gençliği Finlandiya’nın güneyindeki Helsinki ve kuzeyindeki Laponya ile İtalya’nın Venedik kenti arasında geçen ve sanatsal pratiği bu coğrafyaların daimi bir değişkenlik içinde olan su, hava ve ışık gibi unsurlarla ilişkisinden etkilenen sanatçının üretimine odaklanan yayın, serginin küratörü Nilüfer Şaşmazer’in giriş metninin yanı sıra sanatçıyla gerçekleştirdiği kapsamlı söyleşiyi de içeriyor. Tasarımını Esen Karol’un üstlendiği kitapta, Orhan Cem Çetin tarafından çekilen yerleştirme fotoğrafları ve eseri detaylı şekilde betimleyen kareler de yer alıyor.
Deniz Gezgin
Doğa Defteri: Gündönümleri, Fırtınalar, Uçanlar, Çiçek Açanlar
Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 2024
Bir zamanlar nasıl yaşanacağına, hareketli takvimler yön verirdi. Toprağın, ekinlerin, bolluk taşıyan su kaynaklarının mevsim geçişlerine uyumla giyinip soyunduğu, dolup boşaldığı bu zamanlarda, bir mevsimin süresi ve karakteri, toprağın, bitkilerin, takımyıldızların, yağmurların kararıyla biçimlenir, doğanın zaman kuşağı kendi halince salınırdı. Bu döngüsel seyir adeta değişken bir ritimle gezinen bütün bir canlılıktı.
Deniz Gezgin’in antropoloji, mitoloji, edebiyat, tarih, söylence gibi, çok çeşitli disiplinlere uğrayarak kaleme aldığı Doğa Defteri, çiçek tozlarını birbirine kavuşturan rüzgârların seyrinde, göçmen kuşları önüne katan fırtınalara karışarak, gündönümlerinin, mevsim çarklarının, çiy damlalarının, tohumların bahsini açıyor. İklimi ve mevsimleri doğanın geniş zamanıyla düşünerek her şeyi içine alan bir eş duyumu dile taşıyor.
İşte yabanıl bir hayvana kardeşim demenin tam zamanı, bağların gevşeyişiyle yakınlığın duyumsandığı başka bir kavrayış imkânı…
Bruno Munari
Meslek Olarak Sanat
çev. Betül Parlak, Ayrıntı Yayınları, İstanbul, 2024
Meslek Olarak Sanat, endüstriyel tasarım kategorisinde değerlendirebileceğimiz bir kitaptır. Yazarın Il Giorno gazetesi için yazdığı makalelerinin yanı sıra kitabın teması için uygun gördüğü başka yazılarını da içermektedir. İlk baskısı 1966’da yapılan ve Laterza yayınevinin çeşitli dizilerinde yer alan bu eser, günümüze kadar yirmiden fazla baskı yapmıştır. Endüstriyel tasarım, reklamcılık, grafik tasarım, gündelik nesnelerin estetiği, kullanım nesneleri ve sanat, görsel iletişim alanlarında vazgeçilmez bir başvuru kaynağıdır.
İnci Eviner
Arkasında Mahrem Bir Şeyler
Dirimart, İstanbul, 2024
İnci Eviner’in seçili desenlerinden ve bu desenlerle reflektif bir diyalog içerisinde, 2023–2024 yılları arasında, Büyükada, İstanbul’da yazdığı şiirsel metinlerinden oluşan Arkasında Mahrem Bir Şeyler, desen, video, performans, heykel ve yerleştirme dahil pek çok farklı mecrada ifade bulan Eviner’in yaratıcı evrenine, işlerinin temelini oluşturan desenleri ve onlarla konuşurcasına ürettiği metinleri üzerinden bir bakış sunuyor.
İnci Eviner’in pratiğinin merkezinde yer alan desen, sanatçı için hem bilinçdışını dışa vurabildiği bir ifade biçimi hem de kendi kavramlarını keşfettiği, onun üzerinden düşündüğü bir araç işlevi görüyor. Eviner için bilinçdışı ile bilinç arasındaki gidiş gelişlerin ifade alanı olan ve toplumsal ile psişik olanın birbirine dolandığı karmaşık ilişkileri açığa çıkartan desen, sanatçının yeni fikir, biçim ve uzamları keşfetmesi ve üretmesini sağlayan zeminin de kendisini oluşturuyor. Onun, deseni temel alarak sınırsız bir görsel dille ve onu sürekli geliştirerek ürettiği yapıtları ise, toplumsal, tarihi ve söylemsel temsil biçimlerini ve bu temsilleri vücuda getiren normları sorguluyor ve onlara meydan okuyor. Arkasında Mahrem Bir Şeyler sanatçı kitabında Eviner, bu sefer kendi desenleriyle diyaloğa giriyor ve desenlerini oluşturan çokkatmanlı dünyayı, sözcüklere dayalı bir uzamda çoğaltarak okuyucuyla paylaşıyor.
Cem Ersavcı
cem ersavcı
çev. Feride Eralp, Espas Yayınları, İstanbul, 2024
Cem Ersavcı 2014’te, hayatının ve fotoğraf kariyerinin erken bir döneminde, bir başka tutkusu olan motosiklet üzerinde seyahat edip dünyayı tanımak üzere yollardayken aramızdan ayrıldı. Ailesi ve dostları, onun mevcut işlerini düzenleme ve arşivleme niyetiyle çalışmaya başladı ve Cem’in işlerinin gölgede kalmaması için, annesi Hilal Aktopuk’un da arzusu ve teşvikiyle bu kitabın yayımlanmasını sağladı. Cem’in eserlerinden bir seçki sunan cem ersavcı, ailesi, arkadaşları ve sevenleri olarak ölümünün onuncu yılında Cem’i anmak ve çalışmalarının bilinirliğine katkı sağlamak için hazırlandı. cem ersavcı, ölümünden sonra yayımlanan bir ilk kitap olarak, Cem’in bütün külliyatından ziyade onun ilgi alanları ve yaklaşımının çeşitliliği ve tutarlılığını yansıtacak, uzun süreli veya dönüp dönüp üzerinde çalıştığı, bir kısmını web sitesinde gün ışığına çıkarmayı yeğlediği ve kimisine maket kitaplar yaptığı “Bilinmeyen Ada”, “Kıyı”, “Sosyal Manzaralar”, “Dışarısı”, “Kuzey Ormanları” ve “Koruganlar” gibi fotoğraf serilerine yer veriyor. Cem’in orijinal seçkilerinden, sıralamalarına olabildiğince sadık kalarak hazırlanan bu albüm, fotoğrafların ön planda olduğu, dingin ama seri sonlarında (kimi zaman da bölüm içlerinde) minik sürprizler barındıran bir tasarıma sahip.
Deborah Levy
Ağustos Mavisi
çev. Aslı Anar, Everest Yayınları, İstanbul, 2024
“Belli ki aynı şeyleri istiyorduk. O an kapıldığım, onunla aynı insan olduğumuz düşüncesi beni ürküttü. O bendi ve ben oydum. Belki o benim olduğumdan biraz daha fazla bendi.” Felaketle sonuçlanan bir konserin ardından kariyerine ara veren piyanist Elsa M. Anderson, Atina’da bir bit pazarında yabancı ve kendisine bir o kadar tanıdık gelen bir kadınla karşılaşır. Onunla arasında tuhaf bir bağ hisseder ve ikizi olduğuna kanaat getirir. Geçmişinden kaçarken vardığı şehirlerde hep ona rastlar, peşinden gider ve bu kovalamaca Elsa’nın piyanoda seslendirdiği besteler gibi müzikal bir niteliğe bürünür: Sessizlikler, patlamalar, nakaratlar birbirini takip eder. Ağustos Mavisi, hikâyesini anlatmak için ortadan kaybolması gereken ve tesadüf ettiği insanların yardımıyla ve onlara rağmen hikâyesini inşa eden bir kadının romanı.