2017’den bu yana düzenlenen Bozcaada Caz Festivali, bu yılki temasını mantarların temel yapı elementi olan miselyum olarak belirledi. Miselyum, etkileşim içinde varlığımızı sürdürmemizin ve kolektif bilincimizin sembolik bir temsili.
Toprak altında kilometrelerce derinliğe ulaşabilen bu doğa fenomeni, günlük hayatımıza görünür bir şekilde tezahür etmiyor; adeta toprağın içine gömülü bir internet ağı gibi, ekosistemimizi canlı tutuyor. Bu yılki festivalde müziğin görünmeyen ama hissedilen birleştirici ve dönüştürücü etkisine vurgu yapılarak, kültürel aktarım temaları ön plana çıktı.
Sürdürülebilirlik Etrafında Düşünmek ve Buluşmak
Ziyaretçileri dinleyici rolünün ötesine taşımayı amaçlayan festival, KEŞİF başlıklı program kapsamında Bozcaada coğrafyasındaki farklı noktalardan gelen katılımcıları miselyum ağının bir parçası yaptı.
Farklı disiplin ve kültürler için bir buluşma noktası olan bu alanda, sürdürülebilir bir dünya için potansiyel projelerin geliştirilme fikri ön plandaydı. KEŞİF 2024, konuşmalar, görsel sanat temelli atölyeler ve tadım etkinliklerinin de dahil olduğu kapsamlı bir program sunarak müziği multidisipliner üretimlerle buluşturdu.
Seramikten mama kabı ve doğal malzemelerle kolaj yapma atölyeleri, katılımcıların kendi tasarımlarını hayata geçirmesine olanak tanırken, bu süreçte coğrafyadaki canlıların varlığını da yaratıcı süreçlerinin bir parçası olarak tanımalarına yardımcı oldu. Ayrıca, atıklardan saksı üretimi ve taşınabilir piknik masası tasarımına odaklanan ileri-dönüşümü odak noktasına alan atölye etkinlikleri de dikkat çekti.
Doğa ve müziğin buluştuğu etkinliklere de yer veren Bozcaada Caz Festivali, “Bitkilerle Müzik” atölyesi kapsamında Selim Siyami'yi ağırladı. Etkinlik, bitkilerden gelen elektrik iletimini canlı ses tasarımlarına dönüştürmek ve deneysel bir performans sunmak üzerineydi.
KEŞİF'in etkinlik listesinde, Bozcaada kültürünü odağına alan atölyeler de ilgi çekiciydi. Festivalin son günü, Bozcaada şarapçılığına odaklanan tadım etkinlikleri ve ada mutfağının potansiyelini keşfetmeye yönelik sohbetler festival coğrafyasına yönelik etkinliklerden bazılarıydı.
Konserler
Güneş batmaya yaklaşırken başlayan konserler, yumuşak tondan daha hareketli bir havaya büründü. Programın en heyecanlı kısmı olan konser bölümünde ziyaretçiler, caz müziği geniş bir yelpazede, saatler ilerledikçe artan bir tempoyla deneyimleme şansı yakaladı. Denizi gören Ayazma Manastırı’nda müzikseverler, gündüz, gün batımını ve geceyi farklı tondaki müziklerle deneyimleme fırsatı buldu.
Festivalin ilk günü, Yazın’ın DJ performansıyla başlayan konser serisini Deniz Taşar, Fransız sanatçı Leon Phal, Aydın Esen Group ve Childplay'in performansları takip etti.
Cumartesi günü, festivalin ikinci gününde, daha uzun bir konser ve KEŞİF programı sunuldu. SHEB, Öner Karaçuha Quartet, Klein, Bozcaada Ensemble, Kraak & Smaak ve Childplay sahne alan isimlerdi. Bozcaada Ensemble, sadece festival için bir araya gelen sanatçılardan oluşan bir grup olarak öne çıkarken, Öner Karaçuha Quartet ise etkileyici perküsyon performansıyla dikkat çekti.
Festivalin son saatlerinin tatlı telaşını taşıyan son günün temposu, diğer günlere göre daha hızlı arttı. İlk iki günün kapanışını yapan Childplay, bu sefer de pazar günü konser serisinin açılışını yaptı. Ardından sahne alan Girls in Airports, adanın yumuşak dokusuna saygı niteliğinde daha sakin bir performans sundu. Cenk Erdoğan Trio ise rock esintili caz şarkılarıyla büyük ilgi topladı.
Festivalin en beklenen isimlerinden biri olan Birleşik Krallık’tan gelen Alfa Mist, neo-klasik müzik ve hip-hop müziğin caz tonlarıyla harmanlandığı etkileyici bir performans sergiledi. Alfa Mist’in şarkıları, festivalin son günü akşam saatlerinde müzikseverlerle buluştu. ABD’de biletleri tükenen ve İngiltere’de Barbican’da verdikleri konserlerle dikkat çeken bu grubun performansına yönelik yüksek ilgi de şaşırtıcı değildi.