Paul Delaroche’un ilk çekilen fotoğraflardan oluşan bir koleksiyonu gördükten sonra kurduğu, “Bugünden itibaren resim ölmüştür,” cümlesi meşhur olmuştu. Bu cümlenin üzerinden geçen 185 yılın ardından bugün, yapay zekânın (YZ) gelişiyle birlikte fotoğrafçılığın öldüğü söyleniyor.
Phillip Toledano, “1840’lar ve 1850’lerdeki ilk dönemlerinde, insanların fotoğraf hakkında söyledikleri şeylerden biri de asla sanat olamayacağıydı çünkü görüntüyü makine oluşturuyordu,” diyor. Özellikle kavramsal fotoğraf projeleriyle tanınan ve YZ teknolojisiyle denemelerine 18 ay önce başlayan New York’lu sanatçı, YZ kullanarak oluşturduğu ilk görüntü koleksiyonunu yayımlamaya hazırlanırken şöyle diyor: “Bugün yine aynı noktadayız, tam olarak aynı şeyi söylüyoruz. Bu da bana aslında tür olarak evrim geçirmediğimizi düşündürüyor. Hâlâ akıl almaz derecede dar görüşlüyüz. Olağandışı bir şeyle karşılaştığımızda onu yalnızca en basit haliyle görüyoruz.”
Toledano yapay zekâyla yaptığı denemeleri Instagram’da paylaşmaya geçtiğimiz yıl başladı. Sanatçı kod yerine doğal dil komutlarını kullanarak açıklama girdilerinden inandırıcı fotorealistik görseller oluşturabilen yeni nesil YZ araçlarından Midjourney’yle çalışmanın nasıl bir şey olduğunu takipçilerine anlatırken, “Bu büyücülük gibi bir şey,” demişti: “Bir fikirle başlamalı, sonra bu fikri gerçeğe dönüştürecek bir büyü yaratmalısınız. Kelimelere ve kelimelerin sırasına önem vermelisiniz. Sonrasında yapmanız gerekense sonuçtan tatmin olana kadar bu büyüyü tekrarlamak.”
Ancak popüler fotoğraf platformu Lens Culture’ın İngiltere doğumlu sanatçıyla denemelerinden evrilen serilerden biri hakkında yaptığı röportaj Instagram’da 1.000’den fazla yorum aldı; büyük kısmı iğneleyici olan bu yorumlarda sanatçı –ve platform– ihanetle suçlanıyordu. Toledano buradaki ironiyi fark etmişti. Ay sonunda L’Artiere Edizioni tarafından kitap şeklinde yayımlanacak Another America (Bir Başka Amerika) sanatçının, benimsediği vatanında kökleşen bölünmeler ve tartışmalı gerçekleri incelemek üzere daha önce başladığı bir projeden doğdu.
“Komplolara inanan insanlar için bunlar tamamen gerçektir,” diyen sanatçı bu alternatif gerçeklikleri yaşamaya, çok fazla zaman harcayarak ve masraf yaparak tamamladığı bir dizi fotoğraf aracılığıyla bu gerçeklikleri “eski moda yöntemler”le tekrar inşa etmeye başladı: “Ve sonra yapay zekâ geldi.”
Bu teknolojiyle uzun süre çalışan Toledano çeşitli anlatı dizileri yarattı. Bunlardan biri de Another America; “fotoğrafik görüntülerin eşsiz bir gerçeklik hissi taşıdığı” 1940-1950’li yılları konu alan bu projede paralel bir evrenin tuhaf, unutulmuş tarihine dair gerçeküstü sahneler canlandırılıyor. Toledano, “Tarihî açıdan bakınca bu kırılma noktasının bana göre en ilginç yanı, yapay zekâyla insanları her yalanın, her komplo teorisinin doğru olduğuna inandıracak görsel kanıtlar sunabilmemiz. Tarihin ve gerçeklerin artık istediğimiz gibi şekillendirebileceğimiz seçenekler haline geldiği düşüncesi bana çok ilginç geliyor. Dolayısıyla AnotherAmerica’nın amacı bize sunulan tarihin esnekliğini göstermek,” diyor.
Another America’nın amacı bize sunulan tarihin esnekliğini göstermek.
Yine yapay zekâyla çok fazla zaman geçiren bir başka fotoğrafçıysa 2023 ilkbaharında daha büyük bir fırtına yaratarak konuyu geniş kamusal alana taşıdı. Toledano gibi muzipçe provokasyon yapmaktan hoşlanan Boris Eldagsen, Pseudomnesia (Sahte Anılar) serisinden “The Electrician” (Elektrikçi) adlı görseliyle Sony Dünya Fotoğrafçılık Ödülleri’ne katıldı ve önemli kategorilerden birinde ödül kazandı; ancak bir sürprizi vardı.
Nisan 2023’te gala ödül gecesine katılmak üzere Berlin’deki evinden Park Lane’deki Londra Hilton’a gidensanatçı smokinle çıktığı sahnede ödülü kabul edemeyeceğini söyledi. Gerekçelerini kamuoyuna açıkladığındaysa haber viral oldu: “Kaçınız bu görselin YZ eseri olduğunu anladınız veya bundan şüphelendiniz? Bir terslik var, değil mi? YZ görüntüleri ve fotoğraf bu tür ödüller için birbirleriyle yarışmamalı çünkü ikisi farklı şeyler. YZ, fotoğrafçılık değildir. Bu nedenle bu ödülü kabul etmiyorum.”
Eldagsen, Almanya’da YZ denemeleri yapmaya başlayan ilk fotoğrafçılardan biriydi. 2022 yazında DALL-E 2’nin bekleme listesine girerek genel satışa sunulmadan önce beta sürümüne erişme fırsatı bulmuştu. YZ ekosisteminin on yıl önce başlayan geliştirme ve yatırım sürecinde patlamanın yaşandığı, “YZ baharı” olarak adlandırılan dönemde 2022 yazı bir dönüm noktasıydı. Karmaşık ve inandırıcı fotorealistik görseller oluşturabilen metinden görsele modelleri kullanılmaya başlamıştı. Diğerlerinin yanı sıra Stable Diffusion ve Midjourney de, OpenAI’ın DALL-E 2 modeline katıldı ve teknoloji herkese açık hale geldi.
2022 yazında fotoğrafçılar arasında YZ’nin gelişim hızıyla ilgili farkındalık düzeyinin düşük olduğunu ve kendisinin “bu boşluğu doldurmak istediğini” söylüyor Eldagsen. Sony Ödülleri’ndeki eylemiyle bu konuya dikkat çekmeyi amaçlayan sanatçı bunda başarılı da oldu. Gündeme bomba gibi düşen haber 17 Nisan 2023’te The Guardian, The Times, Daily Mail ve diğer gazetelerde yayımlandıktan sonra USA Today’den South China Morning Post’a kadar tüm dünya basınına yansıdı.
Eldagsen kendisini bilgi aktarıcısı ya da bir başka ifadeyle, yalnızca YZ kullanımıyla ilgili etik sorulara eğilmemizi ve sonuçları hakkında düşünmemizi isteyen “iyi bir vatandaş” olarak gördüğünü söylüyor. Bu anlamda başarılı olduğuysa kesin. “Ansızın bir tartışma dürtüsü oluştu. ‘Sanat nedir? Yalnızca insana özgü bir şey midir? Yoksa makine tarafından da yaratılabilir mi?’ Bunlar konuşulmaya başladı... Bu tartışma her yerdeydi.”
Fotoğraf dünyasının birçok durumda halen gereksiz bir karmaşa içinde olduğunu söyleyen Eldagsen, uluslararası alanda en iyi foto muhabirlerini öne çıkaran World Press Photo konusundaki son tartışmalara atıfta bulunuyor. Amsterdam merkezli kuruluş, daha geniş uygulamalar ve perspektiflere yer verdiği “Açık Format” kategorisinde üretken YZ görüntülerinin sınırlı kullanımına izin vereceğini geçtiğimiz kasım ayında duyurmuştu. Ancak görsel gazetecilik camiasından gelen büyük tepkilerin ardından bu fikrini hızla değiştirdi.
YZ’nin hiçbir zaman özgün belgeleme yöntemlerinin yerini alamayacağını söyleyen Eldagsen, “Bu çok saçma çünkü YZ fotoğrafçılık değildir,” diyerek ekliyor: “Oluşturulan görüntüler halüsinasyondur. Bunu nasıl karıştırabilirsiniz? Elbette mutlak bir gerçek yoktur. Ama YZ kullanımı gerçekliği tamamen tahrip ediyor. Birçok insan YZ tarafından oluşturulan görüntüleri fotoğrafçılığın mantıksal evrim süreci olarak görmek gibi bir hataya düşüyor.”
YZ tarafından oluşturulan görüntüleri “komutograf” (promptografy) olarak adlandıran Eldagsen tüm çekincelerine rağmen, fotoğrafçılıktan farklı olduğu kabul edildiği sürece bu yükselen sanat türünün eleştirel fakat coşkulu bir savunucusu olmaya devam ediyor. Sony Ödülü’nü reddetmesinin üzerinden bir yıl geçen sanatçı, şimdilerde kuzeybatı Londra’daki yeni bir mekân olan Palmer Gallery’de YZ sanatçıları Nouf Aljowaysir ve Ben Millar Cole’la birlikte Post-Photography: The Uncanny Valley (Post-Fotoğraf: Tekinsiz Vadi) adlı sergiye katılıyor.
Galerinin kurucularından Will Hainsworth, “Genel olarak kabul gören sanat tarihi anlatılarına baktığınızda, hikâyenin yeni teknolojiyle risk alan ve çoğu zaman üretim sürecinde çokça eleştiriye maruz kalan sanatçılar tarafından ileri taşındığını görebilirsiniz. Bu açıdan, genç bir galerinin görevi de bu tür gelişmelere açık olmaktır,” diyor.
Palmer Gallery’nin ortak kurucusu Lucas Giles da YZ’yle çalışan sanatçıların büyük bir potansiyel taşıdığına inanıyor. “Yapay zekânın, 19. yüzyılda fotoğrafın doğuşundan bu yana sanat alanındaki en önemli teknolojik gelişme olduğuna inanıyorum,” diyen Giles sözlerine şöyle devam ediyor: “Sanat, yapay zekâyla ilişkimize ve insan türü olarak teknolojiyi nasıl algıladığımıza dair tartışmaları geliştirme açısından çok önemli bir rol oynuyor. Şu anda genel olarak ütopik iyimserlik ile distopik korku arasında değişen iki yönlü bir söylem söz konusu. Bu açıdan bana göre sanat, YZ’nin pozitif ve negatif çok yönlü sonuçlarının keşfedilmesini sağlayacak daha incelikli ve yansıtıcı bir mercek olarak kullanılabilir.”