ISTANBUL’74, festival ve karma sergiler aracılığıyla sanatın bireysel ve kolektif boyutlarını bir araya getirerek sanatçıların ve yaratıcı bireylerin kültürlerarası diyalog kurmalarını sağlıyor. Küresel bir topluluk olan platform, çeşitli sanatsal projelerle kamusal alanlarda yaratıcılık ile toplum arasındaki bağlantıyı güçlendiriyor. Özellikle mekâna özgü enstalasyonlar ve interaktif düzenlemelerle, sanatın izleyici deneyimini zenginleştiriyor.
Bireyin olduğu gibi kabul görülmesi, kimliğini paylaşan insanlarla bağ kurma, ortak yaşam, aidiyet duygusu bireyin yaşamındaki güç ve güven ağıdır aynı zamanda. ISTANBUL’74, Clubhouse Bebek’teki We Belong sergisiyle bir topluluğa, kültüre ait olma arzusunu sorguluyor. Serginin etrafındaki etkinlikler ise topluluk kültürünü benimseyen yaklaşımın bir örneği olarak öne çıkıyor.
ISTANBUL’74’ün kurucularından We Belong sergisinin de küratörü Demet Müftüoğlu Eşeli’yle sergiyi, Istanbul’74’ü, geçmiş işleri ve gelecek planlarını konuştuk.
TANT: ISTANBUL’74’ün son üç senesindeki öne çıkan işlerine baktığımızda 2021 Contemporary Istanbul’da Flags for Future/Gelecek İçin Bayraklar, geçen sene Rastlantısal Orman (Bir Okuma Odası) sergisi kapsamındaki “A Night of Poetry&Music” ve bu sene de We Belong sergisiyle İstanbul’da alternatif etkinlik ve sergilere ev sahipliği yapan öncü platform olma niteliğinde. Bu sergi ve etkinliklerin yaratım süreci, operasyonu nasıl gelişiyor ve ne kadar sürede gerçekleşiyor?
DEMET MÜFTÜOĞLU EŞELİ: ISTANBUL’74 olarak bugüne kadar gerçekleştirdiğimiz festivalimizde ve karma sergilerde sanatın bireyselliğine rağmen kolektif çalışmalarda herkesin birbirinden aldığı ilhamın ilerideki projelerine yansıdığını gördüm. Yaşadığımız her deneyimi sanat yoluyla sorguluyoruz.
Projelerimizin ortak özelliği sanatçılar ve yaratıcı bireylerle kültürlerarası bir diyalog kurmak ve küresel bir topluluğun vizyonlarını ve içgörülerini paylaşabilecekleri bir platform sunmak oldu. İstanbul Uluslararası Sanat ve Kültür Festivali (IST. Festival), tüm yaratıcı projelerimizin başlangıcı olarak bakış açımızı ortaya koydu. IST. Festival, Gore Vidal, Zaha Hadid, Tilda Swinton, Harvey Keitel, Terry Gilliam, JR, José Parlá, Sophie Calle, Michael Stipe, Anton Corbijn, Hüseyin Çağlayan, Zülfü Livaneli, Peter Beard, Franca Sozzani, Stephen Frears, Courtney Love, Ryan McGinley gibi önde gelen isimleri bir araya getirdi. Ayrıca daha büyük ölçekli sanat eserleri ve enstalasyonların yanı sıra Flags For Future/Gelecek İçin Bayraklar gibi projelerle kamusal alanlarda yaratıcılık alanı ile toplumumuz arasındaki bağlantıyı keşfetmeye devam ettik.
Ayrıca, mekâna özgü enstalasyonların heyecan verici etkisini gördükçe bu yöndeki projeleri hedef almaya başladık. 2022 Eylül’ünde gerçekleştirdiğimiz Rastlantısal Orman sergisi, bir okuma odası etrafında şekillendi örneğin. Freeman ve Lowe’a ait duvar kâğıdı eseri; sanatçıların ve Boo-Hooray’in arşivinden nadir yayınlar, Türkiye’den ve dünyadan önemli arşivler ve sanatçı kitaplarıyla bir araya geldi. Serginin en heyecan verici tarafı ise interaktif bir düzende kurgulanmış olması. Ziyaretçiler, çeşitli karşıt-kültür yayınlarından kült kitapların ilk baskılarına kadar çok geniş bir seçkiyi sanatçılar tarafından tasarlanmış bir enstalasyonda inceleme fırsatı buldu. Freeman ve Lowe, objeler ve mekânlar üzerinden çarpıcı hikâyeler yaratmayı başaran nadir sanatçılardan. İzleyici deneyimini geliştirmek adına, sergisinin etrafında bir kültürel program tasarladık. Multimedya performans olarak nitelendirebileceğimiz “A Night of Poetry&Music” kapsamında, Robert Montgomery ve Greta Bellamacina’nın şiir okuma performansını gösterdik. İstanbul’dan Short Circuit Orchestra ise doğaçlama olarak performansa enstrümanlarıyla eşlik etti ve etkileşime girdi.
Topluluk kültürünü benimseyen Clubhouse Bebek’tekiWe Belong başka iyi bir örnek oldu. Serginin etrafında sanatçı konuşmaları, çeşitli buluşmalar ve performanslar gerçekleştirmeye devam edeceğiz.
2021 Contemporary Istanbul’da ISTANBUL’74’ün Flags for Future projesi, daha sonrasında Biriz Derneği işbirliğiyle karşımıza çıktı. Flags for Future’la yapmayı planladığınız projeler var mı? Hangi ülkeleri hedefliyorsunuz ve başka etkinlikler planlıyor musunuz? Türkiye’de kamusal alanda planladığınız projeler olabilir mi?
Önümüzdeki aylarda hem Türkiye’de hem de yurtdışında projelerimiz devam ediyor. Bir örnek vermek gerekirse, ekibimizle şu an Justin Lowe & Justin Freeman’la 2022’de İstanbul’da gerçekleştirdiğimiz Rastlantısal Orman enstalasyonunu Berlin’e taşımak üzerine çalışıyoruz. Bu projenin de yine New York, México gibi farklı global şehirlerde izleyiciyle buluşması için çalışmalarımız sürüyor. Sergi programında paneller ve performanslara da yer vereceğiz.
Tabii ki, Clubhouse Bebek’teki misafir sanatçı programımız, kapsamını büyütmek için uzun süredir çalıştığımız süreklilik hedefi olan bir kurgu. Farklı disiplinlerden sanatçıları ve yaratıcı zihinleri Bodrum ve Kapadokya gibi Türkiye’nin çeşitli yerlerinde ağırlayarak onlara üretim yapacakları bir alan ve çeşitli destekler sağlıyoruz.
Diğer yandan, bizi çok heyecanlandıran bir konu IST. Festival’i tekrar İstanbul’da hayata geçirmek. Şehrin kültürel ve sanatsal yaşamına büyük bir dinamizm ve yenilikçi bir soluk getiriyor. Bu etkiyi yaratacak fikirler üzerinde çalışmaya devam ediyoruz.
Yılın başında, New York ofisimizi açtık. Burada, yeni bir proje olarak, Claudia Hilda’yla “Las Repúblicas” adlı bir performans üzerine çalışıyoruz. Hilda, 2013-2022 arasında Küba Ulusal Dans Ekibi’nin baş dansçısı olarak görev almış; Londra’dan Chevening ve Leverhulme sanat burslarına hak kazanan başarılı genç bir sanatçı. “Las Repúblicas” hareket, görsellik ve canlı müziğin bir araya gelerek özerklik ve özgürlük mücadelesi veren bireysel ve kolektif bedenler üzerine bir performans sanat deneyimi. Diğer yandan, Ekin Bernay’la yine New York’ta sergilenmek üzere bir proje üzerine de düşünüyoruz.
Ocak başında, Flags for Future/Gelecek İçin Bayraklar projemiz St Barth Adası’nın doğasını ve ekosistemini korumak adına farkındalık yaratmak için her yıl düzenlenen Art Saint Barth galasında sergilenecek. Diğer yandan, 2024 Nisan döneminde Los Angeles’ta gerçekleştirmeyi planladığımız mekâna özgü bir karma sergi fikri üzerine düşünüyor ve üretiyoruz.
Clubhouse Bebek’te yıl boyunca gerçekleşecek etkinliklerin kapsamından bahsedebilir misiniz? Bu etkinlikler kamuya açık bir buluşma mı yoksa sadece üyelere yönelik sanat etkinlikleri mi olacak?
Uzun zamandır şehrimizde eksikliği hissedilen topluluk duygusunu geri getirme arzusuyla yola çıkan Clubhouse Bebek, paylaşılan anlar ve anlamlı deneyimler aracılığıyla sosyal yaşam kavramını yeniden tanımlayan yeni bir kulüp olarak tasarlandı. Clubhouse Bebek, çeşitli disiplinleri bir araya getirerek spor, sanat, tasarım, gastronomi ve daha fazlasını kapsayan geniş bir kültürel programla üyelerine ilham verici bir ortam sunuyor. Clubhouse Bebek’te tüm yıla yayılacak çok disiplinli kültürel program, sergiler, performanslar ve çeşitli etkinlikler için bir platform yarattık. Kulübün benimsediği iyi yaşam ve hareket misyonunun yanında yaratıcı dünyaların farklı yönlerini keşfetmeye odaklanıyoruz. Kültür-sanat programı kapsamındaki etkinliklere üyelik dışı ziyaretler, özel randevuyla mümkün.
Türkiye’de yavaş da olsa ivmeli bir şekilde yeni galeriler sanat sektöründe yerlerini alıyor. Yeni, genç sanatçılarla tanışıyoruz. Markalar, sanata daha çok yatırım yaparak markalarını sanatla yan yana getiriyor. Bu birliktelikler zaman zaman bayağı kaçabiliyor. Sanatın ekonomik yanı dışında marka işbirliklerinde bir nüans var ki, sanatçıya alan bırakmak.ISTANBUL’74’ün çizgisi çok net ve bu alanı sağlıyor görünüyor.ISTANBUL’74’ün normları neler, öğrenebilir miyiz? We Belong’da sanatçı seçimi, kurgusu ve küratöryal çalışması üzerinden sizi dinleyebilir miyiz?
ISTANBUL’74 olarak ilk günden bu yana, normların dışına taşan, sınırları zorlayan farklı disiplinler arasında yaratıcı ifadenin özgürce var olmasını sağlamak ana hedeflerimizden. Sanatçıların özgün eserler yaratmalarını desteklemek, sanatı geniş kitlelere ulaştırmak ve sanatın toplumsal konularla etkileşimini teşvik etmek üzere şekilleniyor yaklaşımımız.
We Belong bireyin bir yere, kültüre ve topluluğa ait olma temel ihtiyacını sorguluyor. Bu sergideki sanatçı seçimi, mekânın özgünlüğüne ve serginin temasıyla paralel, toplumsal konulara duyarlı ve bu konulara farklı perspektiflerden yaklaşabilen sanatçılar üzerine kurulu. Kurgu ve küratöryal çalışmayı, serginin bu çok boyutlu yapısını destekleyecek şekilde tasarladık. Esasen, her projeyle, sanatçıların ve izleyicilerin bir araya gelerek etkileşimde bulunabilecekleri, düşüncelerini paylaşabilecekleri ve yeni perspektifler kazanabilecekleri bir platform yaratıyoruz.
We Belong sergisinde Galeri Nev İstanbul, Dirimart, Performistanbul, Pi Artworks, Galeri Bosfor, Galeri Siyah Beyaz, Öktem Aykut ve Sevil Dolmacı Galeri’nin temsil ettiği sanatçılar yer alıyor. Sergiye ilgi büyük, peki satış rakamları nasıl?
Galerilerle yaptığımız değerli işbirliklerinin yanı sıra We Belong sergisinde ’74 olarak birçok kez işbirliği yaptığımız sanatçıların eserleri de yer alıyor. Robert Montgomery’nin“Love is The Revolutionary Energy” eserinin yeni edisyonu Louvre Müzesi Tuileries Bahçesi’nden sonra ilk kez sergileniyor. Alper Aydın, sergi için altı metre boyundaki ters yelkenli formundaki “Red Pill/Kırmızı Hap” enstalasyonuyla Clubhouse Bebek koleksiyonuna katıldı. Diğer yandan, José Parlá ve JR’ın The Wrinkles of The City – La Havana adlı belgesel/kısa filmi de sergilendi. Nohlab’in “Clair Obscur” adlı eseri de sergi kapsamında izleyiciyle buluştu. Kapsamlı bir çalışmanın sonucunda ortaya çıkan We Belong sergisine koleksiyonerlerin ve sanat profesyonellerinin gösterdikleri ilgiden oldukça memnunuz.
Kültür sanat projelerinin ve etkinliklerin çeşitliliği arttıkça sanat ekonomisinde hareketlilik de artıyor. ISTANBUL’74, sürekli olmamakla birlikte çok spesifik bir alanı tutarak nitelikli etkinlikler ve sanat projeleri ortaya koyuyor. Galerileşmeyi ve fuarlara katılmayı planlıyor musunuz?
ISTANBUL’74, Türkiye’de ve uluslararası olarak çalışmalarını farklı mekânlarda çeşitli bağlamlarda sürdürüyor. Sanatçı işbirlikleriyle ya da sergi ve enstalasyonlar kapsamında beklenmedik mekânları dönüştürmekten ilham alıyoruz. Mekâna özgü üretilen ve büyük çaplı projeler radarımızda. IST. Festival’i farklı işbirlikleriyle Meksika’da da gerçekleştirmek için önemli müze ve galerilerle konuşuyoruz. Misyon olarak kendi kültürümüzü keşfe çıkıyoruz. Örneğin, Belkıs Balpınar’la yaptığımız Açık Hava Retrospektifi de buna bir örnek; yenilik ve geleneksel formları bir arada deneyime açıyoruz. Çeşitli projelerle uluslararası bağlamlarda ayrıca, Art Basel, NOMAD gibi fuarlara da katılım gösterdik. Önemli sanat etkinlikleriyle paralel takvimlerde projeler yürütmeyi tercih ediyoruz son zamanlarda. Böylece farklı izleyici kitlelerine ulaşıyor ve topluluğumuzu da multidisipliner bağımsız platform bakış açısıyla genişletmeye devam ediyoruz.