Tartışmalı yeni Maya Treni Projesi aralık ayından itibaren aşamalı olarak halka açılmayı beklerken çeşitli örgütlü aktivist hareketler projeye karşı çıkmaya devam ediyor. 1.525 kilometrelik yüksek hızlı tren hattı, Yucatán Yarımadası’ndaki turistik destinasyonları Palenque’ten Cancún’a kadar, yaklaşık 20 istasyonla birbirine bağlayacak. Meksika’da ve tüm dünyada birçok arkeolog, çevreci ve aktivist, trenin çevreye, yerel Maya nüfusuna ve Yucatán’daki–altısı UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne girmiş–arkeolojik alanlara telafisi olmayacak şekilde zarar verdiğini, vermeye de devam edeceğini öne sürüyor. Demiryolu inşası sırasında yapılan keşifler de bu söz konusu alanlara dahil.
Meksika Devlet Başkanı Andrés Manuel López Obrador’un öncülük ettiği dev bir proje olan Maya Treni’nin toplam maliyeti 2020 yılında yaklaşık 8,3 milyar dolar olarak öngörülmüştü ancak bu rakam o zamandan bu yana 28 milyar dolara yükseldi. Meksika hükümeti Maya Treni’nin sağlayacağı faydaların maliyetleri karşılayacağını savunuyor ve Obrador yönetimi, projenin turizm sektöründe ve trenin inşaatı, yönetimi ve bakımıyla ilgili bir milyondan fazla istihdam yaratarak bölgedeki yoksulluğu en az yüzde 15 oranında azaltacağını tahmin ediyor. Ancak son üç yıldır Meksika hükümeti, Maya Treni’ni Obrador’un görev süresinin biteceği Eylül 2024’ten önce tamamlamak için çevresel ve arkeolojik düzenlemeleri atlamakla suçlanıyor.
Projenin gelişimi boyunca, Maya Treni’ni denetleyen iki federal kurumundan biri olan Ulusal Antropoloji ve Tarih Enstitüsü (INAH) için çalışan arkeologlar, güzergâh boyunca ortaya çıkan önemli bulgulara ilişkin makaleler yayımladılar. Geçen yıl yayımlanan bir rapora göre, Mérida yakınlarındaki Xiol antik metropolü de dahil olmak üzere yaklaşık 25 bin yeni arkeolojik alan kaydettiler. Buna ek olarak, mağaralar ve cenote’ler (sulu obruk)–Antik Mayalar tarafından kutsal sayılan ve yeraltı dünyasına açılan kapılar olarak görülen yeraltı tatlı su kanalları– gibi “arkeolojik bağlamı” olan 800 coğrafi oluşum tespit ettiler.
Birçok kişi bu keşiflerin, biraz da ironik bir şekilde, ortaya çıkmalarına neden olan proje nedeniyle tehlikede olmasından korkuyor. Güzergâh boyunca yaşayan insanlar da bundan etkilenebilir.
Organize suç ve çevre yıkımı
Maya Treni, Yucatán’daki bir zamanlar kırsal olan bölgelere daha kolay erişilmesini sağlayacak; ancak bu durum, sayıları sekiz milyonu aşan ve İspanyolların fetih döneminde hayatta kalan Mayaların doğrudan torunları olan yerel Maya topluluklarını istemeden de olsa insan ticareti, uyuşturucu ticareti ve İspanyol öncesi döneme ait tarihî eser kaçakçılığı yapan kartellere maruz bırakabilir. Meksika Ulusal Yerli Kongresi’ninMaya delegesi Angel Sulub, nisan ayında Debates Indígenas adlı dijital dergide “Cancún’un [1960’larda] kurulması ve Playa del Carmen ve Cozumel gibi yeni turizm merkezlerinin ortaya çıkmasıyla birlikte suç cehennemi Maya topraklarında da kendine yer açıyor,” diye yazdı. Sulub, bölgede turizmin yaygınlaşmasının daha da fazla suça yol açmasından korkuyor.
Artan turizm faaliyetinin bölge üzerindeki toplumsal ve kültürel etkisi ölçülemeyecek boyutlarda olacak ancak Maya Treni’nin ekonomik faydalarının büyük kısmının sıradan insanlara değil, emlak, tarım ve enerji yatırımlarına sahip ulus ötesi kuruluşlara ulaşması bekleniyor. Daha fazla turizm faaliyetinin yerel ekonomileri güçlendireceği kesin, ancak Sulub’un yazdığı gibi, “turizm sektörüne bağımlılık”,orada yaşayan Mayaları “köle”leştiriyor. “Maya halkı için turizm, kendi kendine yetmekten hizmet sektörü emeği bağımlılığına şiddetli bir geçişi temsil ediyordu.”
İşin çevre cephesindeyse, Meksika çevre örgütü Carto Crítica’ya göre, ağustos ayında, uydu verilerine dayanan bir kartografik analiz, proje başladığından bu yana yaklaşık 16.500 dönümlük alanın ormansızlaştırıldığını ve bu arazinin tahmini yüzde 87’sinin federal düzenlemelere aykırı olarak temizlendiğini ortaya koydu. Özellikle Maya Treni’ne karşı kurulan Sélvame del Tren gibi diğer kuruluşlarsa Obrador’un kampanyasında “tek bir ağacın bile kesilmeyeceği” sözü verilmesine rağmen 2020’den bu yana yaklaşık 10 milyon ağacın kesildiğini tahmin ediyor. (Bu çalışmalara Meksika’nın çevre kabinesi tarafından hızla karşı çıkıldı ve rakamların çok daha düşük –sadece 8.000 dönüm ve 3,5 milyon ağaç–olduğu ve Carto Crítica’nın rakamlarının özel arazileri içerecek şekilde şişirildiği iddia edildi.)
Sélvame del Tren, Temmuz 2022’de bir mektup göndererek UNESCO’ya,Maya Treni’nin etik ve yasal yönetimine, özellikle de Yucatán’ın cenote’lerinin arkeolojik ve çevresel sürdürülebilirliğiyle ilişkili konularda yardımcı olması için çağrıda bulundu.UNESCO sözcüsü The Art Newspaper’a yaptığı açıklamada mektubun alındığını ve UNESCO’nun projenin başlangıcından bu yana “etki çalışmalarının yürütülmesi ve tüm faydalı belgelerin uzmanlarıyla paylaşılmasını talep etmek üzere” Meksikalı yetkililerle birkaç kez temasa geçtiğini doğruladı. Eylül ayında UNESCO Dünya Mirası Komitesi, Maya Treni güzergâhı üzerindeki altı dünya mirası alanına (Palenque, Calakmul, Campeche, ChichénItzá, Uxmal ve SianKa’an) ilişkin talebini yineleyerek Meksikalı yetkililere bu talebi yerine getirmeleri için Şubat 2024’e kadar süre vermişti.
Maya Treni’nin kırılgan ve kolayca çökebilen bir arazinin altında bulunan, bölgedeki cenote’ler üzerindeki potansiyel yıkıcı etkileri yaygın bir endişe kaynağı. Mağaraların araştırılması ve korunmasına adanmış, kâr amacı gütmeyen CenotesUrbanosadlı kuruluşun çevrecilerine göre, cenote’lerin yakınındaki sondaj ve titreşimler deniz suyunun obruklara girmesine ve suyun tuzlanmasına neden olarak Maya toplulukları ve bölgedeki mevcut şehir ve turizm merkezleri tarafından kullanılan akiferleri kirletebilir.
Araştırmacılar, Maya Treni’nden etkilenen yaklaşık 200 cenote’nin birçoğunda nadir arkeolojik eserler ortaya çıkardı. Ekim 2021’de ChichénItzá yakınlarındaki bir cenote’te, MS 830 ile MS 950 yılları arasına tarihlenen iyi korunmuş bir Antik Maya kanosu keşfedildi; bu, Maya bölgesinde bulunan ilk bozulmamış kano. Arkeologlar kanonun dinî bir amacı olduğuna inanıyor, çünkü cenote’de ayrıca duvar resimleri, bir tören bıçağı ve ayin için parçalanmış yaklaşık 40 benzersiz çanaktan kalan seramik parçaları da bulunuyordu. INAH, Paris Sorbonne Üniversitesi’yle işbirliği içinde, Yucatán’da hali hazırda inşa edilen üç yeni müzeden birinde sergilenmek üzere kanonun üç boyutlu bir modelini oluşturmayı ve sergilemeyi planlıyor.
Müzeler gün ışığına çıkarılan eserleri sergileyecek
Maya Treni’nin inşası sırasında ortaya çıkarılan arkeolojik buluntular, 22 milyon doları aşacak toplam maliyetle, önümüzdeki iki yıl içinde Yucatán'da açılacak, federal hükümetin finanse edeceği üç müzede sergilenecek. Uxmal yakınlarındaki Kabah arkeolojik bölgesinde yer alan 4.800 metrekarelik Puuc Arkeoloji Müzesi 360’ın üzerinde objeye ev sahipliği yapacak. ChichénItzá’da yenilenmiş bir ziyaretçi merkezine sahip (INAH’a göre şu anda yüzde 70’i tamamlanmış durumda) yeni bir müze kurulacak; fonlar ayrıca arkeolojik alandaki yaklaşık 23 yapının korunmasına harcanacak. Mérida yakınlarındaki Dzibilchaltún Müzesi’nin önceki alanıysa 200’den fazla eserin yer alacağı bir araştırma merkezi ve müze haline gelecek. Bu müzeler önemli bir eğitim amacına hizmet edecek olsa da Maya Treni projesiyle bağlantıları bölgedeki bazı gözlemcilerde kötü bir izlenim bırakıyor.
Maya Treni’nin resmî internet sitesinde “arkeolojik cevherlerin değerini artıracağı” ve “Maya kültürü hakkında yeni bilgiler” sağlayacağı belirtilse de pek çok kişi projenin, tanıtmayı amaçladığı hazineleri istemeden de olsa yok edeceğini öne sürüyor.