Bor Sanat, bu topraklarda anlatılmaya değer kıymetli hikâyeleri yaşatacak, kültürel mirasa dair farkındalık yaratacak projelerini gelecek vizyonuna ekleyerek çalışmalarına devam ediyor. Sanat eğitimine katkı sağlama felsefesiyle yola çıkan Bor Sanat’ın kurucu ismi, Bor Holding Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Cem Hancan, bu bağlamda kurumların kalıcılığını vurgulayarak, “Sonraki nesillere aktarım da tarihî kayıtların yanında kültür, kurumsallaşarak geleceğe aktarılabilir,” diyor ve sanatla iç içe geçmiş bir gençliğin nasıl sanat koleksiyonerliğiyle sonuçlandığını anlatırken sanatta eğitim, yatırım ve sergileme unsurlarının önemine değiniyor.
Hancan, yakın zamanda Mardin Bineali’nde desteklediği Invited sergisiyle dikkat çeken Bor Sanat’ın EXIT Kolektif’ile işbirliğinin uzun soluklu bir desteğe dönüşeceğini de müjdeliyor. İşte Hancan’laTürkiye’deki sanat piyasasını ve Bor Sanat’ın gelecek planlarını da konuştuğumuz keyifli sohbetimiz.
BAHAR ONAN: Yıllar içinde büyük bir koleksiyon oluşturdunuz ve bu süreç sonunda Bor Sanat kuruldu. Koleksiyonculuğa başlamanız ve ardından Bor Sanat’ın kuruluş süreci nasıl gerçekleşti?
ÖZGÜR CEM HANCAN: Bir sanatsever olarak zaman içerisinde gelişen bir süreç benim için koleksiyonculuk. Temelinde resim öğretmeni olan annemin etkisi elbette çok önemli. Ankara’da annemin fakülte giriş sınavlarına hazırladığı yetenekli gençleri izleyerek geçti çocukluğum. Zamanla gerçekleştirdiğim seyahatlerdeki deneyimlerim, sanatçıların yaşam öykülerine, sanat tarihine olan merakım beni önemli sanatçılarla buluşturdu. Koleksiyonerlik öyküm koleksiyoner olma çabasıyla başlamadı ancak yıllar içerisinde özellikle Fikret Muallâ’nın yaşamöyküsü ve eserlerini tanımamla daha derin bir tutkuya dönüşerek ilerledi ve ilerliyor.
Benim sanat eserlerine asıl ilgimin başlaması ve koleksiyonerliğe olan yönelimim özellikle gençlik yıllarımda yaptığım Floransa seyahatiyle hız kazandı. Floransa’da “Davud” heykelinin de sergilendiği Galleria dell’Accademia’nın yanından geçiyordum. Dışarıda da pek çok yerel sanatçı vardı. Onlar kendi üretimlerini yapıyorlardı. Üretim yapan sanatçılara sormaya başladım, “Nasıl üretiyorsunuz? Nasıl bir duygu dünyası içindesiniz?” Uzun sohbetlerimiz oluyordu. Hatta ilk eserlerimi de oradan almaya başladım. Sonra dünyayı gezerken sürdü bu alışkanlık. Örneğin Avusturya’ya gittiğimde yerel sanatçıların eserlerinden temin etmeye başladım. Küba’ya gittiğimde Havana Güzel Sanatlar Fakültesi’ni ziyaret ettim. ABD’ye gittiğimde San Francisco’da bambaşka bir dünyayla tanıştım, farklı bir bakış açısı edindim. Tüm bunlar başlangıç kabul edilebilir.
Bor Holding çatısı altında bir sanat platformu kurma düşüncesi çok uzun zamandır hayalini kurduğum bir şeydi ve 2023 yılında Bor Sanat’la gerçekleşti. Bor Sanat’ı kurma fikri, koleksiyonun gelişimi ve toplumsal-sanatsal farkındalığımın artmasıyla zaman içerisinde önemli hedeflerim arasında yerini almaya başladı.Şu anda geldiğimiz noktada Bor Sanat, holdingin önemli bir parçası. Sanat mirasının korunması, genç kuşakların desteklenmesi, kültürel atılımın sağlanması gibi holdingin var olan vizyon politikasını Bor Sanat’ın hedefleri içinde de tanımlıyoruz.
Sanat eğitimine verdiğiniz önemi düzenlediğiniz eğitim etkinliklerinden biliyoruz. Ayrıca atölyeler organize ederek sosyal sorumluluk projeleri de gerçekleştiriyorsunuz. Bu projelerinizden biraz bahsedebilir misiniz?
Bor Sanat’ın kuruluş felsefesinde sanat eğitimine katkı sağlama ve ülke çapında bu çabayı yayma amacı büyük bir paya sahip. Sanat eğitimi yalnızca desen eğitiminden ibaret bir olgu değil. Sanat eğitimi sosyolojik, psikolojik, felsefi unsurları da barındırmalı, gençler ve çocuklar bu farkındalıkla büyütülmeli.
Bor Sanat olarak sosyal yardımlaşmaya da önem vererek çocuklarımızın yanlarına gideceğiz, genç sanatçılarımızın yanlarında olacağız, kendi kaynaklarımızla tüm gerekliliklerde kültür-sanatın toplumsallaşması, kültürün yaygınlaşmasına odaklanan, bilginin üretimine yardımcı olan projeler üretmeye devam edeceğiz. Özellikle 2025 yılında bu perspektifte projeler gerçekleştirmek üzere Bor Sanat ekibi hazırlıklarını sürdürüyor.
Bor Sanat koleksiyonunda çok önemli isimlerin yeri var, Fikret Muallâ bunlardan bir tanesi. Koleksiyonunuzu neye göre seçiyorsunuz? İleride koleksiyonunuza dahil etmek istediğiniz sanatçılar var mı?
Bor Sanat Hancan Sanat Koleksiyonu’nun önemli bir paydasını Fikret Muallâ’nın eserleri oluşturuyor. Bu eserlerin yanı sıra koleksiyonda Ali Atmaca, Kemal Önsoy, Selma Gürbüz, Fahrelnissa Zeid, Fikret Otyam, Burhan Doğançay, Mehmet Güleryüz, Nimet Berdan, Chant Avedissian, İzzet Arda Onursan, Mustafa Ayaz, Ergin İnan, Nuri İyem ve Özdemir Altan gibi önemli sanatçıların eserleri yer alıyor.
Koleksiyonu genişletirken, yeni bir sanatçıyı koleksiyonumuza eklerken koleksiyonun maddi-meta değerini büyütebiliriz gibi bir düşüncemiz kesinlikle yok. Mesela koleksiyon içerisinde Nuri İyem eserleri var, onun serileri bizim için önemli. Kemal Önsoy’u çok seviyorum, müzelerde sanatçının eserlerinin önünde saatlerce oturup seyretmişliğim vardır ve üstelik bunu birkaç kez gerçekleştirdim. İşte bu şekilde özgün, kendini ifade edebilen sanatçılara ve ayrıca yeni sanatçılara yer vermek, aynı zamanda onları da önümüzdeki süreç içerisinde destekleyebilmek bizim için çok önemli. Bu süreçte, koleksiyonumuzu nasıl daha geniş, daha doğru, daha akılcı bir yolda zenginleştireceğimizi ekibimizle beraber yapacağız ve bu bağlamda 2025 yılına yönelik projeler üretiyoruz.
Bor Sanat amacını “sanatın ve sanatçının ülkemizde daha geniş kitlelerce benimsenmesi, tanınması, öğrenilmesi ve bilinmesi” şeklinde tanımlıyor. Bor Sanat’ın kültür-sanat alanındaki hedeflerini öğrenebilir miyiz?
Bu noktada kişilerin geçici olduğunu ama kurumların kalıcı olduğunu düşünüyorum. Sonraki nesillere aktarım da tarihî kayıtların yanında kültür, kurumsallaşarak geleceğe aktarılabilir. Bu şekilde kendi markasıyla, kendi kimliğiyle yola çıkan, vizyonu baştan çizilmiş, doğru kişilerle işe başlamış, uzun yıllar yaşayan ve en önemlisi, şahsi bir koleksiyon olmaktan öteye geçip zamanla kurumsallaşacak bir marka yaratma hedefindeyiz. Bu süreçte bilgi üreten ve bilgiyi aktarmayı ön planda tutan akademisyenlerle sanatseverleri buluşturmak istiyoruz. Bor Sanat paneller düzenleyen, yurtdışından sanat uzmanlarını davet eden, önemli sanatçılarla gerçekleşecek farklı sanat atölyeleriyle de üretimi destekleyen bir mekanizmada ilerleyecek.
Bor Holding grubumuzda Bor Sanat markasıyla yola çıkarken büyük bir heyecan yarattık ve duyduk. Bu heyecanımda tek başıma olmadığım için açıkçası çok mutluyum. Bor Sanat olarak sosyal yardımlaşmaya da önem vererek çocuklarımızın yanlarına gideceğiz, genç sanatçılarımızın yanlarında olacağız, kendi kaynaklarımızla tüm gerekliliklerde kültür-sanatın toplumsallaşması, kültürün yaygınlaşması bağlamında projeler üretmeye devam edeceğiz.
Türkiye ve yurtdışındaki bienal, fuar ve diğer sanat etkinliklerini takip ediyor musunuz? Sizce bu tür etkinliklerin sanat dünyasına olan etkileri ve katkıları neler, Bor Sanat olarak bir katılım ya da organizasyon hedefiniz var mı?
Hem şahsım adına hem de Bor Sanat olarak kültür sanat etkinliklerini yakından takip ediyoruz. Bu yıl 10 Mayıs-10 Haziran tarihleri arasında gerçekleştirilen 6. Mardin Bienali kapsamında düzenlenen Invited: Müşterek/Unified sergisinin destekçisi olduk. Ebru Nalan Sülün’ün küratörlüğünde gerçekleşen Invited: Müşterek/Unified sergisinde Ahmet Rüstem Ekici&Hakan Sorar, Cansu Sönmez ve Mehmet Çimen eserleriyle yer aldı.
Invited sergisi EXIT bağımsız sanat alanının dört ayrı mekânında, sokağa-kamusal alana da taşan bir kurguda, ışık-ses-mekân enstalasyonları, yapay zekâyla tasarlanan video enstalasyonlar, Artivive programıyla okunabilen tekstil baskı üzerine animasyonlar, video projeksiyon, 3B modelleme, 3B kil baskı, seramik çalışmalar, hologram fan üzerinde izlenebilen yapay zekâ tekniğiyle üretilmiş video animasyon çalışmaları sergilendi.
EXIT Kolektif’le bienal kapsamında başlayan işbirliğimizi uzun soluklu bir desteğe dönüştürüyoruz, önümüzdeki süreçte bağımsız bir sanat alanı olan EXIT Kolektif’e desteğimizi sürdüreceğiz. Bu bağlamda sanatçılara destek vermeye devam edeceğiz.
Bu topraklarda anlatılmaya değer çok fazla hikâyemiz var. Bor Sanat olarak sanatı Anadolu’nun çeşitli bölgelerine taşımak ve yerel sanat üretimini desteklemek öncelik verdiğimiz konuların başında geliyor. Önümüzdeki dönemde de ülkemizde ve yurtdışında düzenlenen sanat fuarları, bienaller ve diğer etkinliklere destek olmaya devam edeceğiz. Ülkemizin ses getiren sanat etkinliklerinden İstanbul Bienali, ContemporaryIstanbul ve Artweeks İstanbul gibi başlıca etkinliklerin yanı sıra yeni açılan sergileri takip etmekten büyük keyif alıyorum. Ayrıca İstanbul dışında gerçekleştirilen önemli sanat etkinlikleri, kurumsallaşmaları da yakın takipte kalmaya çalışıyorum. Yurtdışı etkinliklerden ise bu sene herkes gibi Venedik Bienali’ni ilgiyle takip ettik.
Bugünün sanat piyasası, sanatın ticari ve kültürel boyutları arasındaki dengeyi nasıl koruyor veya değiştiriyor? Sizce gelecekte çağdaş sanatçılar, toplumun ve teknolojinin gelişen dinamikleri içinde nasıl bir rol oynayacaklar?
Sanatın ticari ve kültürel dengesi sanat piyasasını yönlendiren koleksiyonerler, galericiler, eleştirmenler, küratörler, müzayedecileri de kapsayan oldukça geniş, önemli bir çemberin hâkimiyetinde. Belki de burada önemli olan detay sanatın kültürel unsurlarını ve bu bağlamdaki dönüştürücü etkisini göz ardı etmeyen bir ticari kaygıyı inşa etmek. Bu denge oluşamadığında sanat piyasası ticari kaygıların hâkim olduğu, sanatın estetik ve kültürel unsurlarının tartışılmadığı ve hatta bu unsurların geleceğe aktarımında sorunların oluştuğu bir ortama dönüşüyor.
Çağdaş sanatçılar gelecekten ziyade güncelde de teknolojinin kullanımında önemli yollar kat ettiler. Dünyada ve Türkiye’de artık “tasarım” oldukça önemli bir etkileşim yöntemine dönüştü. Yakın gelecekte sosyal alanlarda, iş hacminde, reklam sektöründe, popüler medyada bu bağlamlarda sanatçıların da dahil olduğu bir gündelik yaşam inşasının hızlanacağını düşünüyorum. Sanatçılar günümüzün toplumsal-kamusal mecralarını ve alanlarını bir tasarım nesnesine dönüştürerek bienaller, festivaller, kamusal alan sergileri vb. gibi faaliyetlerin dışında da ana aktör haline gelecekler. Belki burada önemli olan, bu tasarım süreçlerinde sanat üreticileri, yaratıcı ve özgün çağdaş sanatçılarla yol almak ve estetik unsurları her daim olması gerektiği gibi göz ardı etmemek.
Bir koleksiyoner olarak gelecekte bir müze kurmayı planlıyor musunuz? Ayrıca, yürüttüğünüz diğer sanat projeleri ve etkinlikler hakkında da bilgi verebilir misiniz?
Müze kurmak kısa vadeli hedeflerimiz arasında yer almıyor ancak gelecekte böyle bir çabayı başarıyla tamamlamaktan mutluluk duyarım. Bor Sanat, 2023 yılında faaliyetlerine başladı ve kurulduğu günden itibaren hedefleri doğrultusunda emin adımlarla ilerliyor. Yakın gelecekte Bor Sanat’ın sanatçıları ağırlayacağı, koleksiyonunu sanatseverlerle paylaşacağı fiziksel bir mekânı olması adına çalışmalarımızı yürütüyoruz.
Sohbetimizin başında da ifade ettiğim gibi önümüzdeki dönem Mardin’de faaliyetlerini gerçekleştiren EXIT Kolektif ’in destekçisi olmaya devam ediyoruz. 2025 yılı içerisinde özellikle bağımsız sanat alanlarına, sanatçılara, özellikle merkez dışı sanatsal oluşumlara destek vermek önemli hedeflerimiz arasında yer almakta, proje hazırlıklarımız sürmekte.Yeni dönem içerisinde sergi projelerimiz ve sanat eğitimine yönelik desteklerimiz de gündemimizde.