11-12 Haziran’da ön gösterimi yapılan, 13-16 Haziran’da ziyarete açılan fuarda yaklaşık 4.000 sanatçının eseri izlenebilirken Basel kentinin sokaklarına yayılan sanatsal etkinlere katılmak da mümkün.
İlki Basel’li galericiler Ernst Beyeler, Trudl Bruckner ve Balz Hilt’in çabalarıyla 1970’lerde düzenlenen fuar, bu yıl ilk defa tamamen Maike Cruse’un direktörlüğünde gerçekleşecek. Ayrıca Giovanni Carmine’nin dördüncü kez küratörlüğünü yaptığı, devasa heykeller, duvar resimleri, fotoğraf sergileri ve video gösterimlerinden oluşan 2.000 eserlik “Unlimited” (Sınırsız) ve bu yıl New York’taki İsviçre Enstitüsü’nden Stehanie Hessler’in ilk kez küratörlüğünü üstlendiği, 20’den fazla mekâna özgü kamusal sergiyle birlikte günün her saatinde sanatsal etkinliklere katılımı sağlayan “Parcours” (Güzergâhlar) bölümleri de ziyaretçilere açılıyor. Basel’deki Art Basel’in en önemli ayaklarından birini oluşturan ve 20. yılını kutlayan “Conversations” (Konuşmalar) ise bu yıl 11 panelden oluşuyor. 25. yılına giren “Film” bölümünde uzun metrajlı filmlerin yanı sıra dört yaş üstü çocuklara da hitap eden özel bir seçki sunulurken bu yıl ikinci kez gerçekleşen, küratörlü ve tematik sunumlara adanan “Kabinett” (Kabine) bölümündeyse 23 galerinin 22 projesi yer alıyor. Aynı tarihlerde yer alacak DESIGN MIAMI.BASEL’inse 25’in üzerinde katılımcısı mevcut.
Art Basel’in bu yıl en ilgi çekici işlerinden biri kuşkusuz 86 yaşındaki Macar kavramsal sanatçı Ágnes Dénes’in Messeplatz’da gösterilecek, küratörlüğünü Samuel Leuenberger’in üstlendiği “Honouring Wheatfield – A Confrontation” (Buğday Tarlasını Onurlandırmak – Bir Yüzleşme, 2024) enstalasyonu. Çevre, ekoloji ve arazi sanatını bir araya getiren bu yerleştirme yaz boyunca Messeplatz’da duracak ve ardından hasat edilecek.
Yaratıcılığın sınırlarını zorlayan eserlere yer veren “Unlimited”da dünyanın dört bir yanından gelen sanatçıların eserleri bu sene seyirci tarafından oylanıyor ve fuarın sonunda “Seyircinin Seçimi” yer alıyor. “Parcours” bölümü Clarastrasse’den başlayarak Ren Nehri’ne doğru uzanıyor. Cadde üzerindeki mekânlar kullanılarak üretilen eserler sanatın dolaşımını ve ticaretini de yansıtır nitelikte.
“Film” programında ise Filipa Ramos’a bu yıl Marian Masone katılıyor. Ekoloji, mahremiyet, tarih ve siyaset konularına değinen kısa ve uzun metrajlı filmlerin yer aldığı gösterimlere canlı performanslar, söyleşiler eşlik ediyor. Nefeli Chrysa Avgeris, Zheng Bo, Ulla von Brandenburg, Kyriaki Goni ve Tiffany Sia’nın kısa film serilerinden oluşan, son dönemde bitkilerin sanat dünyasının önemli bir konusu haline gelmesini konu alan The Political Life of Plants (Bitkilerin Politik Yaşamı) ise bu yıl en çok ilgi çekenler arasında yerini alıyor.
11 panelden oluşan “Conversations”, odağına çağdaş kültürün geleceğinin inşası ve nasıl şekillendirilmesi gerektiğini alıyor. Ayrıca küresel kriz dönemlerinde sanatçıların siyasetle ilişkisi ve dijital teknolojilerin sanatı şekillendirme biçimleri tartışmaya açılıyor. Hans Ulrich Obrist’in dijital sanatçılar Rebecca Allen ve Danielle Brathwaite-Shirley üzerinden ütopya kavramını masaya yatırdığı; sanatçı Sophie Jung ile küratör ve eleştirmen Francesco Bonamini’nin çağdaş sanatta mizah ve hicvin rolünü tartıştığı bu çeşitli konuşmaların ardından 20 yıla yayılan “Conversations”ın öne çıkan tartışmalarından bir video derlemesi de seyirciyle buluşuyor. Yine fuar kapsamında Ren Nehri’nin hemen kenarında yer alan Mesian Otel’in barında, restoranında ve terasında günün her saatinde, 24 saat sanatsal etkinlikler düzenleniyor. Sanat bütün şehri kapsayarak yaşayan ve yaşatan bir aracıya dönüşüyor.
DESIGN MIAMI.BASEL
Tarihî ve çağdaş koleksiyon tasarımlarıyla Art Basel’e katılan Design Miami, bu yıl da özgün tasarımlarla ortaya çıkıyor. Mimarlık, şehir planlama, iç mekân, sergi ve endüstriyel tasarım alanlarında 40 yıla yayılan kariyeri boyunca Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa, Latin Amerika ve Asya’da kamusal ve özel projeler tasarlayan, 3 Nisan’da ölen Gaetano Pesce’ye saygı duruşu niteliğinde hazırlanan sunumla başlayarak maddesellik ve sınırları zorlayan tasarım konuları ön plana çıkıyor.
Mekânın hemen girişinde 1970’lerden günümüze uzanan ve Design Miami’de öne çıkan eserleri görmek mümkün. Fuar boyunca Design Miami’ye ilk kez katılacak galerilerin çalışmaları da yer alıyor. Ben Storms’un akışkanlığı öne çıkardığı Liquid Solids (Sıvı Katılar) adlı kişisel sergisi özellikle dikkat çekiyor.
Paris’ten Galerie Gastou, plastik malzemelerden sanat üretimine odaklanarak Shiro Kuramata’nın sade işleri ile Gaetano Pesce’nin bol malzeme kullandığı işleri arasında iletişim kuruyor. Meşhur tasarımcı çift François-Xavier ve Claude Lalanne’ın çağının ötesindeki heykelleri; Tayvanlı tasarımcı Pao Hui Kao ile Norveçli seramikçi Ann Beate Tempelhaug’ın şiiri, kaligrafiyi ve resim sanatını ön plana çıkararak oluşturduğu çömlekleri; Alman endüstriyel tasarımcı Konstantin Grcic’in otomotiv endüstrisinde kullanılan malzeme tasarımları, fuarın maddesellik yönünü vurguluyor.
Tasarım tarihine ilham veren Jean-Michel Frank, Franz West, Jean Prouvé, Charlotte Perriand, Pierre Jeanneret ve Serge Mouille gibi sanatçıların zamana meydan okuyan tasarımları da fuar kapsamında yer alıyor. Ini Archibong, Wendell Castle, Enrico Marone Cinzano, Carmen D’Apollonio, Misha Kahn, Samuel Ross, Ettore Sottsass, Barbora Žilinskaitė, Philippe Starck ve Élizabeth Garouste’un sınırları zorlayan tasarımlarıysa büyük ilgi gören bölümlerden birini oluşturuyor. 20. yüzyılın çeyreğinde üretim yapan İtalyan, Amerikan ve İskandinav tasarımcıların eserlerinin bir araya geldiği sergilerin yanı sıra Fransız seramikleri, Japonya’nın geleneksel zanaatkârlığını taşıyan, bambudan yapılan hasır sepetler öne çıkan eserler arasında yerini alıyor.
13-16 Haziran’da Basel’de yapılan Art Basel ve DESIGN MIAMI.BASEL, ziyaretçilere disiplinlerarası ve çok kültürlü bir dünyanın kapılarını açarken gerek konuşmalar gerek eserler yoluyla sanatın geleceğine dair düşünülebilecek alanlar yaratıyor.