Lancet tıp dergisi, sağlık ve sanat arasındaki bağlantıları inceleyen, bugüne kadar yapılmış en büyük bilimsel araştırma projesini yayımlayacak. Konuya ilginin yoğunlaştığı bir dönemde derlenen araştırma, sanat yoluyla insanların sağlığını iyileştirmeye yönelik programlara daha fazla yatırım yapılmasını sağlamayı amaçlıyor.
Jameel Arts & Health Lab ve Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından yürütülen serinin 2024 yılının sonlarında yayımlanması planlanıyor. Seri, University College London, Harvard Üniversitesi ve Sydney Üniversitesi’nin de dahil olduğu farklı üniversitelerden 50’den fazla araştırmacının oluşturduğu bir ekip tarafından yazılan dört makale ve bir photo essay’i (foto makaleyi) kapsayacak.
Yakın zamanda yapılan çalışmalar, sanatın doğum sonrası depresyon semptomlarını hafifletebildiğini, ağrıyı yönetmeye yardımcı olduğunu ve kaygıyı azalttığını gösterdi. Lancet’te yer alacak seri, Dünya Sağlık Örgütü’nün, sanatın sağlık ve refahın iyileştirilmesindeki rolüne ilişkin 2019 tarihli raporuna dayanacak. Makaleler dans, drama ve görsel sanatlar gibi sanat formlarını ele alarak hükümetlerin sanat ve sağlık konusuna yönelik yeni programlar tasarlamalarına veya mevcut programları büyütmelerine yardımcı olacak politikalar önerecek.
Bulgulara dayanan bir seri
Eylül ayında New York’ta Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda projenin lansmanını yaparken Lancet’in Kuzey Amerikalı genel yayın yönetmeni Miriam Lewis Sabin, “Sanatın, insan deneyimi açısından merkezî bir yerde olduğu da sağlığın korunması için önem taşıdığıda görülmelidir,” diyor. Sabin sözlerine şöyle devam ediyor: “Lancet’in bu serisinin, sanatın özellikle bulaşıcı olmayan hastalıkların önlenmesi ve bu hastalıklara yakalanan insanların desteklenmesi açısından elzem olduğunu kanıtlayacak bulguları sağlayacağını umuyoruz.”
Bu seri, kanser, Parkinson ve kalp hastalığı gibi bulaşıcı olmayan hastalıklarla sanat arasındaki ilişkiyi ortaya koyan bulguların ilk kapsamlı incelemesini sunacak. İnsanların sanata erişimini engelleyen faktörleri gösteren nüfus genelinde yapılan çalışmaların analizi; sanatla uğraşmanın sigara ve alkol kullanımını nasıl etkileyebileceği ve sanat terapisinin bulaşıcı olmayan hastalıkların insanlar tarafından yönetilmesine nasıl yardımcı olabileceğine dair bir değerlendirme içerecek.
DSÖ Avrupa Bölge Ofisi, New York Üniversitesi Steinhardt Okulu ve Londra merkezli Cultu Runners gibi kuruluşlar tarafından ocak ayında başlatılan Jameel Arts & Health Lab, sanatın sağlığa faydaları konusundaki bilimsel araştırmaları teşvik etmeyi ve Birleşmiş Milletler’e üye 193 ülkenin tamamında bu doğrultudaki politikaları yönlendirmeyi amaçlıyor. Cultu Runners’ın kurucu direktörü Stephen Stapleton, Lancet’te yayımlanacak serinin, bu hedeflere ulaşılmasına yardımcı olacağını söylüyor. Stapleton, “DSÖ’yle işbirliği, tavsiyelerin BM üyesi ülkelerdeki sağlık ve kültür bakanlarına ulaşması için bir yol olduğu anlamına geliyor,” diyor.
Müze ziyaretlerinin ağrıyı hafifletmeye nasıl yardımcı olabileceği konusunda araştırmalar yapan Ian Koebner ise konuyla ilgili şunları söylüyor: “[Lancet’in] yaptığı her şeyin sağlık camiasında çok geniş çaplı etkileri oluyor; bu da, sanat ve sağlık konusunun, sağlık alanında ve tıp dergilerinde ele alınması açısından önemli etkileri olacağı anlamına geliyor.”
Sanat ve sağlık arasındaki bağlantıları araştıran kuruluşların sayısı giderek artıyor. ABD’deki, belediyeye ait en büyük sağlık sistemi olan New York Şehri Sağlık ve Hastaneler Kurumu, 1930’larda kasvetli bekleme odalarını ve koridorları aydınlatmak için duvar resmi yapan sanatçıları işe alarak sanat eserleri toplamaya ve sipariş etmeye başladı. Bugün ise, Robert Rauschenberg’in imzalı litografileri, Andy Warhol’un serigrafi çiçekleri ve Keith Haring’in duvar resimleri de dahil olmak üzere 7.000’den fazla eserden oluşan bir koleksiyona sahip.
New York’ta devam eden sanat ve sağlık programlarından birinde, duvar ressamları, hastane tesislerinin duvarlarında eserler yaratmak için hastalarla, personelle ve orada kalanlarla işbirliği yapıyorlar. Bir diğerindeyse kurumun misafir ettiği altı sanatçı haftalık sanat yapma seanslarında personele rehberlik ediyor. Hastanelerde düzenli olarak, sağlık kurumlarının ortak ağına ait koleksiyonlardan ya da yerel müzelerden ödünç alınan eserlerden oluşan sergiler düzenleniyor. Bu sağlık ağının sanat programlarından sorumlu başkan yardımcısı Larissa Trinder, bulgulara dayanarak yürütülen sağlık ve sanat programlarının hem personele hem de hastalara yönelik olduğunu söylüyor. “Sağlık personeli desteklendiği ve önemsendiği takdirde hastalara da daha iyi bakım sağlayacaktır,” diye ekliyor.
Reçeteyle müze bedava
Quebec’teki doktorlar “Müze Reçeteleri Programı” kapsamında Montreal Güzel Sanatlar Müzesi’nin (MMFA) ücretsiz ziyaret edilebilmesi için reçete yazabiliyor. MMFA’nın Eğitim ve Sağlık Bölümü’nün başkanı Mélanie Deveault, 2018’de başlatılan programın hali hazırda 15 doktoru kapsadığını ve yakında genişletilebileceğini ve programın bir parçası olarak yürütülen araştırmaya dair bulguların yıl sonuna kadar yayımlanacağını söylüyor. Benzer bir müze reçetesi programı geçen yıl Brüksel’de denenmişti.
Stapleton, “Sanat toplumsal sağlığımız açısından hayati bir rol oynuyor,” diyor. “İnsanlar artık sanatı sadece kurtarmaktan değil, bir şeye yaraması için sanatı kullanmaktan bahsediyor.”