2025’ten itibaren beş yıl boyunca yenileme çalışmaları nedeniyle kapanacak olan Centre Pompidou, üst üste gelen personel grevlerinin yarattığı bir karmaşa içinde.
Fransa’nın ulusal modern ve çağdaş sanat müzesine ev sahipliği yapan Paris’teki sanat kompleksinde gerçekleşecek 262 milyon euro’luk bir yenilenme çalışması için taşınma ve kısmi kapatma sürecinin2024 sonbaharında başlaması planlanıyor. Bina 2025 yılının sonunda tamamen kapatılacak ve 2030’dan önce yeniden açılmayacak.
Pompidou çalışanları iş güvenliği endişesiyle ekim ayının ortasından bu yana birçok kez greve giderek binanın sekiz gün boyunca kapalı kalmasına neden oldu. 14 Kasım’da müzakereleri yürütmek üzere devreye giren Fransız Kültür Bakanlığı ile beş sendika arasındaki görüşmeler açmaza girdi. Kasım ayının sonunda Pompidou’nun “tehlikede” olduğunu iddia eden dilekçe için sendikaların öncülüğünde 2200’den fazla imza toplanmıştı. Grevcilerin toplantısına katılan sol kanattan iki milletvekili endişelerini parlamentoya taşıyacakları sözünü verdi.
Sendikalar, müzenin tadilat için kapatılma kararının alınmasından bu yana geçen üç yıl içinde personelin “iş hayatlarındaki gelecekleriyle ilgili hiçbir yazılı garanti” almadıklarını söylüyorlar. Pompidou sözcüsü, The Art Newspaper’a yaptığı açıklamada, “Tüm çalışanların işe devam edeceğini ve müze yeniden açıldığında işlerine geri döneceklerini ya da ona denk pozisyonlar alacakları”nı belirtti.
“Tek bir yer” talebi
Sendikalar, binden fazla mevcut çalışan için“işgücünün korunması” çağrısında bulunuyor. Ayrıca hiçbir işin taşerona verilmeyeceğine dair bir taahhüt bekliyorlar ki bu da sendikaların elini zayıflatabilir. Örneğin, Louvre ve Orsay müzelerindeki güvenlik personelinin çoğu, şu anda dışarıdan hizmet veriyor ve bu durum sendikal eylemleri daha da zorlaştırıyor. Ancak Kültür Bakanı Rima Abdul-Malak’a yakın bir kaynak, The Art Newspaper’a, “Yedi yıl öncesinden bu kadar detaylı sözler vermenin kesinlikle imkânsız olduğu”nu belirtti.
Sendikanın bir diğer önemli talebi de kapanma sırasında “müzenin tüm faaliyet ve misyonlarının ona mahsus tek bir yerde sürdürülmesi”.Aynı yetkili kaynak, “Paris’in kalbinde Pompidou’nun işgal ettiği 120 bin metrekarelik alanın yerini alabilecek bir yer bulmamızın imkânı yok,” diyor.Ancak 2030 yılına kadar Pompidou’nun koleksiyonundan düzenlenecek sergilere, tamamen yenilenme sürecinin ardından 2024’te yeniden açılacak olan Grand Palais’nin ev sahipliği yapması için bir ortaklık kurma sürecinde olduğunu da sözlerine ekledi.
Pompidou için planlanan yenilenme programında yapılan değişiklikler de sendikalarla yaşanan anlaşmazlığı körükledi. Ocak 2021’de dönemin Fransız Kültür Bakanı Roselyne Bachelot, 200 milyon euro’luk bir yenileme çalışması için merkezin üç yıl süreyle kapatılacağını açıklamış; asbestin ayrışması, yalıtım ve engelli erişimi de dahil olmak üzere, yaşlanan bir binayı modernize etmek için gereken maliyeti ve zamanı sınırlamak için binanın tamamen kapatılması gerektiğini belirtmişti. Proje, yangın güvenliği ve iklimlendirme sistemlerinin yanı sıra asansörlerin, yürüyen merdivenlerin ve cumbaların değiştirilmesini de içeriyor.
Ancak üç yıllık süre şimdi beş yıla çıktı ve bütçe şişerek 262 milyon euro’ya yükseldi. Pompidou, buna gerekçe olarak artan imar maliyetlerini gösterdi. Ek olarak kurumun, galerilerinin ve kültürel alanlarının yeniden düzenlenmesi için de yine 160 milyon euro kaynak yaratması gerekiyor. Ancak Pompidou başkanı Laurent Le Bon, 2030 yılında müzenin yeniden açılmasının ardından uygulanacak kültürel programını henüz sunmadı, bu nedenle sendikalar çalışmaların galeriler üzerindeki etkisinin belirsiz olduğunu savunuyor. Pompidou, yeniden açılış programının Haziran 2024’e kadar tamamlanacağı sözünü veriyor.
2021 yılında göreve beş yıllığına atanan Le Bon, kapanışı Paris’e 16 milyondan fazla ziyaretçi gelmesinin öngörüldüğü 2024 Olimpiyat Oyunları sonrasına kadar ertelemeyi başardı. Le Bon müze, halk kütüphanesi ve müzik araştırma merkezini de içeren çok disiplinli bir kültür merkezi olarak tasarlanan “Centre Pompidou’nun DNA’sını korumayı” vaat ediyor.
Fransız hükümeti, çok geciken ve artık kritik bir ihtiyaç olan yenileme çalışmaları için mekânın tamamen kapatılmasından başka bir alternatif olmadığı konusunda kararlı. Pompidou’nun eski başkanlarından Alain Seban ise aynı fikirde değil. Seban Le Journaldes Arts’a verdiği demeçte “Binanın tamamen kapatılmasını önlemek için kendimi [kültür] bakanlığının kapısına zincirlerdim ”derken bakanlık buna karşılık olarak, binayı kısmen açık tutmanın“ ziyaretçiler ve personel üzerinde olumsuz anlamda kayda değer bir etki yaratması bir yana maliyetleri ve çalışmaların süresini de önemli ölçüde artıracağı” yanıtını veriyor.