Aristokratik bir havası olan, kırmızı işlemeli elbisenin yaratımı Dilek Hanif için keyifle geçirilmiş bir anıya dönüyor. Paris Haute Couture Moda Haftası’nda koleksiyon sergileyen ilk Türk olan ve Jane Fonda’yı bir Oscar gecesi için giydiren çağdaş moda tasarımcısı Dilek Hanif, The ArtNewspaper Türkiye “Beymen Özel Eki” için, Beymen’in 50. yılına ithafen hazırladığı gece elbisesini anlatıyor.
İlk koleksiyonunuzu nasıl yarattınız?
İlk koleksiyonumuzun yeri bende hep çok ayrı olmuştur. İlk defa Paris Haute Couture Haftası için hazırlanıyorduk. Bu koleksiyonla alakalı en büyük isteğim özgün tasarımlara sahip bir koleksiyon olmasıydı. Bu nedenle kültürümüzün zenginliğinden yola çıkarak Anadolu temasını tasarımlarımıza yansıttık.
Dilek Hanif tasarımlarını özgün kılan nedir?
Tasarımlarımızda hep feminenlik, seçkinlik ve zariflik ön planda olmuştur. Tasarımlarımıza bir zamana bağlı kalmadan, geçmişin zenginlikleriyle ve günümüzün modernliğini bir araya getirerek hayat veriyoruz. Bütün bunları ön plana çıkarırken en çok özen gösterdiğimiz noktalar detaylar ve gelişmiş işçiliğimiz olmuştur. Kalıplarımızdaki ve dikişlerimizdeki özenin bizi farklı bir boyuta taşıdığına ve bizi özgün kıldığına inanıyorum.
Golden Opulence sergisi için özel olarak gerçekleştirdiğiniz tasarımlardan biraz bahseder misiniz?
Beymen’in tasarımcılar için hazırladığı ön çalışma gerçekten çok net ve etkileyiciydi. 50. yıl sergisine hazırlanmak benim için bir zevkti. Konu olarak Anadolu’nun 500 yıllık geçmişine dokunması beni gerçekten çok heyecanlandırdı. Bu dönemlere hep yakından bir ilgim vardı. Bu ilgimi zaman zaman tasarımlarımda kaftan detayıyla veya farklı bir detay olarak kullanmak, o tasarımı daha zengin bir hale getirmemizi sağlıyor. Bizim için tam anlamıyla gerçek bir ekip ruhu hissettiğimiz bir proje oldu. Couture atölyemizde bir çalışma gerçekleştirdik ve bütün o nakışları ve desenlerin tamamını ekiple beraber biz çıkardık. Keyif aldığımız bir çalışma süreci oldu.
Beymen’in 50.yılı için düzenlenen “Golden Opulence” temasını nasıl buldunuz? Bu özel serginin bir parçası olmak size nasıl hissettiriyor?
Türkiye’miz için bu kadar değerli bir mağazanın düzenlediği bir sergide yer almak bizi ekipçe çok onurlandıran bir süreçti. Belirlenen tema hepimizin çok ilgisini çekti, Beymen’in projeyi bize sunuş tarzı ve netliğiyle daha da heyecan verici bir hal aldı. Beymen’in 50. yılında yanında olmak, benim ve tüm ekibim için çok keyifli bir deneyim oldu.
Bir moda tasarımcısı olarak Beymen’in lüks marka portföyünün Türkiye’deki moda tasarımı sektörüne etkileri sizce nelerdir?
Beymen Türk marka sektöründe Türkiye için çok önemli bir noktada yer alıyor. Sektörde bence en değerli perakende markalarından ve olmazsa olmazlarımızdan bir tanesi. Türk moda markalarıyla dünyaca ünlü moda markalarını bir araya getirip bizlere sunan çok değerli bir firma.
Türkiye’nin değerli moda tasarımcılarından biri olarak ülkemizdeki zanaat ve işçilik hakkında neler düşünüyorsunuz, sizce yeterli ve doğru değerlendirebiliyor muyuz?
Bu konuyla çok uzun zamandan beri yakından ilgilenip bununla ilgili projeler yapıyorum. Ülkemizdeki 32 ayrı bölgeyi ziyaret edip yok olmaya yüz tutan sanatlarla ilgili özel çalışmalar yapıyorum. Yaptığım bütün bu çalışmalar benim konuya vâkıf olmama olanak sağladı. Ülkemizde gerçekten çok değerli el sanatlarının, el işçiliklerimizin ve özelikle dokuma sanatının var olduğuna inanıyorum ve şu an bu paha biçilemez sanatlarımıza daha çok sahip çıkmamız gereken bir noktadayız. Benim de en büyük hedeflerimden biri; yok olmaya yüz tutan el sanatlarını ve zanaatları keşfedip günümüz bakış açısıyla, topluma yeniden kazandırmak. Genel olarak baktığımızda bunun için daha çok çaba sarf edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Sanatların korunmasıyla ilgili bir çok yerde farklı faaliyetler gerçekleştiriliyor. Büyükşehirlerde, halk eğitimlerinde devletimizin bu konuya çok büyük desteği olduğunu görebiliyoruz. Dolayısıyla zaman içerisinde bununla alakalı daha yeterli bir noktaya ulaşacağımızı düşünüyorum.
Sizin için lüksün tanımını nedir?
Lüks benim için rahatlığı, zarafeti, özeni ve kaliteyi ifade eden bir terim. Hayattaki arzu edilen şeylerden keyif almayı içerir; bunlar arasında yüksek kaliteli ürünler, hizmetler ve memnun edici zevkler olarak kabul edilen deneyimler yer alabilir. Lüks özneldir. Kişiden kişiye ve kültürden kültüre değişebilir. Genellikle ayrıcalık, üstün işçilik, detaylarda dikkat çekici ve zenginlik duygusuyla ilişkilendirilir. Lüks öğeler ve deneyimler genellikle daha pahalı veya nadirdir. Bu da onların en yüksek kalite ve arzu edilirlik algısına katkıda bulunur.
Söyleşi: Pelin Kestanecioğlu