Söz konusu eser, toga benzeri giysi giyen bir adamın göz alıcı, gerçek boyutlu, başsız bronz heykeli. Müzenin "hit eserler" rehberlerinde yer alan heykel, Türkiye Cumhuriyeti tarafından öne sürülen yağmalanma iddialarına rağmen yakın zamana kadar Roma heykel galerisinin gözde eseri olarak başı çekiyordu. Künyesinde "Filozof İmparator, muhtemelen Marcus Aurelius (MS 161-180 yılları arasında hüküm sürmüştür)" yazıyor ve Marcus'un ölümünden hemen sonrasına, "MS 180-200 civarına" tarihleniyordu. Müzenin heykelle ilgili online listesinde de bu bilgi tekrarlanıyor ve heykelin "Türkiye, Bubon(?) (Likya'da) "dan geldiği belirtiliyordu. Ancak son aylarda eserin kökeni ve kaynağı giderek daha yoğun bir incelemeye tabi tutulmaya başlandı. Müze, Roma İmparatoru Marcus Aurelius'u tasvir ettiği düşünülen heykel ile ilgili kamuyla paylaştığı bilgileri, yağma iddiası ile arasına mesafe koymak amacıyla yakın zamanda güncellemişti.
Hem Amerika Birleşik Devletleri hem de Türkiye'deki kolluk kuvvetleri Bubon'dan yağmalanan sanat eserleri ile yeniden ilgilenmeye başladı. Türkiye'nin güneybatısındaki bu antik alanda, köylüler 1960'larda bir dizi bronz portre heykeli keşfetmişti. Katı kültürel miras yasalarına rağmen, bronzları gizlice eski eser kaçakçılarına sattılar. Türk yetkililer 1967 yılında olay yerine geldiklerinde, geriye sadece boş kaideler ve şu an yakındaki bir müzede bulunan tek bir heykel kalmıştı. Kaideler, aralarında Marcus Aurelius'un da bulunduğu 14 Roma imparatoru ve imparatoriçesinin isimlerini taşıyor. Bu alan yağmalanmak yerine bilimsel olarak kazılmış olsaydı, -imparatorluk ailesini onurlandıran bir tapınak olması mümkün- 20. yüzyılın en önemli arkeolojik keşiflerinden biri olacaktı.
Sıradışı miktarda, yüksek kaliteli Roma imparatorluk heykelleri ve portre başları 1960'ların ortalarında uluslararası sanat piyasasına çıkmaya başladı. Satıcılar, bu son derece nadir bulunan bronzların Türkiye'nin güneybatısında keşfedilme öyküsünü kulaktan kulağa fısıldadılar. 1970'ler ve 90'lar arasında Türk ve Amerikalı akademisyenler dağılmış olan Bubon grubunu yeniden yapılandırmaya çalıştılar. Yakın zamanda, Manhattan Bölge Savcılığı'nın Eski Eser Kaçakçılığı Birimi, Türk yetkililerle ortaklaşa, daha önceki çalışmaları temel alarak soruşturmayı yeniledi. Kasım 2022'den bu yana, Metropolitan Sanat Müzesi ve Fordham Yunan, Etrüsk ve Roma Sanatı Müzesi de dahil olmak üzere kamu ve özel Amerikan koleksiyonlarından dört Bubon bronzuna daha el konuldu ve Türkiye'ye iade edilme aşamasında.
Geçtiğimiz bahar, Cleveland'ın Marcus Aurelius heykeli sergilenme alanından çıkarıldı. Her zaman Bubon ile ilişkilendirilen bu eser, müze tarafından 1986 yılında, yakın zamanda el konulan dört parçadan üçünü satan aynı satıcıdan, Charles Lipson'dan satın almıştı. Nitekim heykel 1987'de ilk sergilendiğinde, müze diğer Bubon heykellerinin fotoğraflarını ve başka bir müzeden ödünç alınmış bir Bubon portresini de sergilemiştir. Galeri etiketleri ve basın bülteninde grubun bir bütün olup olmadığı ve Türkiye'de Roma imparatorluk ailesini onurlandıran bir taşra tapınağındaki muhtemel kökenleri tartışılmıştır. Hatta müzenin küratörü Bubon'a seyahat etmiş ve bu bağlamı inceleyen bilimsel bir makale yayınlamıştır.
Ancak son gelişmeler bu bağlamı ortadan kaldırıyor. Müzenin heykeli kaldırması ve Manhattan Bölge Savcısının el koyma emri çıkarmasının yanı sıra, heykelin internetteki listesi de yeniden yazıldı. Bubon'a, Türkiye'ye ve hatta Marcus Aurelius'a yapılan atıflar silindi. Artık sadece "Örtülü Erkek Figürü" olarak adlandırılıyor. Nereden geldiği hakkında hiçbir bilgi yok. Varsayılan tarihi de artık Marcus'un ölümünden sonraki dönem değil. Bunun yerine müze, "M.Ö. 150 ile M.S. 200" arasındaki 350 yıllık bir zaman diliminde herhangi bir noktada yapılmış olabileceğini iddia ederek ellerini havaya kaldırıyor. "Roma ya da muhtemelen Yunan Helenistik dönemine ait" olabilir. Müze, Marcus Aurelius'u tartışan "İmparatorluk Portresi mi?" başlıklı videoyu internet sitesinden kaldırmamış olsa da, bu spesifik bilgi, heykel hakkındaki şu yeni yazılı açıklamayla doğrudan çelişiyor: "Baş, yazıt veya diğer özellikler olmadan, temsil edilen figürün kimliği bilinmemektedir." Oysa ki , Bubon'da Marcus Aurelius'a ait bir yazıt olduğu 1993 yılından beri biliniyor.
Silinen metinlerin Manhattan Bölge Savcısının hamlelerine karşı müze tarafından verilen savunmacı bir yanıt olduğu açık. Müzenin seçtiği strateji, onlarca yıllık bilimsel çalışmaya ve kamuoyu eğitimine rağmen, bu heykelin ne olduğu hakkında hiçbir fikri yokmuş gibi davranmak. Bunu yaparken de, heykeli çalındığı ülkeye iade etmektense, önemli bir antik sanat eseri hakkındaki bilgileri silmeyi tercih ettiğini zımnen kabul ediyor. Bu tutum, müzenin etik ve dürüstlükten yana ciddi bir şekilde ödün verdiği anlamına geliyor ve kamuoyunun güvenini sarsacağı kesin. Bu gerçekten bir şeytan pazarlığı…
Cleveland Sanat Müzesi'nin yanıtı
"Cleveland Sanat Müzesi köken konusunu çok ciddiye alır ve koleksiyondaki nesnelerle ilgili iddiaları dikkatli ve sorumlu bir şekilde inceler. Politikamız gereği, Cleveland Sanat Müzesi bir hak talebinde bulunulup bulunulmadığını kamuoyu önünde tartışmamaktadır. CMA, bir çözüme ulaşılmadan önce kamuya açık bir tartışmanın, ilgili taraflar arasındaki özgür ve açık diyaloğa zarar verdiğine ve bunun da ilgili herkes için en iyi sonuca yol açtığına inanmaktadır."
Elizabeth Marlowe
Colgate Üniversitesi Sanat Tarihi ve Müze Çalışmaları
*Boubon Antik Kenti - Burdur