Türkiye'nin çağdaş sanat sahnesine dinamizm katan genç fuar CI BLOOM, 4. Edisyonu’nda da galerileri, kurumları ve inisiyatifleri bir araya getirerek, koleksiyonerler ve sanatseverlerle buluşturuyor. Dört yıldır disiplinlerarası etkileşimi teşvik eden bir platform olarak öne çıkan fuar, sergilerin yanı sıra atölye çalışmaları ve deneysel projelere de ev sahipliği yapıyor. Bu yıl da, NOKS Art Space ve KOLİ Art Space gibi bağımsız sanat alanları, kültürlerarası birliktelikleri merkeze alarak kimlik ve cinsiyetin akışkanlığına odaklanan projeler sunuyor. CI BLOOM bu katılımlarla sanat dünyasında görünürlüğü artırmaya devam ediyor.
CI BLOOM, genç ve dinamik bir platform olarak büyümeye devam ederken, yapay zekâ ve dijital sanatın da önemini göz ardı etmiyor. Contemporary Istanbul’un genç fuarı olarak, kâr amacı gütmeyen sanat inisiyatiflerini destekleyen CI BLOOM, aynı zamanda sürdürülebilirlik çabaları kapsamında, karbon ayak izinin azaltılması, atık yönetimi ve enerji tasarrufu gibi konularda önemli adımlar atıyor.
Contemporary Istanbul’un Yönetim Kurulu başkan yardımcısı Rabia Bakıcı Güreli’yle CI BLOOM’un 4. Edisyonu’nu, genç fuarın pratiklerini ve geleceğe yönelik vizyonunu konuştuk.

Rabia Bakıcı Güreli
THE ART NEWSPAPER: 17-20 Nisan tarihleri arasında CI BLOOM’un 4. Edisyonu baharın da gelmesiyle birlikte çağdaş sanat dünyasını hareketlendirmeye devam ediyor. CI BLOOM özelinde üç yıllık deneyimlerinizden ve fuarın gelişim sürecinden bahsedebilir misiniz?
RABİA BAKICI GÜRELİ: CI BLOOM’un genç bir fuar olarak dört yıl boyunca büyüdüğünü ve farklılaştığını, en önemlisi de daha çok sanatsevere ulaştığını söyleyebilirim. Bugün, CI BLOOM, Türkiye’deki çağdaş sanat sahnesine dinamizm kazandıran ve uluslararası alanda yeni bir soluk getiren Contemporary Istanbul’un genç fuarı olarak sanat dünyasında yerini aldı diyebiliriz. Bu süreçte biz de hem İstanbul’un vizyonunun sanatsal bağlamda geliştiğine şahitlik ettik, diğer yandan bu sanatsal gelişimle genç bir fuarın yaratıcısı olarak kendimiz de geliştik. Her proje bizim için yeni bir tecrübe. Bu üç yıl içinde, bugün baktığımızda CI BLOOM’da yeni bir deneyim alanı yarattığımızı, değişimlerle vizyonumuzu ve misyonumuzu da yenilediğimize inanıyorum.

Mahmut Celayir, "Balkan Naci İslimyeli Anısına Ayna İşleri 1" (2024). Diyarbakır'da kurulan Loading Art Space, CI BLOOM'un 4. Edisyonu'nda
MAHMUT CELAYİR: (c) MAHMUT CELAYİR , LOADING ART SPACE
Önceki edisyonlarda olduğu gibi CI BLOOM bu yıl da sanat inisiyatiflerine ev sahipliği yapıyor. Bu inisiyatiflerin fuara katılımının sanat dünyasındaki görünürlüğe ne ölçüde katkı sağlayacağını öngörüyorsunuz? Geçmiş yıllarda nasıl geri dönüşler aldınız?
Evet bu edisyonda da yine galerileri sunumlarının yanı sıra özel projelere ve sanat inisiyatiflerinin katılımlarına da yer vererek, Türkiye’de üretilen sanatın gelişmesini ve çeşitlenmesini teşvik etmeyi amaçlıyoruz. Ayrıca, mimarlık, çağdaş sanat ve dijital sanat odaklı konferanslar da fuar programında yer alıyor.
Bu edisyonda, bağımsız ve kültürlerarası birliktelikleri merkeze alan ve disiplinlerarası etkileşimi teşvik eden bir platform olarak sergilere, atölye çalışmalarına ve deneysel projelere ev sahipliği yapan NOKS Art Space’in yanı sıra sanatsal deneyim ve işbirliği odaklı bir alan olarak konumlanan, kimlik ve cinsiyetin akışkanlığına odaklanan ve değişimin gerekliliğine olan inançla faaliyetlerini sürdüren KOLİ Art Space’i de görmek mümkün. Diğer yandan, güncel sanat pratiklerini desteklemek amacıyla Cengiz Tekin ve Erkan Özgen’in girişimiyle kurulan, genç sanatçılar ve sanatçı adayları için kâr amacı gütmeyen bir sanat mekânı olarak sanat üretimini ve paylaşımını teşvik eden Loading Art Space yer alıyor.
CI BLOOM, ilk edisyonundan itibaren sanat piyasasına enerji vermek ve kâr amacı gütmeyen kuruluşları desteklemek için gerçekleştirdiğimiz bir fuar ve bu yıl da aynı amaçla ilerledik.
20 yıldır Türkiye’de çağdaş sanat fuarları düzenleyen Contemporary Istanbul’un Yönetim Kurulu başkan yardımcısısınız. Bu alanda yaşadığınız zorluklardan ve bunlarla baş etme yöntemlerinizden bahsedebilir misiniz?
20 yıl boyunca birçok zorlukla karşılaştık, bunlardan en belirgin ve zor olanı pandemiydi. Ama her zaman zorluklar karşısında yeni yaklaşımlar ve çözümler geliştirmeye çalıştık. Zamanın geçmesi ve geçen süre içinde her şeyin farklılaşması, sanat izleyicisinin artık farklı bir yaş grubunun ve jenerasyonunun olması bile bir zorluk aslında. Bugün baktığımızda müzeler de aynı sorunlarla başa çıkmaya çalışıyorlar, daha genç hedef kitlesine ulaşmayı hedefliyorlar çünkü gelecek orada.
Bu nedenle, zorluklar karşısında her zaman farklı çözüm noktaları ve alanları geliştirmek zorundayız. CI BLOOM da sanat ekosistemini canlandırmak için pandemiden sonra çıkan bir projeydi bizim için ama gelişti ve genç sanatçılar için de bir platform haline geldi. Kısacası, zorluklar fırsat olabiliyor bazen.
CI BLOOM genç bir fuar. Zaman içerisinde gelişimini nasıl planlıyorsunuz? Fuarın kapsamını genişletip mekân değişikliğine gitme olasılığınız var mı? Yoksa CI BLOOM’u, şu an olduğu gibi genç ve daha az katılımcılı bir yapıda mı tutmayı hedefliyorsunuz?
Aslında, CI BLOOM, ilk edisyonundan itibaren sanat piyasasına enerji vermek ve kâr amacı gütmeyen kuruluşları desteklemek için gerçekleştirdiğimiz bir fuar ve bu yıl da aynı amaçla ilerledik.
Bir fuar olarak, Türkiye’deki çağdaş sanat sahnesin hareketlendiren ve uluslararası sahnede kendini kanıtlamış olan Contemporary Istanbul’un genç fuarı olarak sanat dünyasında yerini aldı. Ama diğer yandan, elbette gelişecek ve her edisyonunda yenilenerek farklılaşacak. CI BLOOM Türkiye’deki çağdaş sanatın canlı ve yenilikçi dünyasını öne çıkarmayı ve bu yolla uluslararası bir buluşma noktası olma konusunda her zaman destekliyor.
CI BLOOM’da yerli galerilerin, kurumların ve inisiyatiflerin katılımına tanık oluyoruz. İlerleyen süreçte fuar, yurtdışından katılımcıları da kapsayacak mı?
CI BLOOM’da, “Yeni, genç, dinamik ve Türkiye’deki farklı sanatı ve sanatçıları nasıl ön plana çıkarabiliriz?” sorusu üzerine düşündük ve yeni koleksiyonerle gençleri bir araya getirmeyi hedefledik.İlerleyen süreçte yine aynı şekilde genç ve dinamik bir fuar olacağız, şu anda CI BLOOM’a yurtdışından katılımcı almayı planlamıyoruz.
CI BLOOM, Türkiye’deki çağdaş sanat sahnesin hareketlendiren ve uluslararası sahnede kendini kanıtlamış olan Contemporary Istanbul’un genç fuarı olarak sanat dünyasında yerini aldı.
Türk sanatçıların geldiği noktayı global anlamda nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türk sanatçılarınyurtdışı fuarlarında daha çok görünmesi gerektiğini düşünüyorum. Türkiye’deki sanatçıların dinamik yurtdışı ortamında da çok ilgi gördüğünü gözlemliyoruz. Birçok uluslararası sanatçımız var ama daha fazlası gerekiyor. Biz de CI BLOOM kapsamında Türkiye’deki çağdaş sanat galerileri ve sanatçıların, yurtdışındaki sanat fuarlarına katılımlarında devlet desteği eksikliğinden kaynaklanan zorlukları aşmayı hedefleyerek, yurtdışındaki koleksiyoner gruplarına ve basın mensuplarına Türkiye’nin çağdaş sanatını küresel ölçekte tanıtmak istiyoruz. Türkiye’nin sanat alanındaki varlığını uluslararası platformlarda daha fazla yer alması gerektiğine inanıyorum.

Aslı Torcu, "Evlilik Oyunu" (2019).
Pi Artworks uluslararası bir çağdaş sanat galerisi.
"EVCİLİK OYUNU": (C) ASLI TORCU, Pİ ARTWORKS
CI BLOOM ve CI genç sanatçıları nasıl destekliyor? Bu kapsamda özel olarak geliştirdiğiniz projeler veya sunduğunuz destekler var mı?
CI BLOOM’un önemli unsuru aslında tamamen yeni, genç ve farklı kimlikleri, sanatçıları ve projeleri ağırlamak olacak. Bu yıl da yine genç sanatçılara odaklanmak ve inisiyatifleri de bu bağlamda desteklemek istiyoruz. CI BLOOM’da genç sanatçıları geleneksel sergileme tekniklerinin ötesinde görmek mümkün. Galerilerin de bu bağlamda yeni pratikler ürettiğini görebiliyoruz.
Yapay zekâ (YZ) ve dijital dünyada sanat giderek ilgi uyandıran bir konu haline geldi. İlerleyen dönemlerde bu kapsamda özel bir çalışma ya da fuar olacak mı?
Yapay zekânın sanattaki yerini küçümseyemeyiz. Geçtiğimiz haftalarda Christie’s tarafından düzenlenen YZ müzayedesinde ortaya çıkan sonucu unutmayalım. Müzayede beklenenden çok daha yüksek fiyatları gördü ve eserlerin birçoğu satıldı. Bu durumun her alanda çoğalacağına eminim. Sadece eser bağlamında değil, yapay zekânın sanat üretim aracı olarak da çok fazla kullanıldığını göreceğiz. Bu yüzden, yaşadığımız çağda yapay zekâ dediğimiz zaman sanatın önemli bir alanından bahsetmiş oluyoruz. İleride biz de farklı ve dinamik bir fuar olarak bu kapsamda bazı değerlendirmeler yapabiliriz.
Son olarak sanata ilginizin nasıl başladığından ve koleksiyonerlik deneyiminizden bahsedebilir misiniz? Koleksiyonunuza dahil ettiğiniz ilk eser neydi? Güncel olarak odaklandığınız alanlar ve takip ettiğiniz sanatçılardan örnekler verebilir misiniz?
Öğrencilik yıllarımdan beri sergileri, bienalleri ve müzeleri takip ediyorum. Hem benim hem de eşimin ortak tutkusuyla koleksiyonumuz gelişti. Her zaman sanata meraklıydım. Benim koleksiyonumda dijital sanat, yeni medya ve video eserleri daha çok bulunuyor. Genelde eser seçimlerimin gitgide daha siyasi içerikli olduğunu, kadın ve cinsiyet konularına ve özellikle çarpık yerleşim konularına odaklandığını söyleyebilirim.