Adındaki “İstanbul”un sınırlarını aşarak dünya çapında bir üne kavuşan ve deyim yerindeyse gururumuz olan Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası bu yıl 25. yaşını kutluyor. Bugüne kadar yurtiçinde 350 bini aşkın, yurtdışında ise 20 binin üzerinde dinleyiciye ulaşan orkestra, 40’a yakın konuk şef ve 500’ün üzerinde solistle aynı sahneyi paylaştı.
Şimdiye dek Salzburg’dan Frankfurt’a, Nürnberg’den Hong Kong’a, Amsterdam’dan Ljubljana’ya birçok şehirde müzikseverlerle buluştu. 2010’un Temmuz ayında, dünyanın en saygın klasik müzik etkinliklerinden Salzburg Festivali’nin açılış etkinlikleri kapsamında konser veren topluluk, aynı yıl Andante dergisinin Yılın En İyi Orkestrası Ödülü’nü aldı. 2014’te ise bir ilke imza atarak Londra’da gerçekleşen BBC Proms’a Türkiye’den davet edilen ilk topluluk oldu ve Oriental Promise adlı konseriyle müzik basınında çok olumlu eleştiriler aldı. Bu başarılar, arkasından gelen 2016 Avrupa turnesi, 2017 Hong Kong konserleri, 2017-2018’deki Avrupa turneleriyle taçlanarak devam etti. Orkestra, 2018’de Daniel Hope’la başlayan ve Nemanja Radulović’le devam eden Avrupa turnesinin son durağı olan Théâtre des Champs Elysées’de ayakta alkışlandı.Orkestranın 25 yılını, Borusan sanat müdürü Aydın Dorsay ve BİFO sanat yönetmeni ve sürekli şefi Carlo Tenan’dan dinliyoruz.

UMUT ÖZGE BALKAN
NİHAN BORA: Konserlerinizin neredeyse yarısını tamamladınız. Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası’nın 25. yıl hazırlıklarında seyircileri çeyrek asra özel neler bekliyor?
AYDIN DORSAY: Orkestramızın 25. sezonuna ekim ayında konserlerimizle başladık. Sene içerisinde birbirinden değerli solist ve şefleri ağırlıyoruz. Ayrıca mart ayında yeni albümümüzü ve nisan ayında Birleşik Krallık turnemizi, 25. sezonumuzun özel etkinlikleri arasında sayabiliriz.
BİFO en son 2014 yılında İngiltere’de BBC Proms’ta sahne almıştı ve Birinci Dünya Savaşı’nın 100. yıl anma etkinliklerinde ilk Türk orkestrası olarak yer almıştı. Bu yıl da yine yurtdışı turneleriniz olacak, bunlardan bahseder misiniz?
Yaklaşık bir buçuk sene önce İngiltere’nin önemli sanatçı ve orkestra turne ajanslarından IMG Artist’ten turne teklif aldık. Bunun üzerine, sanat yönetmenimiz ve sürekli şefimizle program ve solist opsiyonları üzerinde çalışıp ajansa ilettik. Şu anda 4-11 Nisan tarihleri arasında çellist Pablo Ferrández’le sırasıyla Perth, Edinburgh, Londra, Guildford ve Sheffield’da beş konserlik bir Birleşik Krallık turnesi gerçekleştireceğiz. Programımızda Beethoven’in 6. Senfonisi, Schubert’in 8. Senfonisi, Saint-Saëns’ın 1. Çello Konçertosu ve Ferit Tüzün’ün Nasreddin Hoca (Humoresque) eserini seslendireceğiz. Bir yandan sezon konserlerimize devam ediyor, diğer yandan da turneye hazırlanıyoruz.
Orkestra olarak şimdiye kadar yaşadığınız en ilginç olay neydi?
Yurtdışındaki salonların sahip olduğu akustik olanaklar, bizim daha da iyi bir performans göstermemize katkı sağlıyor. Örneğin, Amsterdam’daki Concertgebouw’da dakikalarca ayakta alkışlanmak, Viyana konserlerimiz sonrasında yeniden davet almak, bizleri çok gururlandıran anılardı.
Sekiz albüm yayınladınız. Dokuzuncu albümü de eylül ayında kaydettiniz. Bu albüm ne zaman yayımlanacak ve dinleyicileri nasıl bir içerik bekliyor?
Dokuzuncu albümümüzü, yine İngiliz plak şirketi Onyx etiketiyle yayınlayacağız. Bu albüm, Balkan bölgesinden bestecilerin eserlerine yer verdiğimiz orkestral bir albüm oldu. Mart ayının sonuna doğru raflarda ve dijital platformlarda yayınlanmasını hedefliyoruz.
Türkiye’de kültürel alanda işler üretmek ve bunu senelerce devam ettirebilmek zorlu bir yolculuk. Siz sanat alanında nitelikli işler ortaya koyan bir kurum olarak geleceği, gelecekteki kültür etkinliklerinin yerini nasıl görüyorsunuz?
Kültür-sanat etkinlikleri, bir toplumun gelişmesinde her zaman önemli bir rol oynar.Zorluklar olsa da üretmeye, dinlemeye, sahnelemeye ve çalmaya devam etmeliyiz. Kültürel ve sanatsal etkinlikler, insanlar var oldukça bizleri ileriye taşımaya devam edecek.
Borusan Sanat olarak yurtdışından veya İstanbul dışından müzikseverlere de ulaşmak için dijitalin olanaklarını nasıl kullanıyorsunuz?
Radyomuz Borusan Klasik, çevrimiçi dijital platformumuz borusansanat.tv ve Borusan Sanat YouTube kanalımızla birçok müzik türüne kapılarını açan konserlerimizi, izleyicilerimizi bilgilendiren konser öncesi söyleşileri yayınlıyor; dinleyicilerimizin, her kanaldan müziğe erişim sağlayabilmelerine katkı sunmaya çalışıyoruz. Bu kanallarımızda aktif olarak içerikler üretiyor ve hep daha çok dinleyiciye ulaşmak için neler yapabileceğimiz üzerine çalışıyoruz. Türkiye’nin karnaval radyo platformu üzerinden internetten klasik müzik yayını yapan tek radyosu, Borusan Klasik’le 12. yılımızı tamamladık. Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası ve Borusan Quartet’in konserlerini canlı yayınla buradan dinleyicilerimize ulaştırıyoruz.
BİFO’yla YouTube’ta yayınlanan Enstrümanların Dünyası adında bir projeye başladınız. Bu video serisinde müzisyenlerin ve enstrümanların hikâyelerini dinliyoruz. Bu projeyi ve amaçlarını anlatabilir misiniz?
Bir konser deneyiminin yanı sıra, o konserde yer alan müzisyenlerimizi ve en önde rol alan enstrümanları kısa, akıcı ve daha neşeli bir şekilde tanıtmayı düşündük. Bu video serisinde Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası’nın üyeleri, hem kendi müzik yolculuklarını anlatıyor hem de hayatlarının büyük bir bölümünü sürekli birlikte geçirdikleri enstrümanlarının kısa tarihini paylaşıyor. İlerleyen zamanlarda farklı içerikler de yayınlamak üzere ekibimizle araştırmaya ve çalışmaya devam ediyoruz. Bu planlarımızın tümünde her yaştan dinleyiciyi, takipçiyi hedeflemeye çalışıyoruz.
15 yıldır Borusan Sanat’ta çalışıyorsunuz. BİFO’nun 15 yılına şahit oldunuz. BİFO’nun yarım asrına girdiğiniz bu yıldan sonra nasıl yenilikler olacak?
Bizleri bugüne taşıyan çizgimizden ödün vermeden, yenilikçi ve sürdürülebilir projelere yer vermeyi, Türk klasik müzik külliyatına ve dolayısıyla kültür mirasına katkıda bulunan projeler gerçekleştirmeyi önemsiyoruz. Müziğin insanları birleştiren gücünü herkese ve özellikle her yaş grubuna ulaştırmak, hedeflerimiz arasında yer alıyor.

UMUT ÖZGE BALKAN
NİHAN BORA: Sevgili Carlo Tenan, konuk şef olarak yönettiğiniz konserlerin ardından dinleyiciden büyük beğeni aldınız. Ardından BİFO’dan davet geldiğinde neler hissettiniz? Kabul ederken sizi motive eden şey neydi?
CARLO TENAN: Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası’ndan davet almak büyük bir onur ve heyecan verici bir fırsattı. Çalışmalarımın takdir edilmesi beni derinden etkiledi. Adanmışlığı ve sanatsal mükemmelliğiyle tanınan bir orkestraya katılma fikri, inanılmaz derecede motive ediciydi. Böylesine yetenekli müzisyenlerle işbirliği yapma ve onların zengin müzikal yolculuğuna katkıda bulunma şansını kaçıramazdım. Orkestranın geleceğini şekillendirmenin bir parçası olabileceğimi bilmek gurur vericiydi.
Farklı donanımlara ve yeteneklere sahip bir şef olarak dünyanın en prestijli orkestralarından birinin şefliğini üstlenmek sizin için ne ifade ediyor?
Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası’nı yönetmek heyecan verici ve tatmin edici bir deneyim. Orkestra, olağanüstü bir tutku ve uzmanlığa sahip müzisyenlerden oluşuyor ve sanatsal yaratıcılığın gerçekten gelişebileceği bir ortam yaratıyor. Her prova ve performans, müzikal ifadenin derinliklerini birlikte keşfetmemizi sağlayan dinamik bir etkileşim fırsatıdır. Böylesine yetenekli bir gruba liderlik etmek bir ayrıcalık ve birlikte yarattığımız olağanüstü müziğe tanık olmak büyük bir keyif veriyor.
Peki seyircileri 25. yıla özel nasıl bir repertuvar bekliyor?
BİFO’nun 25. yıldönümü sezonu için repertuvarı tasarlarken, orkestra tarafından henüz icra edilmemiş eserleri tanıtmaya ve böylece dinleyicilere sunduğumuz müzikal teklifleri genişletmeye ve zenginleştirmeye çalıştım. Bu, sadece orkestranın geçmiş başarılarını kutlamakla kalmayıp aynı zamanda sınırları zorlayan ve yeni müzikal bölgeleri keşfeden parçaların dikkatli bir şekilde seçilmesini gerektirdi. Amaç, dinleyicilerimizi heyecan verici yeni müzikal yolculuklara davet ederken tarihimizi onurlandıran çeşitli ve ilgi çekici bir program oluşturmaktı.
Şefliğinizin yanı sıra besteci olarak da oldukça üretkensiniz. Eserleriniz pek çok yarışmada ödül aldı, kıymetli orkestralarda seslendirildi ve kaydedildi. Besteci kimliğiniz, orkestra şefi olarak size neler katıyor?
Hem besteci hem de orkestra şefi olarak ikili kimliğim, müzik yapma yaklaşımımı derinden zenginleştiriyor. Bir besteci olarak, yaratıcı süreç hakkında samimi bir anlayış kazanıyorum ve bu da notaları daha derin ve hassas bir şekilde yorumlamamı sağlıyor. Bu kavrayış orkestrayla iletişimimi geliştiriyor ve müzisyenlerin müziği hayata geçirmek için ilham aldıkları işbirlikçi bir atmosferi teşvik ediyor. Müziğe her iki mercekten de bakabilme becerisi, yazılı nota ile onun dışavurumcu gerçekleşmesi arasındaki boşluğu doldurmamı sağlıyo
Yakın zamanda da seyircilerin yeni bir bestenizi BİFO’da veya başka bir orkestrada dinleme şansı olacak mı?
Şu anda yeni bir beste üzerinde çalışıyorum ve yakın gelecekte BİFO’yla birlikte sunmak için sabırsızlanıyorum. Orkestramızın eşsiz niteliklerini göz önünde bulundurarak besteler yazdım ve bunları dinleyicilerimizle paylaşmaktan mutluluk duyuyorum. Yeni eserleri tanıtmak her zaman heyecan verici bir deneyim, çünkü dinleyicileri yeni müzikal fikirlerle etkileşime girmeye davet eder ve performanslarımızın canlı dokusuna katkıda bulunur.
Kısa süre de olsa İstanbul’da klasik müzikseverleri gözlemleme şansınız oldu. BİFO’nun uzun yıllardır kemik bir kitlesi var. Siz konserlere gelen kitleyi nasıl görüyorsunuz? Gençlerin ilgisine dair neler söylemek istersiniz?
İstanbul’daki klasik müzik dinleyicisini; derin, ilham verici bir tutku ve bağlılıkla karakterize edebilirim. Yıllar içinde BİFO sadık bir takipçi kitlesi oluşturduğu ortada. Gençlerin artan ilgisine tanık olmaksa yüreklendirici. Konserlerimize canlandırıcı bir enerji ve merak getiriyorlar. Bizim sorumluluğumuzsa, erişilebilir ve yenilikçi programlar yaratarak bu ilgiyi beslemek bizim sorumluluğumuz. Bunu yaparak, klasik müziğin yaşam boyu takdir edilmesini ve gelişmeye devam etmesini sağlamayı amaçlıyoruz.