Sanatçılar etkileşimli sergilere kendi yorumlarını katıyor
Affective Architecture, supernormal.space, 17-26 Ocak, Black Box, 42 Waterloo Street
Son on yılda sanat dünyası, teamLab gibi teknoloji stüdyoları, sosyal medya çağında sergi deneyimlerini yeniden kurgulama ihtiyacı ve azalan dikkat süreleri etrafında şekillenen etkileşimli sergilere yönelik talepte bir artışa tanık oldu. Ancak bu büyük ölçekli sergiler çoğunlukla teknolojik ihtişama öncelik verirken, anlatı derinliği ve eleştirel hayal gücüne çok az yer bırakıyor.
Affective Architecture bu ihtiyaçlar doğrultusunda bir alternatif sunuyor. Bir sanatçı tarafında, sanatçılar için düzenlenen, ve yine, bir sanatçı tarafından küratörlüğü üstlenilen bir sergi, hikâye anlatımı ve eleştirel sorgulamayı ön planda tutuyor. Yeni medya sanatçısı ve öğretim görevlisi Ong Kian Peng tarafından hayata geçirilen sergi, Sahej Rahal, Ziyang Wu, Debbie Ding ve Ong'un çalışmalarını bir araya getiriyor. Sanatçılar birlikte, mekân kullanımının ve immersif ortamların hem yakın çevremiz, hem de daha geniş bir dünya hakkındaki düşüncelerimizi nasıl şekillendirebileceğini araştırıyor. Video, sanal gerçeklik ve interaktif oyunlar gibi formatları içeren eserler, geleneksel etkileşim kavramlarına meydan okuyor. Bu tür araçların, bir sergi bağlamında neler yapabileceğine dair soruları gündeme getiriyor.
Affective Architecture sergisinde yer alan eserlerin Singapur’da sergilenmesi, Ong ve Ding’in projelerinin 2024’te ünlü Ars Electronica festivalinde ilk kez tanıtılmasının ardından gelen bir geri dönüşü simgeliyor.
Bürokrasideki yaratıcı devrime taze bir bakış açısı
The Utopia of Rules, 17-26 Ocak, 72-13 Mohamed Sultan Yolu
Bürokrasi, çağdaş yaşamın belirleyici bir unsuru haline geldi. Hem profesyonel, hem de kişisel alanlarımıza, çoğu zaman isteksizce izlediğimiz yöntemlerle sızıyor. O kadar yerleşmiş ki, alternatifleri hayal etmek imkansız gelebiliyor. Peki, bürokrasi kadar sıradan görünen bir konuda düzenlenecek bir sergi neye benzeyebilir?
David Graeber'in 2015 tarihli kitabından adını alan The Utopia of Rules, yaratıcı yıkımın ve bürokrasiye yönelik eleştirel sorgulamanın nasıl yeni perspektifler ve dönüm noktaları açabileceğini araştırıyor. Kathleen Ditzig ve Hera Chan'in eş küratörlüğünü üstlendiği sergi, ikilinin altyapı ve sistemlere yönelik süregelen ilgisini yansıtıyor. Sergide Arlette Quynh-Anh Tran, Wang Tuo, Josh Kline ve Ho Rui An gibi sanatçıların eserlerinin yanı sıra, A City in Miniature sergisinden mimari çizimler de yer alıyor. Bölge bazında düzenlenen hızlı kentsel dönüşümün iz bıraktığı Şanghay'ın benzersiz değişimini inceleyen bu çizimler, bürokrasinin yapılı çevreyi nasıl şekillendirdiğine dair bir perspektif sunuyor. Bürokrasinin aynı anda ne kadar hızlı inşa edilip, ne kadar hızlı yıkabildiğinin bir kaydı olarak işlev gören sergi, kanıksadığımız sistemleri yeniden düşünmeye davet ediyor.
Sanatın yemekle kesiştiği yer: çağrışım yaratan bir keşif
Of Milk and Water, 18 Ocak, saat 19:00'dan itibaren, Restaurant Nouri, 72 Amoy Street
Of Milk and Water, sanatçı Pinaree Sanpitak ve şef Ivan Brehm işbirliğiyle düzenlendi. Kadın formunu araştıran Sanpitak, göğüs ve ruhani bir saygı simgesi olan Budist stupasını birleştiren “göğüs stupası” motifiyle tanınıyor. Sanpitak, 2005'ten bu yana devam eden Breast Stupa Cookery projesi aracılığıyla bu formu, yemek ve yenilebilir sanat alanına taşıdı. Ziyaretçileri farklı bağlamlarda bir araya getiren benzersiz deneyimler yaratmak için şeflerle işbirliği yaptı.
Bu tekrar, Brehm'in “kesişen yollarda yemek pişirme” felsefesini savunduğu Michelin yıldızlı Restaurant Nouri'de ortaya çıkıyor. Brehm, yemeği görsel ve maddi kültürle yakından bağlantılı bir olgu olarak ele alıyor; göç, ticaret, politika ve diğer birbirine bağlı sistemlerin karmaşıklığını yansıtarak, tek bir malzemeyi veya yemeği odak noktası haline getiriyor. Nouri, yeni karşılaşmalar sunma yolunda sanatçılar ve araştırmacılarla sıklıkla işbirliği yapıyor. Bunlardan biri de, Zoé Whitley’in küratörlüğünü yaptığı Translations: Afro-Asian Poetics isimli sergiydi. Restoran ayrıca, küratörlüğünü Tan Siuli'nin üstlendiği, Sinta Tantra ve Carmen Ceniga Prado gibi sanatçıların eserlerinin yer aldığı özel sergilere de ev sahipliği yapıyor.
Of Milk and Water, sanat ve yemek arasındaki kesişmelerle çağrışımsal bir keşif sunuyor. Yemek masasının etrafında bir araya gelen katılımcılar, misafirperverlik ve beslenme ritüelleri üzerine düşünmeye davet edilirken, ortak bağlantılar ve diyalog için bir alan yaratılıyor.
Şekil değiştiren eserler statükoya meydan okuyor
Nothing has to be the way it is, 17-26 Ocak, NTU Centre for Contemporary Art Singapore, #01-10, Block 6 Lock Road, Gillman Barracks
Ursula K. Le Guin'in kurmacanın yıkıcı potansiyeli üzerine yazdığı makaleye atıfta bulunan Nothing have to be the way it is başlıklı sergide Chok Si Xuan, Bani Haykal ve Ong Kian Peng'in yeni işleri yer alıyor. Bu sanatçılar NTU Centre for Contemporary Art Singapore'un açılışını yaptığı Communities of Practice: Techno Diversions isimli misafir sanatçı programına katılıyor. Sanatçıların pratikleri, giderek daha fazla tekno güdümlü hale gelen bir toplumda, failliğimizi sorgulamak ve yeniden hayal etme amacı doğrultusunda ortak bir taahhütte birleşiyor. Yaratıcı yıkım, yeniden kullanım ve merkezsizleştirme eylemleri aracılığıyla, statükonun kaçınılmazlığı hakkındaki varsayımlara meydan okuyorlar. Radyo şifrelemesinden kozmik parçacıkların haritalanmasına kadar, çalışmaları ve araştırmaları, olması gerekene dair algılarımızın temelini oluşturan yapıları eleştirel bir gözle inceliyor.
Communities of Practice, NTU CCA'nın oldukça saygın misafir sanatçı programının evrimine dikkat çekiyor. Disiplinler arası işbirlikleri ve etkileşimler yoluyla sanatsal araştırma ve sorgulama için şekil değiştiren ve dinamik bir platform sunan program, merkezin sanatta öncü araştırma ve bilgi üretimine olan bağlılığını temel alıyor. Program ayrıca, kurucu direktör Ute Meta Bauer'in Temmuz 2024'te görevini Karin G. Oen'e devretmesinin ardından yeni yönetim altındaki ilk girişimlerden biri olarak dikkat çekiyor. Kurumların her zamankinden daha hassas olduğu bu dönemde, NTU CCA'nın uyum sağlama ve evrilme becerisi önemli bir örnek teşkil ediyor.
Venedik Bienali'nin öne çıkanı Singapur'a dönüyor
Seeing Forest, 18 Mayıs'a kadar, Singapur Sanat Müzesi, Tanjong Pagar Distripark
Robert Zhao Renhui, yaklaşık on yıldır Singapur'un yaklaşık %4'ünü kaplayan, tarım ve kalkınma için temizlenen alanlarında, yeniden büyüyen orta ölçekli ormanlar üzerinde gözlem, araştırma ve incelemeler yapıyor. Zhao, 2019 yılında NTU CCA'daki misafir sanatçı programı sırasında, stüdyosuna ve kendi evine yakın ormanlarda ortaya çıkan yeni yaşam biçimlerine yakından ilgi göstermeye başladı. Yıllar boyunca, bu ormanları yeni şekillerde “görmeye” çalışarak, insan merkezli bakış açılarını sorguladı. Bizi, doğayı yalnızca insan terimleriyle görmenin ötesine geçmeye davet eden yüzlerce saatlik görüntüler biriktirdi.
Zhao, 2024 yılında Seeing Forest ile 60. Venedik Bienali'nde Singapur'u temsil etti. Bu Ocak ayında Seeing Forest, Singapur Sanat Müzesi'nde ziyaretçilere Zhao'nun deyimiyle “düşündüğümüzden çok daha zengin ve gizemli bir dünyayı” deneyimleme şansı sunuyor.
Clara Che Wei Peh, gelişmekte olan teknolojiler konusunda uzmanlaşmış Singapurlu bir küratör ve sanat yazarıdır. Singapur Sanat Haftası sırasında Clara, 15 Ocak'ta The Institutum ve Delfina Foundation tarafından düzenlenen ve tek gecelik bir akşam yemeği olan The Politics of Food, Origin Stories'in küratörlüğünü Aaron Cezar ile birlikte üstlendi.