Dünya gezegeni bu sonbaharda başlayacak büyük kültür programından az da olsa destek alacak. Getty’nin çok fazla enerji ve materyal kaynağı tüketen PST Art inisiyatifinin bu yılki yinelemesi yaklaşık 60 serginin yarattığı heyecanın yanı sıra çoğunlukla görülmeyen çevresel bileşenlere de sahne olacak. Getty geçtiğimiz yıl katılımcı kurumların çevre dostu olmasına yardımcı olmak için İklim Etkisi Programı’nı (CIP) başlatmıştı. Özellikle bu yılki temanın “Sanat ve Bilimin Çarpışması” olduğunu ve çevresel sorunlarla ilgili çeşitli sergilere yer vereceğini düşününce, inisiyatifin PST Art programının doğal bir parçası olduğu söylenebilir.
PST Art’ı finanse eden Getty Vakfı’nın direktörü Joan Weinstein, “Bu fikri bize küratörlerimiz ve katılımcılarımız verdi,” diyor. Weinstein, yaklaşık iki yıl önce Artists Commit’ten Debra Scacco ve Galleries Commit’ten Laura Lupton’ın kendileriyle iletişime geçerek, “Bazı düşüncelerimizi daha büyük PST topluluğuyla paylaşmak isteriz,” dediklerini söylüyorlar. Debra ve Laura, sanatçılar ve galerileri ekolojik ayak izlerini azaltma yönünde teşvik etme girişimlerine katılmışlardı.
Yaklaşan PST Art toplantısı planlanırken, Getty çevresel etki konulu bir oturum da düzenlemeye karar verdi; oturumda Scacco ve Lupton, sanat ve sürdürülebilirliğin kesiştiği işlerinden bahsetti. Weinstein’ın söylediğine göre sunum o kadar beğenildi ki Getty “topluluğunda işbirliğine dayalı öğrenmenin yanı sıra iklim okuryazarlığını başlatmak için birkaç internet semineri” de düzenlemek zorunda kaldı. Ardından Getty geçtiğimiz mart ayında başlayan ve iki yıl sürecek olan CIP’i yürütmeleri için Lupton ve şirketi LHL Consulting’le sözleşme yaptı.
Aslında California uzun süredir ABD’de çevresel farkındalığa öncülük ettiği için bazı PST katılımcıları halihazırda kendi programlarını uyguluyordu. Long Beach’teki Museum of Latin American Art (MOLAA) 2009’da güneş panelleri kurmuştu; kurumun yöneticileri şimdiyse gelecekteki genişlemelerle birlikte sistemlerini güncellemeyi umut ediyor. Los Angeles’taki Museum of Contemporary Art da (MOCA) geçtiğimiz yıl çevre ve sürdürülebilirlik stratejisti olarak Kelsey Shell’i bünyesine katmıştı.
CIP, PST Art katılımcılarının çevresel sorunlara odaklanmasını sağlarken, katılımcılar Lupton’ın danışmanlığı sayesinde doğrudan profesyonel yardım alabildi. LHL de grup internet seminerlerinin yanı sıra birebir danışmanlık hizmeti sundu. Ayrıca katılımcılara program hakkında daha fazla bilgi veren ve ulaşım, nakliye ve enerji kullanımı gibi alanlarda “etkili eylemlere genel bakış” sunan çevrimiçi bir portal da oluşturuldu. Amaç ağırlıklı olarak kesinti yapmanın veya mümkün olduğunda alternatif yöntemler bulmanın yollarını öğretmek. Katılımsa gönüllü ve ücretsiz.
Müzeler ve sanat mekânları bu sorunu çeşitli yöntemlerle çözmeye çalışıyor. Birçok kurum ulaşım masraflarını azaltmak için “sanal kurye” hizmetinden yararlanıyor. Geleneksel olarak, ödünç verilen bazı eserler çoğunlukla ödünç veren kurumda çalışan kuryeler tarafından taşınıyor ve bu kuryeler objenin güvenli şekilde nakledilmesine ve ambalajı açıldığında durum raporunun hazırlanmasına yardımcı oluyordu. Şimdiyse bazı objeler kendi başlarına naklediliyor ve ambalajları canlı video aracılığıyla açılıyor.
Sevkıyatlar birleştirilerek ek emisyon, materyal ve maliyet tasarrufu yapılıyor. Bunun için ekstra planlama gerekse de, örneğin Los Angeles Contemporary Exhibitions (LACE), New York’tan gönderilecek arşiv materyallerinin sevkıyatını şubat ayındaki Frieze fuarı için halihazırda Los Angeles’a giden bir kamyona eklemeyi başardı. LACE’in yardımcı direktörü Fiona Ball, “Daha ziyade karbon emisyonu ve materyal israfına dikkat ederek çevresel etkimizi takip edeceğiz,” diyor ve ekliyor: “Getty ve diğer kurumların desteği ve işbirliğiyle bunu önce pilot uygulama, sonra da her sergi veya büyük projede devam edilecek bir şablon olarak kullanacağız.”
Sanatı değil, sanatçıları taşımak
Nakliye masraflarını azaltmanın bir başka yolu da, MOLAA’nın PST Art sergisi ARTEONICA*: Art, Science, and Technology in Latin America Today (Günümüz Latin Amerika’sında Sanat, Bilim ve Teknoloji) için yaptığı gibi sanatı değil, sanatçıları taşımak. MOLAA’nın başküratörü Gabriela Urtiaga, “Yeni eserlerini yaratmaları için Arjantin, Brezilya, Meksika, Peru ve Şili’den sanatçıları davet ettik,” diyor. Müzenin beş gün ila iki hafta süreyle kalmak üzere Güney California’ya getireceği sanatçılar bu süre içinde “topluluk ve diğer sanatçılarla yapılacak atölye çalışmaları ve söyleşiler”e de katılacak.
Diğer PST Art katılımcıları da ısıtma, soğutma ve nem yönetimi aracılığıyla binalarını daha verimli kullanmanın yollarını arıyor. En az iki katılımcı müze–MOCA ve Hammer Müzesi– ilk olarak 2015’te yayımlanan ve geçtiğimiz yıl bazı operasyonel gereklilikleri daha esnek hale getirmek üzere güncellenen bir dizi öneri içeren Bizot Yeşil Protokolü’nü benimseyecek. Los Angeles müzesinin sergiler ve yayınlardan sorumlu direktörü Michael Nock, “PST sergimizi planlarken, Hammer enerji tüketimini azaltmaya karar verdi,” diyor. Müze önümüzdeki sonbaharda Breath(e): Toward Climate and Social Justice (Nefes (Al): İklim ve Sosyal Adalet İçin) sergisine ev sahipliği yapacak. Nock, “Bizot’nun alanda bilindiğini ve diğer kurumlarca halihazırda uygulandığını” da sözlerine ekliyor. Kurumlar daha önce galerilerin içindeki bağıl nem düzeyini yüzde 50 ± yüzde 5, sıcaklığı yaklaşık 20°C’de tutmakla yükümlüyken, şimdiyse bağıl nem için yüzde 50 ± yüzde 10 ve sıcaklık için 16°C-25°C gibi daha geniş bir aralık kullanabiliyorlar. Nock, objeler ödünç verilirken bu yeni yönergeleri ödünç veren kurumun da kabul etmesi gerektiğini vurguluyor.
Eylül ayında düzenlenecek Ólafur Elíasson sergisi için Bizot Protokolü’nü benimseyecek MOCA’nın stratejisti Shell şöyle konuşuyor: “Geffen Contemporary’de [MOCA’da] yapılacak HVAC yenilemesi, müzenin sıcaklığı gerçek zamanlı olarak ayarlamasını sağlayarak daha sağduyulu enerji kullanımı uygulamalarını başlatacak. Proje binanın enerji kullanımında yaklaşık yüzde 25 azalma sağlayacak. Bu da, Paris İklim Anlaşması’yla uyumlu şekilde 2030 itibarıyla yüzde 50 enerji azaltımı hedefimiz için büyük bir adım.”
Ayrıca binaların içindekiler, yani sanat eserlerini korumak ve sergilemek için kullanılan kutular, çerçeveler ve diğer sergi hazırlık malzemeleri gibi materyaller de göz önünde bulunduruluyor. PST Art kapsamında Huntington Kütüphanesi, Sanat Müzesi ve Botanik Bahçeleri de Storm Cloud: Picturing the Origins of Our Climate Crisis (Fırtına Bulutları: İklim Krizinin Kökenlerini Resmetmek) adlı çevre sergisine ev sahipliği yapacak. “Huntington her zaman mevcut kutular ve çerçevelerin sergiler için tekrar kullanılmasını savunmuştur çünkü bu uygulama doğal olarak sürdürülebilirliği destekliyor ve israfı önlüyor,” diyen serginin eş küratörü Melinda McCurdy sözlerini şöyle sürdürüyor: “Getty’nin İklim Etkisi Programı kesinlikle inovatif düşünmemizi teşvik etti ve ekibimizin kullanılacak materyalleri tekrar değerlendirmesini ve daha yeşil çözümler aramasını sağladı.” Materyallerin tekrar kullanılmasıyla maliyet tasarrufu yapılacağına inanan McCurdy, Huntington’ın mümkün olduğunda “bina için tekrar kullanılabilir Apple Ply panel ve grafikler için geri dönüştürülmüş ekolojik kumaş ve çevre dostu kâğıt” gibi yeşil materyaller de kullanacağını söylüyor.
“Müzeler insanları etkileyen ve eğiten yerlerdir; şimdi bu etkiyi harekete geçirmek için büyük bir fırsat yakaladık,” diyen Shell, MOCA’da yapılacak iki büyük solo sergi olan Josh Kline’dan Climate Change (İklim Değişikliği) ve Ólafur Elíasson sergilerinin temalı etkinlikler ve eğitim programlarının da eşlik ettiği iklim hikâyeleri olduğuna işaret ediyor ve ekliyor: “Emisyonlarımızı azaltmamız gerekiyor ama aynı zamanda emisyon azaltma sürecimizi alanımızdaki diğer kurumlarla paylaşmamız da gerekiyor. Bu işte birlikteyiz ve erteleyemeyiz.”