30’u aşkın ülkeden 400’ün üzerinde fotoğrafçıya ev sahipliği yapan Photo London Fuarı, 16-19 Mayıs tarihleri arasında Somerset House’ta dokuzuncu kez izleyicilerin karşısına çıktı. Amaçlarının güzel olduğu kadar düşündürücü ve herkesin ilgisini çekebilecek bir fuar yaratmak olduğunu belirten KamiarMaleki, bu yıl fuarın ikinci kez direktörlüğünü üstlendi.
Antik Fransız kalotiplerinden belgesel fotoğrafçılığa, moda fotoğrafçılığından yapay zekâyla oluşturulmuş görüntülere dek çok katmanlı bir yelpaze sunan fuara Türkiye’den Dirimart, Galeri Nev, Galeri Nev İstanbul, Galerist, Martch Art Project, SANATORIUM, Versus Art Project ve Vision Art Platform da katıldı.
2016’da Masumiyet Müzesi sergisine destek veren TurkishBank UK’in sponsorluğunda Photo London’a Türkiye’den katılan galeri ve sanatçılar uluslararası alanda büyük ilgi gördü. TurkishBank UK Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Börteçene, Photo London’a Türkiye’den katılımların yurtdışı basınında epey yankı uyandırdığını belirtti.
Türkiye’den sekiz galeri Photo London’da
2022’de 20. yaşını kutlayan Dirimart’ı Cihan Öncü’nün yarattığı natürmort serisi temsil etti. Canlı renk kullanımıyla öne çıkan Öncü, çok yönlü hikâye anlatımıyla görüntüler arasında kültürel ve tarihî bağlar kuran bir sanatçı. Photo London Fuarı’ndaki eserleri de kolektif duyguların ve hayalperest öğelerin iç içe geçtiği, insani duygulardan ve sıradan şeylerden ilham alıyor. Eserlerinde kışkırtıcı imgelere yer vermekten çekinmeyen, sanat tarihindeki klasikleşmiş resimlere ve Marcel Proust, Thomas Mann gibi yazarların kitaplarına referansla üretim yapan Nazif Topçuoğlu’nun fotoğrafları da Galeri Nev İstanbul aracılığıyla fuarda yerini aldı.
Galerist dört sanatçıyı, Şahin Kaygun, Yusuf Sevinçli, Nil Yalter ve Hüseyin Bahri Alptekin’i fuarda temsil etti. Bu yıl düzenlenen 60. Venedik Bienali’nde Altın Aslan Yaşam Boyu Başarı Ödülü’nü kazanan Nil Yalter, 1978 tarihli La sexisme dans la cuisine turqueou la volupté culinaire d’un empire (Türk Mutfağında Cinsiyetçilik ya da Bir İmparatorluğun Mutfak Şehveti) serisinden olan“Les Cuisses de la femelle” (Kadınbudu) ve “Le Prêtre s’est évanoui” (İmambayıldı) adlı fotoğraflarıyla fuarda yer aldı.
Vision Art Platform’u ise üç isim temsil etti. Yanılsama ve gerçeklik arasındaki hassas çizgide hem manzaralara hem de gündelik yaşamdaki anlara yer veren Jacqueline Roditi’nin manzarayı bedene, bedeni manzaraya yaklaştırdığı “Untitled” (İsimsiz) adlı eserleri izleyiciyi bilinçdışının alanına taşıyor. Odağına mekânın sınırlarının silikleştiği geçiş mekânlarını koyan Mert Acar’ın fotoğraflarında ise mimari unsurlar ön plana çıkıyor. Özlem Şimşek ise Osmanlı, Türk modernleşmesi ve Batılılaşma süreçlerinin yol açtığı hafıza, cinsiyet ve kimlik sorunlarından yola çıkarak bir performatif bir kurgu yaratıyor. Sürrealist öğelerin yer aldığı bu seride erken dönemdeki ideal kadınlık kavramı üzerinden beden temsillerine yer veriliyor.
Martch Art Project’ten Sinem Dişli’nin uzun pozlanmış Göbeklitepe fotoğrafları ve Mia Dudek’in mantar ve reçine kullanarak oluşturduğu yerleştirmeler; SANATORIUM’dan Sergen Şehitoğlu’nun hafıza üzerine düşündüren işleri; Versus Art Project’ten Larissa Araz, Metehan Özcan ve Ege Kanar’ın fotoğraflarından oluşturulan seçki fuar boyunca sergilenenler arasındaydı.
Ankara’dan Galeri Nev ise bu yıl Yıldız Moran’ın eserleriyle fuara katıldı. Amcası ve sanat tarihçisi Mazhar Şevket İpşiroğlu’nun teşvikiyle 1950’de fotoğraf çekmeye başlayan Moran, İngiltere’de eğitim gördükten sonra 1955’te İstanbul’da bir fotoğraf stüdyosu kurarak Türkiye’nin ilk profesyonel kadın fotoğrafçısı oldu. Photo London’da The Disquiet of Still Life (Natürmordun Huzursuzluğu) adını verdiği, 1952-1954 yılları arasında Avrupa ve Kuzey Afrika’daki seyahatlerinde çektiği fotoğraflardan derlediği, kendi karanlık odasında bastığı, feminist bakış açısını taşıyan siyah-beyaz işleriyle izleyicilerin karşısına çıktı.
Fotoğrafçı kadınlara ilham
Fotoğraf Ustası Ödülü (Master of Photography) bu sene Fransız fotoğrafçı Valérie Belin’e verildi. Eserlerinde nesnelerin görünümleri ve gerçek doğaları arasındaki gerilimi yansıtan ve canlı modeller, mankenler, maskeler, dansçılar ile vücut geliştiricileri fotoğraflayarak ana akım güzellik ideallerinin ve süregiden cinsiyet kodlarının inşasını ve fetişleştirilmesini sorgulayan sanatçı aynı zamanda 2015’te Prix Pictet Ödülü’nü kazanan ilk kadın olmuştu. Hazır nesnelerle, sanatçının kendi deyimiyle, “ne anlatı ne de belgesel niteliğinde ve belirli bir hikâye anlatmıyorlar ancak sözsüz eylemlerin aynası olarak görülmek üzere tasarlanmış” görüntülerden oluşan Silent Stories (Sessiz Hikâyeler) sergisi hem 30 yıllık bir çabanın ürünü hem de çağdaş kadın fotoğrafçılara bir ilham niteliğinde ön plana çıkan sergiler arasında yerini aldı.
Fuarın “Discovery” (Keşif) bölümünde Venedik Bineali’nde Güney Afrika’yı temsil eden Senzeni Marasela ve çalışmalarını aile arşivleri aracılığıyla sömürgecilik ve göç konularıyla oluşturan Mozambikli Yassmin Forte gibi kadın sanatçıların işlerine yer verildi. Fotoğrafın “göster ve çek” aracı olması düşüncesinin aksini iddia eden ve uzun soluklu projelere yer veren bölümün küratörlüğünü Charlotte Jansen üstlendi.
2024 Photo London x Nikon Yetişen Fotoğrafçı Ödülü (Emerging Photographer) ise New Dimension tarafından temsil edilen Charlie Tallott’ın oldu. Eserlerinde sanayisizleştirmenin sosyal ve psikolojik etkilerini ortaya çıkaran Yorkshire’lı fotoğraf sanatçısı fuara, “Don’t Go Where I Can’t Find You” (Seni Bulamayacağım Yere Gitme) ve “At Least Until the World Stops Going Round” (Hiç Değilse Dünya Dönmeyi Bırakana Dek) adlı eserleriyle katılmıştı.
Justine Tjallinks, Nan Goldin ve Wolfgang Tillmans gibi ikonik fotoğrafçıların portrelerinin yanı sıra Derek Jarman’ın yaşamının son günlerini geçirdiği kulübenin seri fotoğraflarından oluşan bir seçki de bu yıl izleyicilerle buluşanlar arasındaydı.