Frieze geçtiğimiz yaz Windy City (Rüzgârlı Şehir) olarak anılan Chicago’da doğan fuarı satın aldığını fakat marka imajını veya yönetim kadrosunu değiştirmeyeceğini açıkladığından bu yana, EXPO CHICAGO’ya şüpheyle yaklaşanların görüşlerini yeniden değerlendirmesi gerekti. Uluslararası katılımcıları ağırlayan, 10 yıldan uzun süredir devam eden ve coğrafi açıdan, dünyanın en büyük ulusal sanat piyasasının merkezinde bulunan bu etkinliğin başından beri bir amacı olabilir miydi?
EXPO CHICAGO, 2024’te (11-14 Nisan) ilk kez Frieze’in mülkiyetinde düzenlense de, fuarın temel özellikleri değişmedi. Bu yıl 29 ülkeden yaklaşık 170 katılımcıyı ağırlayan fuarda Güney Kore’den ONE AND J. Gallery ve uluslararası firma Perrotin’in yanı sıra yerel galeriler Corbett vs. Dempsey ve Rhona Hoffman Gallery de yer alacak. Ayrıca fuarın güçlü programı Curatorial Initiatives (Küratöryel Girişimler) ve kıdemli başkan/direktör Tony Karman’ın The Art Newspaper’a, “Büyük Ortabatı hizmet almayı hak eden önemli bir pazar,” şeklinde ifade ettiği kuruluş felsefesi de değişmedi.
Buna rağmen anlaşma duyurulduğundan beri sanat piyasasının en sevdiği salon oyunlarından biri, yeni sahibinin EXPO CHICAGO’da ve Frieze tarafından satın alındığı EXPO’yla aynı anda duyurulan The Armoury Show’da yapacağı değişikliklerin yapısı ve kapsamı hakkında spekülasyon yapmak oldu. Ancak hem Frieze’in icra kurulu başkanı Simon Fox hem de Karman devrim değil, evrim beklenmesi gerektiğini söylüyor.
Fox, “Bu fuarları satın alırken amacımız bunları ‘Frieze’leştirmek’ değildi. İki fuarın da kendine özgü bir kimliği, tarihi ve kültürü var. Biz yapabilirsek bunu geliştirmek istiyoruz, bu fuarları Frieze’e dönüştürmek gibi bir niyetimiz yok,” diyor.
Her ne kadar Karman satın alımın daha büyük etkilerinin ortaya çıkmasının en azından 2025’i bulacağını öngörse de, bu yıl nisan ayında düzenlencek EXPO CHICAGO’da “bazı etkilerin görüleceğinin kesin olduğunu” da belirtiyor.
Karman hemen görülebilecek en belirgin değişikliğin, “Frieze’in fuar düzenleme tarzının fazlasıyla etkileyeceği” yeni yerleşim planı olduğunu sözlerine ekliyor. Örneğin “Exposure” (Keşif; on yıl veya daha kısa süredir faaliyet gösteren galerilerin bir veya iki sanatçılı sunumları) ve “Profile” (Profil; tanınmış uluslararası galerilerin solo stantları) gibi bazı özel EXPO bölümleri Navy Pier Festival Hall’un daha dış alanlarından daha merkezî konumlara taşınıyor.
Böylece katılımcı listesi ve programı bu yılki fuardan önce zaten mekânın fiziksel sınırlarına ulaşan bu etkinlik için daha birleşik bir yerleşim planı oluşturulması amaçlanıyordu. Basitçe, EXPO CHICAGO daha büyük bir alana taşınmadığı ya da en azından bölümlerinden biri veya birden fazlası kaldırılmadığı sürece daha fazla katılımcıyı ağırlaması pek mümkün görünmüyor.
Yine de bunu aksilikten ziyade şans olarak gören Karman, “Navy Pier’ın sabitlenmiş yapısı bizim için çok faydalı oldu,” diyor. Çünkü büyük uluslararası satıcılar ve alıcıların katılamayacağı kadar küçük olmadığı gibi, mevcut bölümlerin aşırı duyusal yüklenme altında kendi kimliklerini kaybedeceği kadar büyük de olmayan salon sınırları EXPO CHICAGO’nun sanat fuarları için bir tür Yaşanabilir Bölge’de kalmasını sağlıyor.
Karman, EXPO CHICAGO’nun ilk önceliğinin katılımcı galeriler arasında genel sunum kalitesini ve “uluslararası perspektif”i koruma açısından devamlılığın sağlanması olduğunu belirtiyor. Fuarın, 1980’den 2011’e kadar Chicago International Art Exposition ve Art Chicago olarak devam eden ilk dönemlerinden bu yana tutarlı şekilde dünyanın farklı bölgelerinden galerilere yer verdiği düşünüldüğünde, veriler devamlılığın gerçekten de önemli bir kavram olduğunu gösteriyor. Örneğin 1993’te toplam 79 katılımcının yaklaşık yüzde 27’si uluslararası galerilerdi; fuar sözcüsüne göre, bu yıl da katılımcıların yaklaşık yüzde 30’unu bu galeriler oluşturuyor.
Özellikle galerilerin katılmak için harcadığı kaynaklar açısından, bu verilerin hiçbiri EXPO’nun yönetim kadrosunun duruma kayıtsız kaldığı anlamına gelmiyor. Karman, “Fuarımıza katılmanın galerilere maliyetini düşünmek zorundayız; ayrıca Chicago’daki deneyime katkıda bulunacak yenilikler yapmak ve programlar oluşturmak bizim için de yararlı,” diyerek ekliyor:
“EXPO CHICAGO’nun büyümesi için Frieze sanat fuarları ailesine katılması yeterli değil; aynı zamanda yenilik yapmamız ve insanları dinlememiz gerekiyor. Bu bağlamda, bu yeni aile içinde kimliğimizi korumamıza izin veren Frieze yönetimine minnettarım.”