Son zamanlarda bir grup sanatçıyla akşam yemeği yerken, bütün masayı sessizliğe boğacak bir söz söyledim: “The Whitney sanatçılara 2019 Bienali’ne katılmaları için 1500 dolarlık bir ödeme yapıyor.” Bu bir sır değildi bile. Bu prestijli bienal grup sergisi için Whitney Museum’un katılımcılarına verdiği ödeneği geçtiğimiz birkaç yıl önce The New York Times’da okuyarak öğrenmiştim. Buna rağmen sanatçılar onlara olabilecek en önemli dedikodu malzemesini vermişim gibi tepki verdiler. (“Ne?”, “Ne kadar?”, “Gerçekten mi?”) “1500 dolar çok mu, yoksa az mı duyuluyor?” diye sordum. Yine bir sessizliğe büründük. Emin değillerdi.
Aslında bu tepki, sanatçı ödemesinin - prodüksiyon ödeneği, yani sanat eserinin sergi için üretiminin desteklenmesinin aksine sanatçıların eserleriyle sergiye katılması için yapılan ödemenin- kompleks doğasının bir sembolü niteliğindeydi. Sanatçılar bu yolla emeklerinin finansal odaklı sanat piyasası dışında ne kadar değer gördüğüne dair bir fikir elde ettiklerinden, konuyla ilgili oldukça yoğun hissediyorlar. Diğer bir taraftan, sanatçılar geçim kaynaklarını bu ödemeleri baz almadan kurguladılar, ki oldukça az ya da hiç sunulmamış olan bu katılım ödemeleri, çok nadiren açık bir şekilde tartışılıyor.
Sanatçı Kahlil Robert Irving, kurumun bu tarz ödemeleri sunduğu ilk edisyon olan 2021 New Museum Triennial’ına katılımı için ödenen 1500 dolar için, “Bu ödeme, ‘Oh iyi, faturalarımın bir kısmını ödeyebilirim,’ cinsinden bir ödeme değildi.” diyor. “Daha çok, ‘bir şekilde katılımım tasdikleniyor.’ gibiydi.”
“Bienal ya da Amerika’da bir müzede bir karma sergide yer alma ödeneği 500 dolar ve 3000 dolar arasında değişiyor.”
Anket yaptığım sanatçı ve müzelere göre, bu günlerde bienal ya da Amerikan müzesi bünyesinde bir karma sergiye dahil edilme ödeneği 500 dolar ve 3000 dolar arasında değişme eğiliminde. Bu ödenek kişisel veya ikili sergiler için biraz daha yüksek olabilir, ama çok nadiren 5000 doların üzerine çıkıyor. Burada özellikle bienaller ve karma sergilere odaklanıyorum çünkü bu sayede kurumlar arası paralel karşılaştırma yapmak daha kolay oluyor.
Kaynaklara göre, sanatçıların müze sergilerine katılımları için finanse edilmeleri sadece geçtiğimiz birkaç yıl içerisinde kabul gören bir düşünce. Alternatif sanat alanları ve kunsthalleler bu yeni düzene büyük koleksiyoner kurumlardan daha erken adapte oldu. Basmakalıp bilgilere göre, müzelerin sanatçılara sağladığı görünürlük, kurumun duvarlarının dışında eserlerin satılmasına yardımcı oluyor. Geleneksel düşünce şekline göre, müzelerin parası geçici sergiler için ekstra para harcamaktansa sanat eseri satın
alarak ve muhafaza ederek daha iyi yönde harcanıyor. Ama sanatçılar ve aktivistler, sürece dahil olan herkesin emeğinin, küratörden stüdyo menajerine kadar tazmin edilmesi gerektiğini de belirterek, bu yaklaşımın müzeler ile çalışılması için ortaya konulan zaman ve eforu göz ardı ettiğini söylüyor.
“Tüm bu sistemi biraz suistimal edici buluyorum. “
Daha öncesinde birçok yüksek profil bienalde yer alan ve konunun hassasiyetinden ötürü anonim kalmayı talep eden bir sanatçı, “Bir kurum bünyesinde boy göstermek bir galeriye kıyasla çok daha meşakkatli ama bu aynı zamanda kendimi ve işimi meşru kılmanın bir yolu.” diyor. “Tüm bu sistemi biraz suistimal edici buluyorum.” diye ekliyor. Sanatçının hesaplarına göre sergi için harcanan zamanın üçte biri idari işlere ve küratörlerle danışma sürecine gidiyor. Ve bu süreye para toplamak ve azimli projelerin prodüksiyonlarını finanse etmek için hibelere başvurmak dahil değil, diye de ekliyor.
Eric Crosby, Pittsburgh’daki Carnegie Museum of Art’a 2015’de ilk defa küratör olarak geldiği zaman, kurum sanatçı ödeneği sunmuyordu. Kişisel sergiler için ödenek sistemi geliştirildikten sonra, 2018’de müze Carnegie International (dört yılda bir düzenleniyor) katılımcılarına ödeme yapmaya başladı. 2022’de gerçekleşen en son edisyonda, sanatçı ödenekleri 2000 dolar ve 6000 dolar arasındaydı.
Crosby sanatçı ödeneklerinin ayrılmaz bir şekilde müzenin çeşitlilik, eşitlik, kapsayıcılık ve erişim üzerindeki faaliyetlerine bağlı olduğunu düşünüyor. “Müzelerin bizim bütün destek gruplarımıza nasıl bir hizmet sağladığı konusunda düşünmek bir esas, bu gruba sanatçıları da dahil etmek üzere.” diyor. “Bizim konuştuğumuz bütçe kapsamında, eğer bu konuştuğumuz finansal ödeneği bulamazsak, sanatçı-merkezli kurumlar olarak bütçelerimizin gerçekten değerlerimizle uyum içerisinde olup olmadığını sorgulamalıyız.”
İlişkiyi Yeniden Tanımlamak
Even Better Than the Real Thing (Gerçeğinden Daha İyi) adlı 2024 Whitney Bienal’indeki her bir sanatçı, bir sözcüye göre daha önceki tüm edisyonlara kıyasla daha fazla, 2000 dolar ödenek elde ediyor - (Müze ödenek sağlamaya 2017’de başladı.) Bu yılın bienali iki kolektif dahil olmak üzere 71 sanatçıya ev sahipliği yapıyor. Bu da demek oluyor ki Whitney sanatçı harçlarına 150.000 dolardan daha fazla tahsis etti. The Hammer Museum, 2012’de Made in L.A. (Los Angeles’ta İmal Edilmiştir) bienali başladığından beri sanatçılara katılım için 1000 dolar ödüyor. New York’a baktığımızda da, MoMA PS1’in Greater New York (New York Şehri) gibi büyük karma sergilere sanatçıların katılmaları için 500 dolarlık bir temel ödenek ve yeni komisyonlar için ise daha büyük ödemeler teklif ettiğini görüyoruz.
2008’de kurulmuş bir inisiyatif olan Working Artists and the Greater Economy (Wage) (Emek Veren Sanatçılar ve Ekonomik Saha), kar amacı gütmeyen sektörde sanatçı ödemelerinin regüle edilmesi gerektiğini savunuyor ve bu sayede de endüstrinin tavrının değişmesinde büyük rol oynuyor. Wage’in baş organizatörü olan Lise Soskolne, “Sanatçılar ve kurumlar arasındaki ilişkiyi hayırseverlik olarak değil de emek bazlı biçimde yeniden tanımlamak istiyoruz,” diyor ve ekliyor, “özellikle sanatçılar için finansal başarının ne denli geçici ve güvenilmez olduğu düşünüldüğünde.”
Diğer araçların yanında Wage, sanatçılara farklı projeler için (kişisel veya karma sergiler, performans komisyonları gibi) mevcut kurumun işleyiş bütçesine göre ne kadar ödeme yapılabileceğini öngörmek üzere online bir hesaplayıcı sunuyor. Örneğin Wage, New Museum ve The Whitney’in sanatçılara geniş kapsamlı karma sergiler için minimum 1875 dolar vermesi gerektiğini öneriyor.
“Yüksek profil sanatçıları orantısızca yüksek bir ödenek talep etmekten alıkoyan nedir?”
Temel ödeneklere dair basit soruların üstünde daha karmaşık olan farklı sanat formlarının ödeneklerinin nasıl yapıldığı ve bu türlerin ne derece önemsendiği konusu yatıyor. Büyük ölçekli video yerleştirmeleri yapan ya da derinlemesine araştırılmış kavramsal projelere odaklanan sanatçılar da piyasa-dostu resimler üreten sanatçılarla aynı ödeneği mi almalı? Ticari galeri temsili altında olmayan sanatçılar daha büyük bir pay mı almalı? Yüksek profil sanatçıları orantısızca yüksek bir ödenek talep etmekten alıkoyan nedir? Diğer bir taraftan, bir küratör prodüksiyon masraflarını karşılamaya yardım edebilecek mavi-tikli galerilerle çalışan sanatçılara yönelerek hile yapmaya meyilli olabilir mi?
Wage bu değişkenleri farklı ödeme katmanları sunarak ele alıyor: taban ücreti, minimum, yaşam ücreti ve maksimum (ev sahibi kurumun bünyesindeki bir çalışanın ortalama maaşıyla şekilleniyor). Yine de en sonunda her müze neyin adil olduğunu kararlaştırmalı. Kıdemli bir bienal sanatçısı “Bu sanatçı olmayla ilgili bir durum - emeğinin karşılığı olacak mükemmel bir eşdeğer söz konusu değil,” diyor. Buna rağmen “sanatçıların ortaya koyduğu işe kıyasla verilen ödenek çok düşük olsa bile… bu bir başlangıç noktası.” diyor Crosby.