Geçtiğimiz günlerde yayınlanan bir araştırmaya göre, Arjantin'in Patagonya bölgesinde ücra bir mağaranın duvarındaki resimlerin bilimsel analizi, bunların Güney Amerika'da bilinen en eski kaya sanatı örneği olduğunu gösteriyor.
Bulguları 14 Şubat'ta Science Advances dergisinde yayınlanan projenin arkasındaki araştırmacılar, insan, hayvan figürleri ve soyut tasarımlardan oluşan yaklaşık 900 başka resmin bulunduğu Cueva Huenul 1'in duvarlarını süsleyen tarak benzeri desenin ilk kez 8.200 yıl önce ortaya çıktığını söylüyor. Tarak benzeri işaretlerin başlangıçta sadece birkaç bin yıllık olduğu varsayılıyordu; revize edilmiş tarihlendirmeleri, sıcaktan harap olmuş popülasyonlar ve nesiller arasında kullanılan erken bir iletişim sistemine işaret ediyor.
"Buenos Aires'teki Arjantin Ulusal Bilimsel ve Teknik Araştırma Konseyi (CONICET) ve Ulusal Antropoloji ve Latin Amerika Düşünce Enstitüsü'nde (INAPL) arkeolog olan ve çalışmanın yazarlarından biri olan Guadalupe Romero Villanueva The New York Times'a yaptığı açıklamada "Sonuçları aldık ve çok şaşırdık. "Bu bir şoktu ve bazı şeyleri yeniden düşünmek zorunda kaldık."
CONICET'te ve Şili'deki Temuco Katolik Üniversitesi'nde arkeolog olan çalışmanın yazarlarından Ramiro Barberena, "Aradan geçen çağlar ne kadar ilgi çekici olursa olsun, bizim için tüm bu süre boyunca temelde aynı motifin aşağı yukarı 3.000 yıl boyunca resmedilmiş olması daha önemli" dedi. Barberena, bu bulguların "çok küçük ve çok hareketli toplumlarda bilgi aktarımında sürekliliğe dair" kanıt sağladığını da sözlerine ekledi.
Patagonya'da 12.000 yıl öncesine kadar insan yaşamıyordu; düşmanca iklim değişiklikleri bu küçük nüfusları, gelişlerinden birkaç bin yıl sonra sığındıkları mağaraları terk etmeye teşvik etti. Bu zorluk ve göç dönemi, resimlerin radyokarbon tarihleme sonuçlarıyla örtüşmektedir; bu da bu desenlerin anıların ve sözlü geleneklerin korunmasına yardımcı olduğunu düşündürmektedir. Sanatçılar bu desenleri binlerce yıl boyunca kömürleşmiş ahşap boyasıyla mevcut motiflerin üzerine çizmeye devam etti.
Romero Villanueva, "Bu insanları düşünmeden edemiyorsunuz," dedi.
"Aynı yerdeydiler, aynı manzarayı seyrediyorlardı; burada yaşayan insanlar, belki aileler, sosyal açıdan burada toplanıyorlardı. Bu bizi gerçekten çok duygulandırıyor."