1997’de Desiree Heiss ve Ines Kaag’ın Paris ve Berlin’de kurduğu BLESS sanat ile tasarımı, moda ile mimariyi disiplinler ötesi bir alanda birleştiriyor. BLESS, Design Miami’nin 19. Edisyonu için oluşturdukları işlerde FENDI’nin görünmeyen yönlerini, “perde arkası”nı araladı. El çantası ve kürk atölyesiyle üretime başlayan FENDI, çok geçmeden zarafeti, işçiliği ve kalitesiyle uluslararası bir şöhrete kavuşmuştu. Tasarım stüdyosu BLESS’in FENDI’yle özel işbirliği içinde hazırladığı Fendi back frontals (Fendi’nin Arka Yüzü) sergisi, sanatseverlere bu özel markayı daha da yakından tanıma olanağı sundu. Aylarca FENDI ailesi ve çalışanlarıyla iletişim halinde olan BLESS, bu enstalasyon çalışmasıyla içeriyi dışarıya taşıyarak zanaatkârlığı sürdüren bir moda markasının içyüzünü seyircinin de görebilmesini amaçlıyordu. Sanat ve moda arasındaki çizgiler gittikçe bulanıklaşırken FENDI ailesinin yüz yıla dayanan sağlam ve eşsiz işçiliği Fendi back frontals’da ön plana çıktı.
FENDI’nin iç dünyasına yolculuk
FENDI Casa’nın ürettiği çift taraflı paravanları yaratıcı bir şekilde dönüştüren sanatçılar, paravanların bir yüzünde kullanım alanının mobilya ve eşyalarla sürdürülebilmesini sağlarken, diğer yüzünde FENDI’nin herkesin erişiminin olmadığı iç mekânına, sadece özel müşterilerin kullanabildiği bazı alanlarına dair gerçek boyutlu fotoğrafları kompozit baskıyla reklam afişi gibi kullanarak sergiledi. Böylece ziyaretçiler kendilerini FENDI’nin büyülü dünyasına kaptırıp hikâyeye ortak olma imkânı buldu. Panellerin çift yüzlü olması, görünen ve görünmeyen tarafların kuvvetle vurgulanışına da olanak sağladı.
Her bir paravanı farklı şekillerde ele alan BLESS, “Entrance”ta (Giriş) FENDI’nin Palazzodella Civiltà Italiana’daki merkezindeki girişini odağına koyarken paravanın arkası bir portmantoyu çağrıştırıyordu: gül ağacı çerçeveli oval bir ayna, asma kancaları, priz ve bir çekmece.
“Kitchen” (Mutfak) yerleştirmesiyse izleyicileri FENDI ailesinin mensuplarından birinin mutfağına konuk ediyor, paravanın arkasındaki şifonyerse, gömme aynasıyla birlikte duruyordu. “Elevator”(Asansör) ise FENDI’nin Roma’daki butiğinin üzerindeki, sadece özel müşterilere tahsis edilen bir alanı mekâna taşıyordu; paravanın diğer tarafında kilitlenebilir bir kutu, bir çekmece ve koltuk bulunuyordu. “Statue” (Heykel) yine bu butikten bir alan görüntüsüyle birlikte gizli, pirinç topuzlu, işlevsel bir kapıyı göz önüne seriyordu.
Geçmişte bir moda evi olan FENDI’nin hakkını teslim eden ve markanın perde arkasının gündelik halini resmeden BLESS, bu zanaatkârlığı kürk, kuzu derisi ve merinos yünü gibi malzemeler kullanarak karmaşık bir şekilde, kabartma motiflerle resmedilmiş bir battaniyeyle gösterdi. Bir üretim merkezinin gündelik hayattan alınan alelade görüntüsü oluşturulurken yüz yıla dayanan geçmişinin izi sürülüyordu; malzemenin dayanıklılığı ve kalitesine de atıfta bulunuluyordu. BLESS aynı zamanda bir markanın yalnızca reklamlarda görünen kısmıyla kalmayıp bütünüyle gün yüzüne çıktığı bir alan olan işliği de görünür kılıyordu.

BLESS’in Design Miami’deki Fendi back frontals sergisi, sanatseverlere FENDI’yidaha da yakından tanıma olanağı sundu.
BLESS VE FENDI: © BLESS, FENDI, 2023
Eski nesneler, yeni işlevler
BLESS’in bir diğer alametifarikasıysa “ileri dönüşüm” tekniklerini kullanma biçimi. FENDI atölyelerinde atık malzemeler, Design Miami’de FENDI çalışanlarının kullanabileceği gündelik eşyaların kılıfı olarak yeni bir işlev kazandı. Süpürge ve deterjan şişeleri de dahil olmak üzere nesneler de sergideki diğer işler gibi FENDI ruhunu taşıyan işlevsel öğelere dönüştürülmüştü. Serginin öne çıkan özelliklerinden biri de gündelik araçların lüks tüketim malzemeleriyle kaplanmasıydı.
İlhamını FENDI’nin “Peekaboo” çantalarından alan “The Protective Sister Bag”(Koruyucu Kız Kardeş Çanta) ve “Protective Brother Carton Bag”(Koruyucu Erkek Kardeş Karton Çanta) ise BLESS ile FENDI arasındaki işbirliğinin görünür kılıyordu. BLESS’in Paris ve Berlin’deki stüdyosu ile Roma’daki FENDI arasında gidip gelen kargoların üzerindeki nakliye fişleri, koruma çantaları, koli parçaları belirli katmanlarla bu “Peekaboo” çantalarına yerleştirilerek ikili arasındaki ortak diyaloğu niteleyen bir efemera oluşturulmuştu.
Bu tasarımla birlikte çantanın orijinal işlevi kayboluyor, ortaya yeni bir nesne çıkıyor. Normalde görünmeyenin görülür kılınması, bir çantanın karton bir kutuya dönüşüp hâlâ çanta olarak kalışı, orijinal işlevine yeni bir işlev katıldığı görülüyor. Çalışma sürecinin kendisi kadar bu süreci göz önüne sermenin önemini de vurgulayan BLESS, FENDI ailesiyle kurduğu ilişkiye özel bir değer atfettiğini de böylece gösteriyor.FENDI ailesinin yüz yıllık başarısını onurlandıran BLESS, bu ailenin olağanüstü becerisinin aktarılmasını sağlayarak zanaatkârlıklarını vurguluyor ve eşyaları gündelik ya da gündelik dışı kullanımları olan sanat eserlerine dönüştürüyor. BLESS, Şubat 2024’te Roma Çağdaş Sanat Müzesi’nde kendisine ayrılmış bir sergiye de ev sahipliği yapacak. 25 yıldır sanat piyasasında varlığını sürdüren bu stüdyo, hem pratik hem de gerçeküstü, zamana ve mekâna direnen tasarımlarıyla işbirliklerini sürdürüyor.
Design Miami fuarı, disiplinlerarası bir sanat stüdyosunun maharetiyle köklü, zanaatkâr bir aile olan FENDI’yi daha yakından keşfetme fırsatı sundu. Fendi back frontals’ın moda tarihine dair sunduğu retrospektif sayesinde izleyiciler kavramsal ama işlevsel bir tasarımla oluşturmuş bir koleksiyonla karşılaşma fırsatı buldular.