TANT: Öncelikle bize biraz Crossroads sergilerinden türeyen Crossroads Digital platformundan bahseder misiniz? Mart ayında sona eren Art On I Piyalepaşa’da gerçekleşen Crossroads Digital’ın ilk edisyonunu takiben yakın gelecekte başka sergi ve etkinlikler planlıyor musunuz?
ART ON: Art On İstanbul’un bağımsız sanatçılara kendilerini ifade edebilecekleri bir alan sunma misyonuyla hayata geçirdiği Crossroads sergi serisi, 2024 yılında yedinci edisyonunu gerçekleştirdi. Bu yıl, sergi ilk kez yalnızca dijital sanatçılara odaklanan özel bir edisyonla genişletildi ve Crossroads Digital başlığı altında dijital medyumda üretilen eserler sanatseverlerle buluştu. Dijital sanat, her geçen gün, günümüz sanat dünyasında giderek daha büyük bir yer edinirken, sanat üretim süreçlerini dönüştürerek yeni ifade biçimlerinin önünü açıyor. Crossroads Digital, Türkiye’nin dört bir yanından bağımsız dijital sanatçılara eserlerini sergileme ve kendilerini tanıtma imkânı sunarak, bu alandaki yenilikçi ve özgün yaklaşımları görünür kılmayı amaçlıyor. 15 Mart 2025’te sona eren bu serginin ardından, Crossroads Digital edisyonunu her yıl düzenli olarak gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Sanatçılar ve izleyicileri bir araya getirerek dijital sanatı deneyimleme ve öğrenme fırsatı sunan pop-up etkinlikler düzenleyeceğiz. Bu programlar, etkileşimli buluşmalar ve eğitim içerikleriyle dijital sanatın farklı yönlerini keşfetmeye olanak sağlayacak. Art On İstanbul, bağımsız sanatçılara alan açma misyonunu sürdürürken, Crossroads Digital serisi de sanat dünyasında yeni perspektifler sunmaya ve izleyicilere ilham vermeye devam edecek.
Sergide yer alan sanatçılarla nasıl bir süreç yürüttünüz? Kürasyon sürecinde karşılaşılan en büyük zorluk neydi?
Sergide yer alan sanatçılarla oldukça verimli ve profesyonel bir süreç yürüttük. Crossroads Digital’ın kürasyon süreci, sanatçılarımızla güçlü bir iş birliği içinde ilerledi. Sanatçılar, üretim süreçlerine ve serginin dinamiklerine hâkim oldukları için herhangi bir zorluk yaşamadık. Tam aksine, sanatçıların profesyonelliği ve disiplinli yaklaşımları süreci oldukça akıcı hale getirdi ve serginin sorunsuz bir şekilde hayata geçirilmesini sağladı. Bu iş birliği Crossroads Digital’ın güçlü bir platform olarak sanatseverlerle buluşmasına olanak tanıdı.
Sanatçılar sergiye özgü yeni eserler mi üretti, yoksa daha önceki çalışmalarından mı seçki oluşturuldu?
Sanatçılar sergiye özel yeni eserler üretmedi; ancak Max on Duty mahlasıyla bilinen Emir Aktunç, kamusal alandaki mural çalışmalarını bir nevi galeri ortamına taşıyarak mekâna özel bir graffiti çalışması gerçekleştirdi. Ardından, aynı kompozisyonu dijital baskıya aktararak eserini farklı bir medyumda yeniden yorumladı.

Fotoğraf: Kayhan Kaygusuz
Crossroads Digital’da yeni teknolojilerle eski teknikleri harmanlayan eserlerle karşılaşıyoruz. Platform yeni ve eskinin etkileşiminin ve olası hibrit olasılıkların keşfi dışında nasıl bir hedefle bu alanda çalışmalarını sürdürüyor?
Crossroads Digital’da, yeni teknolojilerle geleneksel teknikleri harmanlayan eserlerle karşılaşıyoruz. Bu etkileşimin sunduğu hibrit olasılıkları keşfetmenin ötesinde, sanatçılara kendi vizyonlarını özgürce ifade edebilecekleri bir alan açmayı hedefliyoruz. Günümüzde birçok sanatçı, geçmiş ve günümüz tekniklerini bir araya getirerek sanat pratiğini zenginleştiriyor ve yeni anlatım katmanları oluşturuyor. LG Türkiye’nin teknolojik desteğiyle, sanatçılara bu hibrit olasılıkları hayata geçirebilecekleri bir ortam sunmak bizim için büyük önem taşıyor. Eski ve yeni teknolojilerin birleşimiyle ortaya çıkan yenilikçi perspektifler, izleyicilere farklı deneyimler yaşatırken, sanatın sınırlarını genişletme potansiyeli taşıyor.
Yeni teknolojilerin gelişimi ve hayatımıza entegrasyonuyla insanlık, doğa ve teknoloji ilişkisi hakkında nasıl tahayyüllerde bulunursunuz?
Teknolojinin durmaksızın gelişimi, insanlık, doğa ve teknoloji arasındaki ilişkiyi yeniden şekillendiriyor ve bu üç alanın etkileşimini giderek daha karmaşık hale getiriyor. Bu karmaşıklık, aynı zamanda, gözle görülür olanı daha katmanlı bir şekilde deneyimlememizi sağlıyor ve algımızı derinleştiriyor. Sonuç olarak, teknolojinin insanlık ve doğa arasındaki etkileşimi dönüştürerek daha bilinçli ve uyumlu bir geleceği mümkün kılacağına inanıyoruz.
Dijital imgeler ve ilkel sanatı bir araya getirerek diyalog halinde karşımıza çıkaran yapıtlar çağımızdaki zaman algısı üzerine neler söylüyor?
Dijital imgeler ile ilkel sanatın birleşimi, çağımızdaki zaman algısının hız ve durağanlık arasındaki dengesini yansıtıyor. Dijital sanat, geçiciliği ve hızla akan bir zaman anlayışını temsil ederken, ilkel sanat geçmişin izlerini taşıyarak zamanın daha durağan ve köklü bir akışını simgeler. Bu diyalog, zamanın doğrusal değil, kesişen ve dönüşen bir yapıya sahip olduğunu vurgular; geçmişle bugünün iç içe geçtiği bir anlayış ortaya koyar. Örneğin, Max, bir duvar resmi yaparken dijital sanat onun üretim sürecini kolaylaştırıyor. Ecem, doğayla doğrudan iletişim kurarak, ilkel kabul edilebilecek çizgileri çağdaş estetikle harmanlıyor. Sonuç olarak, zamanın bile insan icadı olduğu düşünüldüğünde, onu nasıl algıladığımız ve yorumladığımız büyük bir önem taşıyor.
Fiziksel ve dijital sanat pratiklerini birleştiren fijital enstalasyonlar hakkında ne düşünüyorsunuz?
Fiziksel ve dijital boyutların birleşimi, doğanın evrimsel süreçlerinden esinlenen algoritmalarla oluşturulan örüntüler ve fiziksel aynalarla yaratılan sonsuz yansıma düzeni aracılığıyla izleyiciyi görsel ve düşünsel bir yolculuğa çıkarıyor. Bu tür fijital enstalasyonlar, kaos ve düzen arasındaki dengeyi araştırırken, teknolojinin ve doğanın birbirinden ayrılmaz bir bütün olduğunu vurguluyor. Yeni teknolojilerin gelişimi ve hayatımıza entegrasyonuyla, insanlık, doğa ve teknoloji arasındaki ilişkiye dair derin bir sorgulama sunuyor. Aynı zamanda, geleceğin hibrit gerçekliklerine dair güçlü bir izlenim yaratarak adeta yaşayan bir varlık haline geliyor.

Fotoğraf: Kayhan Kaygusuz
Crossroads Digital’ın ilk edisyonuna katılan sanatçıların platformda başka süreçlerde aktif rol oynaması planlanıyor mu? Edisyonlar arası deneyim aktarımını nasıl sürdürmeyi düşünüyorsunuz?
Edisyonlar arası deneyim aktarımını sürdürebilmek adına sanatçılarla düzenli iletişim kurmayı ve her edisyon sonrasında kapsamlı değerlendirmeler yapmayı planlıyoruz. Dijital sanatın hızla gelişen dinamiklerini göz önünde bulundurarak, sanatçılara farklı mecralarda etkileşimde bulunma ve üretim süreçlerini geliştirme fırsatları sunacağız. Bu yaklaşım, sanatçılar arasında organik bir bilgi ve deneyim akışı oluştururken, aynı zamanda sanatçılar ve izleyiciler arasında güçlü bir bağ kurarak, deneyimlerin ve perspektiflerin karşılıklı olarak zenginleşmesini amaçlıyoruz.