1998 yılında, Christian Dior'un kreatif direktörü John Galliano, Paris'in ikonik Opéra Garnier'sinde gerçekleştirdiği İlkbahar/Yaz Haute Couture defilesiyle moda ve sanat arasındaki bağı derinleştiren unutulmaz bir gösteri sundu. Bu defile, 18. yüzyıl Avrupa'sının ihtişamını ve dekadansını, haute couture zanaatkârlığıyla birleştirerek, zamansız bir koleksiyon ortaya koydu.
Galliano, koleksiyonunun ilhamını 18. yüzyılın Rokoko sanatından, Fransız aristokrasisinin gösterişli giyim tarzından ve İtalyan varis Marchesa Casati'nin eksantrik yaşam tarzından aldı. Casati, sıradışı estetiği, sanata duyduğu tutkusu ve teatral giyimiyle biliniyordu. Galliano, onun cesur ve fantastik görünüşünü, 18. yüzyılın gösteri sanatlarından ilham alan tasarımlarına yansıtarak, moda tarihine unutulmaz bir yorum kattı.

Fotoğraf: Archived Runway Instagram hesabından alınmıştır
Defilenin sahne alındığı Opéra Garnier, 19. yüzyıl Paris sosyetesinin buluşma noktalarından biri olarak seçilmişti ve Galliano'nun tarihsel referanslara olan ilgisini daha da belirginleştiriyordu. Defilenin bütünsel bir sanat deneyimine dönüşmesini sağlayan bu atmosfer, tıpkı bir sahne prodüksiyonu gibi detaycılıkla işlenmişti. Modeller, Manolo Blahnik imzalı topuklularıyla mermer merdivenlerden inerken, barok tabloların canlandığı hissini yaratıyorlardı.
Brokar kumaşlar, tül katmanlar ve el işi detaylar, haute couture geleneğinin birer zirvesi olarak görüldü. Bu tasarımlar, hem giyim zanaatkârlığının ustalığını gözler önüne serdi hem de sanatın modadaki önemini yeniden tanımladı.
John Galliano'nun 1998 Dior İlkbahar/Yaz Haute Couture koleksiyonu, haute couture'ü saf bir sanat formu olarak sunarak, giyim zanaatkârlığının sınırlarını yeniden çizdi.