Uluslararası sanat piyasasındaki hemen herkes ticaretin düşüşte olduğunu kabul ediyor. Bu düşüşün yalnızca konjonktürel bir gerileme mi yoksa daha sarsıcı bir durum mu olduğuysa bu sonbaharın en acil sorusu.
Temmuz ayında Londra merkezli analiz kurumu Art Tactic tarafından yayımlanan Çağdaş Sanat Piyasası Güven Raporu’na göre, Sotheby’s, Christie’s ve Phillips’teki toplam küresel müzayede satışları 2024’ün ilk yarısında yüzde 27 azalırken, savaş sonrası ve çağdaş sanatla ilgili müzayede satışları da yüzde 25,8 değer kaybetti. Araştırmada, sanat dünyasından 128 ismin yanıtlarına göre belirlenen Güven Göstergesi 100 üzerinden 22’de kalarak son dört yılın en düşük seviyesine geriledi.
Raporda, “Negatif piyasa algısı piyasadaki pozitif seslere ağır basmaya devam ediyor; kötümserlerin sayısı art arta beşinci kez iyimserlerden fazla ölçüldü,” ifadelerine yer verildi. Rapora göre, yanıt verenlerin yalnızca yüzde 6’sı bu yılın ikinci yarısında durumun düzeleceğini düşünüyor.
Öte yandan, müzayede evlerinin son hamleleri de satışlardaki düşüş ve negatif algının gölgesinde kalıyor. Sotheby’s ve Christie’s kadrolarında kesintiye gitme sürecindeler. Sotheby’s’in çoğunluk hisselerini elinde bulunduran Patrick Drahi, müzayede evinde azınlık hissesi vermek üzere ağustos ayında Abu Dhabi hükümetinin egemen servet fonu ADQ’yla anlaşma yaptı; bu anlaşma sonucunda, büyük kısmını Arap devletinin ödediği yaklaşık 1 milyar dolarlık nakit girişi sağlandı.
Anekdotsal kanıtlar, daha muğlak birincil piyasada, isim yapmış galerilerde dahi paralel bir gerilemeye işaret ediyor. Bu yılında başında, 80 yıldır faaliyet gösteren Marlborough Gallery kalıcı olarak kapatılırken, Mitchell-Innes & Nash faaliyetlerine “proje bazlı danışmanlık kurumu” olarak devam etme, LévyGorvy Dayan da Hong Kong galerisini kapatma kararı aldı; diğer yandan, sanat piyasasının güçlü çifti Andrew Fabricant ve Laura Paulson kısa süre önce Gagosian’daki üst düzey görevlerinden ayrıldılar, Pace ise üç kıdemli direktörle bağlarını kopardı.
Birincil çağdaş sanat piyasasında uzmanlaşan New York’lu sanat danışmanı Candace Worth, “İşler artık daha durgun. Bunu herkes hissediyor. Aslında ben daha fazla galerinin kapanmamasına şaşırıyorum,” diyor. Worth, en çok rağbet gören sanatçıların eserleri açısından aşırı ısınan piyasadaki genel tükenmişlik hissi ve artan koleksiyonculuk maliyetiyle birlikte yüksek faiz oranlarının da talebi engelleyen birçok faktörden yalnızca biri olduğuna işaret ediyor. Sadece yatırım amacıyla eser satın alanların, sanattan para kazanmanın ne kadar zor olduğunu keşfettiğini de sözlerine ekliyor.
Worth, “Ben işlerin yoluna gireceğine gerçekten inanıyorum. Ama bunun için bir yıla ihtiyacımız olabilir,” diyor.
Piyasa yanlış yönlendiriliyor
Yakın zamana kadar dünya genelindeki (Çin’deki önemli istisna hariç) borsalarda yükseliş kaydedilmesi gibi bir paradoks da söz konusu. The Economist’te temmuz ayında yayımlanan bir haberde, “Yerel borsalardaki fiyatlar bu yılın büyük kısmını yeni rekorlar kırarak geçirdi, hemen ardından da bu rekorları tazeledi,” ifadelerine yer verildi. Dergide, ABD’deki S&P 500 endeksinin 2022’den bu yana yüzde 70 artış göstererek “son 30 yılın en iyi serisi”ni yakaladığı da belirtildi.
Yani uluslararası yatırımcılar çok fazla para kazandı. Peki kazanılan bu paralar neden sanata daha çok harcanmadı?
Temmuz ayında yapılan medya toplantısında, Christie’s’in icra kurulu başkanı Guillaume Cerutti şirketin müzayede satışlarının yılın ilk yarısında yüzde 22 azalarak 2,1 milyar dolara düşmesinin nedenini, “Zorlu bir makro ortamdaydık,” diyerek açıkladı. “Değer düşmüştü. Arz da geçen yılki gibi değildi.”
Christie’s’in 20. ve 21. yüzyıl sanatından sorumlu başkanı Alex Rotter aynı toplantıda, “Küresel olaylar ve duygular işlerimizi etkiliyor,” dedi; bu iki cephede de işlerin yolunda gitmediğiyse çok açık. Diğer faktörler bir yana, Ukrayna ve Ortadoğu’da devam eden savaşların neden olduğu jeopolitik istikrarsızlık, duraksayan Çin ekonomisi ve yaklaşan ABD başkanlık seçimi, zenginleri tedirgin ederek yüksek değerli sanat eserlerini satın alma ve satma konusunda ürkek davranmalarına neden oluyor.
Christie’s10 yıllardır ilk kez bu yıl haziran ayında Londra’daki empresyonist, modern veya çağdaş sanat gece müzayedesini düzenlemedi. Şirket Birleşik Krallık’ın başkentindeki bu satış organizasyonunu, New York ve Hong Kong’daki diğer büyük uluslararası satış mekânlarının iki sezondan oluşan programlarıyla paralel şekilde yalnızca mart ve ekim aylarında yapacağını duyurdu.
Sotheby’s ise Londra’nın yaz sanat sezonuna sadık kalarak 25 Haziran’da modern ve çağdaş eserlerden oluşan 51 parçalık gece müzayedesi düzenledi. Ancak toplam kazancı, Haziran 2023’te eşdeğer satışla elde edilen 190,3 milyon sterlinlik kazanca (harçlar dahil) kıyasla yüzde 56 azalarak 83,6 milyon sterline (harçlar dahil) düştü.
Müzayedenin en önemli parçası olan Jean-Michel Basquiat’nın“Portrait of the Artist as a Young Derelict” (Sanatçının Bir Terk Edilmiş Genç Olarak Portresi, 1982) eseri en çok güven duyulan sanat yatırımlarının bile değer kaybettiğini gösteren bir örnek oldu. Bu karma medya üçlemesi haziran ayında Sotheby’s’e 16 milyon sterlin (harçlar dahil) kazandırsa da, Mayıs 2022’de New York’taki Christie’s müzayedesinden geri çekilmişti; oysa bu müzayededeki yayımlanmamış tahmini 30 milyon dolarlık değeri (yaklaşık 23,6 milyon sterlin) önemli ölçüde daha yüksekti.
İkametgâhsız yerleşimcilerin kaçışı
Geniş çapta (ve öngörülü bir şekilde) yeni İşçi Partisi hükümetinin kurulmasıyla sonuçlanması beklenen Birleşik Krallık seçimlerinden bir hafta önce yapılması planlanan Sotheby’s müzayedesinin, sahibi farklı olan Sotheby’s International Realty’yle (SIR) işbirliği halinde düzenlenmesi manidardı. Ön gösterimde dağıtılan parlak SIR broşürleri Miami’deki lüks mülklerin reklamını yapıyor ve İşçi Partisi’nin Britanya’da ikametgâhsız yerleşim statüsünü kaldırma önerisinden kaçmanın yollarını arayan zengin sanat koleksiyoncularına mantıklı bir sığınak olarak, gelir veya veraset vergisi toplamayan Florida eyaletini işaret ediyordu. Bu öneri yasalaşırsa, Financial Times’ın yaklaşık 74 bin kişi olarak tahmin ettiği bu yarı zamanlı nüfus dünya çapındaki kazançlarının yüzde 40’a kadarına ulaşan bir vergi faturasıyla karşı karşıya kalabilir.
Londra’daki dairesini satarak Palm Beach, Florida’ya taşınmaya hazırlanan ABD doğumlu sanat danışmanı Wendy Goldsmith, “İkametgâhı burada olmayanlar gidiyor. Yani para Londra’yı terk ediyor,” diyor. “Yabancılar burada hoş karşılanmadıklarını düşünüyor. Birçok nedenden ötürü Dubai, Monako ve Cenevre’ye gidiyorlar.”
Özellikle Grand Palais Éphémère’deki iki edisyondan sonra (Paris+ par Art Basel olarak), yakın zamanda yenilenen Grand Palais’de bu ekim ayında açılışı yapılacak Art Basel Paris düşünüldüğünde, önce Brexit, şimdi de İşçi Partisi’nin önerdiği vergi artışları yalnızca uluslararası sanat merkezi olarak Paris’in konumunu güçlendirecek gibi görünüyor. Fakat bir yandan Fransa’da da karmaşa başlıyor.
Servet vergilerini kaldırarak sermayeye sabit oranlı vergi getirdikten sonra “zenginlerin başkanı” lakabını alan Emmanuel Macron, Fransa’da temmuz ayında yapılan ve sonuçsuz kalan parlamento seçimlerinden bu yana gücünü kaybetmiş kukla başkana dönüştü. Macron şu anda, ikisi de zenginlerden alınan vergileri artırma sözü veren sol ve sağ kanattan koalisyonlara başkanlık ediyor.
“Sanat dünyasında ürün kıtlığı iddiasının safsatadan ibaret olduğunu göstermek istediklerini söylediler ve bence bu amaçlarına ulaştılar.”
Oyun alanı dağılıyor mu?
Siyasi güçler birkaç yıl içinde Londra ve Paris’in bir zamanlar olduğu gibi yüksek gelirli kişiler için düşük vergili oyun alanları olmaktan çıkmasını sağlayabilir. Peki bu durum bu şehirlerin sanat piyasasına ne kadar büyük bir darbe vurur?
4. Edisyonu 26-29 Haziran arasında Candy kardeşlerin Londra’daki aşırı özel Chelsea Barracks sitesinde düzenlenen Eye of the Collector fuarının kurucusu ve icra kurulu başkanı Nazy Vassegh, “Artık nerede alım yapıp yapmayacağınızı yaşadığınız yer belirlemiyor. Zenginlerin birden fazla evi var,” diyor.
Civardaki Treasure House fuarı ve Vassegh’nın butik çağdaş sanat ve tasarım fuarı, MCH Group’un Ocak 2023’te kalıcı olarak kapatıldığı açıklanan çok daha büyük Masterpiece London fuarının bıraktığı boşluğu kapatmayı amaçlıyor. Vassegh, Eye of the Collector’daki 18 katılımcının 4.000 ziyaretçi çektiğini ve alıcıların yaklaşık yüzde 50’sinin “uluslararası” olduğunu söylüyor. Fuarın en pahalı satışı 128 bin sterlinle Zelouf & Bell’in özel yapım mücevher dolabı oldu.
Fuarın yakınındaki Chelsea Barracks’ta mülk maliyetinin 60 milyon sterline kadar çıktığını düşününce bu sonuç pek de iç açıcı görünmeyebilir. Ama şu anki haliyle Albert Speer tarafından tasarlanan ve neredeyse boş kalan otel kompleksini andıran Candy kardeşlerin sitesinde daha fazla yaşam belirtisi olsaydı fuarın daha iyi sonuçlanıp sonuçlanmayacağını merak etmemek de mümkün değil.
Özel servetin giderek daha gezici hale gelen yapısı sanat ticaretinde sorunlara neden oluyor. Ürkek zenginlerin evden eve gezdiği, vergilerin giderek arttığı şehirlerde hiçbir zaman vergi ödeyecek kadar uzun süre kalmadığı böyle bir ortamda müzayede evleri, galeriler ve fuarların güvenilir bir müşteri tabanı oluşturması zor olacak. Frieze veya Art Basel Paris gibi popüler fuarlara tüm dünyadan kalabalıkların akın edeceği kesin olabilir ama diğer satış etkinlikleri için de aynısı söylenebilir mi?
Christie’s’in temmuz ayındaki medya toplantısında konuşan Cerutti, son 20 yılda “sanat piyasasında hiç iki yıldan uzun süreli düşüş yaşanmadığını” söylemişti. Bu doğru olsa da, 2009-2010 ve 2020-2021’de yaşanan bu iki yıllık düşüşlerin sırasıyla küresel mali çöküş ve pandemiden kaynaklandığını da belirtmek gerekir. 21. yüzyılın sanat piyasası henüz uzun süren bir jeopolitik çalkantı dönemiyle karşı karşıya kalmadı ama görünüşe bakılırsa şimdi böyle bir döneme giriyoruz.
Vassegh, “Zengin insanlar her zaman en ufak konularda bile aşırı duyarlıdır,” diyor.
Peki paranın başka yerlerde çok daha kolay kazanılabileceği korkutucu ölçüde çalkantılı bir dünyada, vergiden kaçarak dünyayı gezen zenginlerin ve özellikle de genç kuşak zenginlerin sanatı cazip bir yatırım olarak görmeye devam edebileceğini gerçekten düşünebilir miyiz? Ya da sanatı önemsediklerine inanabilir miyiz?
Rakam
38
–> Bu yaz Londra’daki White Cube tarafından işten çıkarılan toplam gözetmen—çoğu sanatçı ve öğrenci—sayısı. “Bazı operasyonel prosedürlerdeki değişiklikleri” gerekçe gösteren mega galeri bu gözetmenlerin yerine güvenlik görevlisi almayı düşünüyor.
Dava
–> Jersey Heritage Trust, ışık sanatçısı Chris Levine (aşağıda) ve şirketine en az 750 bin sterlinlik dava açtı; bu tutar büyük ölçüde Levine’in 2003-2004’te sipariş üzerine yaptığı Kraliçe II. Elizabeth portrelerinin lisanssız olduğu iddia edilen kopyalarını sattığı iddiasıyla talep edildi. Levine karşı dava açarak iddiaları reddederken, arabuluculuk toplantısı tarihinin belirlendiğini söyledi.
–>Ressam Jane Fine, yasal olarak bağlayıcı beş yıllık hak ediş sözleşmesini imzalayan koleksiyonculara eserlerin bedelsiz olarak verildiği Zero Art Fair’in kurucu ortakları William Powhida ve JenDalton’dan bahsediyor.
Fuar ziyaretçileri, temmuz ayında New York’ta düzenlenen alternatif fuarın ilk edisyonuna katılan 81 sanatçıya ait eserlerin dördü hariç tamamını talep etti.