İtalya’da, hükümetin “Avrupa’daki en büyük kültürel altyapı” olacağını iddia ettiği projeye ilişkin çalışmalar başladı. Napoli’de bir zamanlar dev bir hastane kompleksi ve darülaceze olan ancak artık büyük oranda kullanılmayan yenilenmiş Albergodei Poveri’nin bir kısmı, şehrin devam eden miras rönesansında parlak bir nokta olması umut edilen Museo Archeologico Nazionale di Napoli (MANN) için yeni alan olarak kullanılacak.
Bourbon Kralı III. Charles tarafından yaptırılan Albergodei Poveri’nin inşaatı 1751’de başladı ve orijinal tasarım tamamen inşa edilmeden 70 yıl önce kesin olarak sonlandırıldı. 1980’li yıllarda depremde hasar gören bu devasa kompleks şu anda büyük oranda terk edilmiş durumda. Ancak 100 bin metrekareden büyük yüzölçümüyle bugün hâlâ Avrupa’nın en büyük tarihî binalarından biri olmaya devam ediyor.
Tesisin yaklaşık yarısı Napoli’deki Federico II Üniversitesi için eğitim alanı ve öğrenci yurtlarına, şehrin Ulusal Kütüphanesi için yeni bir tesise ayrıca MANN için 10 bin metrekarelik sergi alanına dönüştürülecek. İtalya hükümeti projeye bugüne kadar toplam 147 milyon euro kaynak ayırdı. Projeyi tasarlayan ABDR mimarlık firmasının başkanı Paolo Desideri, The Art Newspaper’a yaptığı açıklamada nisan ayında başlayan renovasyon çalışmalarının 2026 yılının ortasında tamamlanmasının planlandığını söyledi.
Yeni tasarımın modern arkeolojik unsurlar da içereceğini sözlerine ekleyen Desideri, “Bu ölçekteki bir projeyi yürütürken birçok sorun yaşadık. Bu sorunları çözmek için tüm yaratıcılığımızı kullanmamız gerekti,” dedi.
Altın çağa geri dönüş
Yeni müze alanı sayesinde Pompei antik kentindeki yaşam, MS 79’da kenti ponza taşına boğan volkanik patlama ve 18. yüzyıldan itibaren kentin yeniden keşfedilmesini sağlayan arkeolojik kazılar ziyaretçilere tanıtılacak. Patlamadan kaynaklanan küçük volkanik taş parçaları, antik heykeller, ev eşyaları, anahtarlar, gümüş ve altın keseleri gibi MANN koleksiyonundan depoda bulunan nesnelerin yanı sıra Isis Tapınağı ve Kitharacı Evi gibi antik villaların zengin şekilde dekore edilmiş iç kısmını yeniden inşa etmek için kullanılan video projeksiyonları da sergide yer alacak.
Albergodei Poveri, Bourbon krallarının İtalya yarımadasındaki en parlak bestecileri, sanatçıları ve filozofları ağırladığı ve şimdi müzeye dönüşen Villa di Capodimonte gibi heybetli kent simgelerini inşa ettiği 18. yüzyıl Napoli’sinin kültürel altın çağının kanıtı niteliğinde. İtalya 1861’de birleştikten sonra yavaş bir gerileme dönemine giren Napoli’nin durgun yerel ekonomisi bugün yüzde 21 işsizlik oranıyla çöküşte olsa da, gelişen turizm ekonomisi şehrin geri dönüşüyle ilgili umutları tazeliyor. ISTAT (Istituto Nazionale di Statistica) istatistik kurumuna göre, şehirde kalan ziyaretçi sayısı 2018’de dört milyondan azken, bugün yılda on milyona ulaşmış durumda.
Napoli, tarihi ve kimliğinden dolayı küresel bir kültür başkenti
Gennaro Sangiuliano, İtalya kültür bakanı
Bu arada, kendisi de Napolili olan İtalya Kültür Bakanı Gennaro Sangiuliano memleketindeki iddialı kültürel miras projelerine yüksek miktarda finansman sağlıyor. Sangiuliano kasım ayında Napoli’de düzenlenen UNESCO 21. Yüzyıl Kültür Mirası’nın açılışında, “Napoli, tarihi ve kimliğinden dolayı küresel bir kültür başkenti,” demişti.
Bakanlık geçtiğimiz eylül ayında Capodimonte Müzesi’nin çatısına 4.500 güneş paneli yerleştirilmesi için 22,2 milyon euro harcama yaparken, özel şirketler tarafından sağlanan finansman da 25,5 milyon euro’ya ulaştı. Bakanlık mayıs ayında başka miras projelerine de 20 milyon euro yatırım yapılacağını açıkladı; bu kapsamda, çinili sütunları ve narenciye ağaçlarıyla bilinen turizm merkezi Portakal Manastırı’na engelli erişimini artırmak için 1,5 milyon euro ve Pinacoteca sanat müzesini de içeren binaların renovasyonu ve restorasyonu için 7 milyon euro finansman sağlanacak.
Kâr amacı gütmeyen Italia Nostra miras kurumunun Napoli bölümü başkanı Luigi De Falco mevcut renovasyon projelerinin Napoli’yi “turistler için son derece cazip” hale getireceğini söylerken, bunun yerel ekonomi için iyi olduğunu ancak yerel halkın fiyatlara yetişememe riskini de beraberinde getireceğini sözlerine ekledi. De Falco, “Yılda 10 bin tahliyemiz var. Burada yaşayanlar uzaklaştırılmamalı; bu yüzden de hükümet yerel halkın müzeleri ücretsiz olarak ziyaret etmesini sağlamalı,” dedi.