Artsa Danışmanlık, Avrupa’nın ileri gelen galerilerinden Thaddaeus Ropac’ı Bodrum Loft’ta sanatseverlerle buluşuturuyor ve beşinci açık hava sergisini sunuyor.
Çağdaş heykel sanatının katmanlarını irdeleyen ve geleneksel kavramların sorgulandığı Persona sergisi, Tong Cragg, Tom Sachs, Erwin Wurm ve Sylvie Fleury olmak üzere, dört sanatçıya ev sahipliği yapıyor.
Sanat ve endüstri arasındaki bağın bronz, çelik ve metal heykellerle vurgulandığı sergide her bir eser, tanıdık ile alışılmadık, sıradan ile olağanüstü arasında bir köprü görevi görüyor.
Serginin katılımcı sanatçılarına daha yakından bakalım:
Tony Cragg
Tanınmış İngiliz heykel sanatçısı Tony Cragg, doğal ve insan yapımı olan dünyalar arasındaki ilişkiyi formüle ettiği heykel dili üzerinden irdeliyor.
Cragg’in zengin bir dil ve duygu yelpazesi sunan heykelleri, fizikselliğin ötesine çıkıyor ve kullanışlı olan reddedip, dönüştürücü olanı öne çıkarma amacı taşıyor. Sanatsal yeniliğin sonsuz potansiyelini irdeleyen formlarda, izleyicide merak duygusunu uyandıran özellikler heykellere malzeme ve işçilikteki ustalıkla birlikte atfediliyor.
Tom Sachs
New York’ta yaşamını ve çalışmalarını sürdüren Tom Sachs, mühendislik ve tasarım alanındaki şaheserleri brikolajlarla yeniden üretmesiyle tanınıyor. Eserlerinin temaları, ağır bir mizah ve ironi dozuyla ele aldığı Amerikan kültürü ve toplumu etrafında şekilleniyor.
Sachs’ın heykellerinde sonuçtan ziyade süreç ön plana çıkıyor. Sanatçının detaylı işçiliği üzerinden aktarılan kavramsal temeller, bizi çağdaş toplumun karmaşık yapısıyla ve kalıpsal varsayımlarımızla yüzleşmeye davet ediyor. Sachs kapitalist kültürü yeniden deşifre etmek ve Geleneksel Japon çay seremonisini yeniden hayal etmek gibi konuları işliyor.
Erwin Wurm
Avusturyalı sanatçı Erwin Wurm aşina olduğumuz objeleri tekrar gün yüzüne çıkarırken, izleyicilerin bu objeleri daha farklı bir ışıkta görmesini sağlıyor. Günlük hayatın sıradanlığına odaklanan Wurm bu bağlamda, akışta aldığımız basit kararları ve varoluşumuza dair derin soruları, kendimizle eşleştirdiğimiz objelerle bağdaştırıyor.
Heykel ile günlük yaşam arasındaki sınırı, herhangi bir nesnenin heykel olma potansiyelini göz önünde bulundurarak bulandıran Wurm, absürtlük ile sıradan gerçeklikle bağdaştırılan kavramlara odaklanıyor. Algıladığımız gerçekliği mutlak gerçeklik olarak kabul etmeyen Wurm, bizi etrafımızdaki dünyayla beklenmedik yollarla etkileşime girmeye davet ediyor.
Sylvie Fleury
İsviçreli sanatçı Sylvie Fleury materyalizm, estetik ve değer kavramlarına odaklanıyor. Fleury, araba, makyaj paletleri ve lüks eşyalar gibi ready-made objeleri dönüştürmesiyle de tanınıyor. Sanatçı günümüz toplumunun değer algısının gelip geçici doğasını, hızlıca değişen ve yok olan trendleri incelerken, güzellik ve tüketim üzerindeki toplumsal baskıyı sorguluyor.
Çalışmaları heykel, performans, enstalasyon ve resim olmak üzere çeşitli alanlara yayılan Fleury, geleneksel sınırların ötesine geçiyor. Sanatçı hazır nesneleri yeniden amaçlandırıyor ve lüks objelerin fetişleştirilmesini araştırıyor. Tüketim kültürü ve zamansallıkla ilgili eleştirel düşünceleri üzerinden, malzeme ve arzuyla olan kişisel bağımızı sorgulatıyor.
- Persona, Bodrum Loft’ta 1 Eylül’e kadar görülebilir.