Sanat piyasası çoğu zaman savaş, enflasyon, resesyon ve diğer politik ve ekonomik krizlerin gerçekliğiyle uyumsuz görünebilir; ancak Art Basel ile UBS’in yayımladığı son Sanat Piyasaları Raporu’na göre 2022’de piyasada bazı çatlaklar belirmiş görünüyor. Küresel satışlar, sadece yüzde 3’lük bir artış göstererek üst seviyedeki bir avuç simsarın daha fazla multimilyon dolarlık satış yapması sayesinde tahminî 67,8 milyar dolara ulaştı. Ancak bazı segmentlerde, özellikle de müzayede piyasasında geçen yıl küçük bir daralma kaydedildi.
Raporun yazarı ve Arts Economics danışmanlık şirketinin kurucusu Clare McAndrew’un ortaya koyduğuna göre, özellikle 2022’nin sonuna geldiğinde, piyasa “aşırı uyarılmış görünüyordu ve etkinliklerde daha kontrollü teklif verilip alım yapıldığı yönündeki haberlere bakılırsa düşüşe geçti.” McAndrew, Amerika Birleşik Devletleri ve Birleşik Krallık’ın olumlu sonuçlar paylaştığı ancak Çin’in performansının sıfır Covid politikasının sıkı önlemleriyle zedelendiği, giderek en değerli ürünlerin ağırlık kazandığı piyasanın farklılaşan bir resmini çiziyor. McAndrew genel olarak “beklenenden […] daha sakin” bir büyüme olduğunu söyledi.
Buna rağmen piyasanın tekrar yükselişi düşüş oranını aştı. 2022’de satışlar pandemi öncesine nazaran daha fazlaydı ve 2014 zirvesinin çok az altında kalan rakamlarla, piyasanın bugüne kadar kaydettiği en yüksek ikinci noktaya ulaştı.
ABD küresel sıralamada zirvedeki yerini korudu ve satış payı yıllık yüzde 2 artarak yüzde 45’e çıktı. Müzayede sektörünün üst düzeyindeki büyük yükselmesinin etkisiyle, fiyatlar yüzde 8 artış göstererek 30,2 milyar dolara ulaştı. Bu bugüne kadar ABD’de kaydedilmiş en yüksek seviyeydi. Çin’in (Çin Anakarası ve Hong Kong dahil) 2022’de daha kötü bir yıl geçirdiği dikkat çekecek kadar belirgindi. Çin’de satışlar yüzde 14 azalarak 11,2 milyar dolara düştü, bu 2009’dan bu yana kaydedilen en düşük seviyeydi. Böylece pazardaki payı yüzde 17’ye düşen (yüzde 3’lük bir azalma) Çin, üçüncü sıraya yerleşti.
Çin’in kaybı Birleşik Krallık’ın kazancı oldu. Yüzde 18’lik satış payıyla Birleşik Krallık ikinci sıraya geri dönerken (geçen yıla göre yüzde 1’e varan artışla) hızını korudu ve yüzde 5 değer artışıyla 11,9 milyara ulaştı. McAndrew, Brexit’in Birleşik Krallık’ın ticaretinde yol açtığı sıkıntıların hâlâ devam etmesi nedeniyle kendini daha kötü sonuçlara hazırladığını söylüyor. 2013 ve 2022 arasında Birleşik Krallık’ta pazar değeri gerçekten de yüzde 7 düşüş gösterdi ancak Art Basel’ın raporu, Avrupa ticareti zarar görürken, yurtdışındaki alıcılara yapılan yüzde 60’lık satışla Birleşik Krallık’ın en enternasyonal piyasaya sahip olduğunu ortaya koydu.
Müzayede satışları düşüyor
2022, görünüşe göre müzayede evleri için bereketli bir yıldı ve satışlar ilk kez 1 milyar doları aştı. Müzayede evleri yıl sonu kazançlarını yayımladığında hype pazarlama oldukça fazlaydı, Sotheby’s örneğinde bu, tabloyu az çok çarpıtan gayrimenkul ve klasik otomobil müzayedelerini de içeriyordu.
Ancak her şey göründüğü gibi değildi. Rapora göre, geçen yıl müzayede satışları aslında düşüş gösterdi ve hem halka açık hem de özel satışlarda toplamda yüzde 2 düşüşle 30,6 milyar dolara geriledi (ancak bu, 2019’daki pandemi öncesi rakama göre yüzde 11’lik bir artış anlamına geliyordu). Bu durum büyük ölçüde Çin müzayede piyasasının zayıf performansından kaynaklandı. Bahar döneminde Şanghay’da iptaller yaşandı ve anakaradaki önemli sonbahar satışlarını sekteye uğratan daha fazla pandemi kapanmaları oldu, bu da 2022 yılında yüzde 22’lik bir düşüşe yol açtı. Genel olarak, küresel açık artırma satışları 2022’de pazarın yüzde 45’ini oluşturdu, bu da yüzde 2’lik bir düşüşe işaret ediyor.
Piyasanın zirvesi havasız kalsa da çok pahalı ürünlerin alım satımını devam ettirmek için yeterli oksijen sirkülasyonu oluyor. Müzayede sektörünün üst segmentinde eserler 2022 yılında en güçlü performansı sergiledi ve 10 milyon doların üzerinde fiyatlandırıldı, bu, değeri artan tek segment oldu (yüzde 12 artış). Ekonomik istikrarsızlık dönemlerinde genellikle olduğu gibi, zengin alıcılar en tanınmış sanatçılara ve daha düşük riskli olduğunu düşündükleri eserlere yöneldiler.
2022’de ABD, yüzde 37’lik satış payıyla lider pozisyonunu tekrar kazandı. Yıl boyunca en değerli 50 sanat eserinden 41’i de dahil olmak üzere, en yüksek fiyatlı eserlerin çoğu, New York’ta satıldı. Çin ikinci sıraya geriledi (yüzde 7 düşüşle yüzde 26’ya indi) ve Birleşik Krallık, yüzde 13’lük sabit bir payla, üçüncü büyük müzayede pazarı olarak yüzde 9’luk payı olan Fransa’nın hemen önünde yer aldı.
Christie’s, Sotheby’s ve Phillips’in çevrimiçi satışları toplam müzayede satışlarının yüzde 7’sini oluştururken, bu oran geçen yıl aynı döneme göre yüzde 4 düşüş gösterdi. Ancak dijital teknolojinin satışları desteklemekteki önemi sürekli olarak artmaya devam ediyor. Sotheby’s’e göre, 2022’de düzenlenen açık artırmalarda tekliflerin yüzde 91’i çevrimiçi olarak verildi (bu oran 2017’de sadece yüzde 44 ve 2012’deyse sadece yüzde 18’di). Benzer şekilde, Christie’s’de de tekliflerin yüzde 75’i çevrimiçi verildi, 2018’deyse bu oran yüzde 45’ti.
Rapor aynı zamanda müzayede sektörü için önümüzdeki dönemde bazı potansiyel sorunlara da işaret ediyor, bu sorunlar sektörün halihazırda küresel satışlardaki payının düşmesine katkıda bulunmuş olabilir. Örneğin, garantiler gibi finansal araçlar giderek daha karmaşık hale geliyor; geçen yıl mayıs ayında New York City, 30 yıl önce müzayede endüstrisini düzenlemek için getirilen kuralları kaldırdı ve uzmanlar bu durumun suyu bulandırabileceğini düşünüyor.
Raporda ismi verilmeyen bir simsar şöyle diyor: “Son iki yılda, yatırım planlarının ve uygun olmayan finansal araçların sanat piyasasında tekrar yaygınlaştığını gördük. Bu tür şeylerin yaygınlaşmaya başlaması her zaman ileride sorunların baş göstereceğinin işaretidir.”
Simsarlar arasında kutuplaşma
2022’de simsarlık sektörü yüzde 7 büyüme kaydederek 37,2 milyar dolara ulaştı ancak büyüme ve kârlılık genellikle sadece en üst düzeyde gözlemlendi. 10 milyon doların üzerinde en yüksek ciroya sahip olanlar, ortalama satış değerlerinde yüzde 19’luk en büyük artışları yaşadılar. Bu segmentte faaliyet gösteren simsarlara göre satın almalar “güçlü ama zirvede zayıf”tı. Simsarlar, en varlıklı alıcılarının birçoğunun “derinlemesine düşünerek işlem” yapmak ve daha fazla gizlilik içinde pazarlık edebilmek için özel satın almalar yönünde tercih belirttiklerini söylüyorlar.
Bir simsar bunu şöyle ifade ediyor: “Üst düzeyde canlılık gördük ve bu yıl özel satın alımlara yönelik daha büyük istek var gibi görünüyor. Eskiden bunun gizlilikle ilgisi vardı, şimdiyse bu segmentteki koleksiyonerler, garantiler tarafından manipüle edilmekten ve işlem sırasında üçüncü tarafların olmasından kaçınmak istiyor, bu yüzden özel satışın daha doğrudan yaklaşımını tercih ediyorlar.”
2022’de satışlardaki artışın bir kısmı işlem hacminin artmasından kaynaklandı. Yıl boyunca satılan eserlerin ortalaması 65’ten 75’e yükseldi. 10 milyon doların üzerinde ciroya sahip en büyük simsarlar 2022’de ortalama 225 eser satarken 250 bin doların altında ciroya sahip olanlar 15 eser sattı.
En küçük işletmeler, temkinli alıcılar, hızla yükselen sergi maliyetleri ve durgun satışlarla mücadele etti. Cirosu 250 bin doların altında olanlar satışlarında yüzde 3’lük düşüş bildirdi. Bu segmentteki simsarlar genel ekonomik koşullardan belki daha az etkilenebilecek üst seviyedeki alıcılardan farklı olarak kendi alıcılarının daha dar bütçeleri olduğuna ve genel olarak 2022’de daha fazla maliyet bilincine sahip olduklarına dikkat çektiler.
Sanat işinin giderek artan maliyetleri de simsarların kârlarında önemli bir düşüşe neden oldu. Raporda özellikle nakliye maliyetlerinin arttığı belirtiliyor ve bazı simsarlar bunu harcamalarının yüzde 40’ı olarak veriyor, 2021’de bu oran yüzde 20’ydi.
Sanat fuarları da bir başka ihtilaf konusu haline geldi. Bazı simsarlar, 2022’de sanat fuarları ve yan maliyetler için pandemi öncesi döneme göre en az yüzde 15 ila yüzde 20 daha fazla harcama yaptıklarını belirtiyorlar. Bir simsarın ifadesine göre: “Pandemi sonrasında, sanat fuarlarına katılmanın maliyetleri uçmuş durumda ve artık fahiş stant ücretlerini makul kılacak kadar iş getirmediğinden sergi açmak bizim için ekonomik açıdan kârlı değil.”
Bir başkası ise, sanat fuarı modelinin, “Kısmen pandemi nedeniyle alışkanlık ve satın alma tercihlerindeki değişiklikler nedeniyle, bunun yanı sıra da ulaşım ve seyahatle ilgili zorluklar, ayrıca genel maliyet artışlarından ötürü sınandığı”nı belirtiyor.
Daha yaygın eğilimlere gelince, gücün koleksiyoncularla daha doğrudan çalışan sanatçılara doğru kaydığı görülüyor; teknolojik ilerlemeler bunun hiç de azımsanmayacak bir nedeniyken sosyal medyaya üzerindeki odağın artması da bu bağlamda önem arz ediyor. Birincil piyasa simsarlarına sanatçıların, galerilerini es geçmeleri konusundaki endişe düzeyleri sorulduğunda, yüzde 35’i “çok fazla veya orta derecede” endişeli olduğunu söylerken sadece yüzde 20’si endişeli olmadığını belirtti. Birincil piyasa simsarlarının neredeyse yüzde 40’ı önümüzdeki yıl sanatçıların doğrudan satışlarında bir artış öngördü.
Sonuç olarak McAndrew, bazı simsarların “programları üzerinde hem yukarıdan hem de aşağıdan baskı hissettikleri”ni belirtiyor: “Büyük üst düzey galeriler ve sanatçıların başkaları tarafından kapılması riskini yukarıdan; sanatlarında olgunlaştıkça bizzat sanatçılardan gelecek baskıyı aşağıdan hissediyorlar.”
Islak boya piyasası tamamen kurudu
Son birkaç yılın en büyük trendlerinden biri, ultra-çağdaş veya “kırmızı çip” sanatçılar için genişleyen piyasa oldu. Büyük ölçüde, coşkulu müzayede piyasasının desteklediği bu trend artık tersine dönmüş görünüyor. 2021’de çağdaş sanat, (1945 sonrasında doğan sanatçıların eserleri) ve son 20 yılda yapılmış eserler, ultra-çağdaş sanatçıların güçlü satışları sayesinde değerini ikiye katladı. Ancak 2022’de, savaş sonrası sanatın daha eski dönemi daha başarılı oldu, eserleri yüzde 3’e varan değer artışı gösterirken, buna karşılık çağdaş sanat yüzde 26, son 20 yılın eserleriyse yüzde 17’ye varan bir düşüş yaşadı.
Anketlerde bazı simsarlar, 2021’de birincil piyasanın bazı bölümlerinin “fazla şişirilmiş” olduğunu ve satışların 2022 yılında aynı hızda devam etmediğini, bazı sanatçılar için “gelecekte zorlu bir yol” olabileceği endişesi taşıdıklarını belirttiler. Bu yorumlar özellikle, kariyerlerinin nispeten erken dönemlerinde olmalarına rağmen fiyatları 1 milyon dolar ve üzerinde olan “yaşayan ünlü sanatçılar” olarak adlandırılan kesime yönelikti.
Bazı simsarlar, “müzayede görünürlüğünün, sanatçılar için bir pazarlama tekniği olarak müze satın alımlarının yerini aldığı”nı eserlerin sanatçıların stüdyolarından hızlı bir geri dönüşle müzayedeye gittiğini vurgularken diğerleriyse fiyatları artıran, “bütünlük ya da iş bilgisinden yoksun çok sayıda yeni galeri” istilasını suçluyor.
Cinsiyet eşitliği – ne zaman gelecek?
Cinsiyet eşitliğine sözde bağlılığın devam etmesine rağmen kadın sanatçıların temsil oranı erkek meslektaşlarınınkine göre hâlâ düşük. Fiyat eşitliği de yavaş yavaş gelişiyor. Raporun belirttiğine göre, galeriler tarafından temsil edilen kadın sanatçıların payı yüzde 39 ve bu oran 2021 yılında yüzde 37’ydi. Tek başına birincil piyasada, ilerleme son iki yılda duraksamaya girmiş görünüyor, kadın sanatçıların payı, 2019’da elde edilen yüzde 44’e göre az bir düşüşle şu anda yüzde 42’yi buluyor.